Kalbimin tam ortasında bir sıkışıklık. Ne yapacağını bilememe hâli, çaresizlik...
Kızgınlığımla, öfkemle bağ kuruyorum nicedir. Kırmızının açık tonlarından en koyularına savrulmadan mavilere gidiyorum. Maviyi tanıdığım için ensemi, başımın etrafını saran kelepçenin ismini daha rahat koyuyorum. Çaresizlik, hayal kırıklığı, umutsuzluk, incinme... Kapalı konuşuyorum, farkındayım, tetikleyici olayın da bir önemi yok zaten. Emeğinin karşılığını alamamak, doya doya kutlama yapamamak, sevincinin, gururunun kursağında kalması tam olarak yaşadığım. Telafisi yok. Olan oldu, bir daha o âna geri dönüş yok. İçimde hep bir sızı olarak kalacak sanırım.
Kafamın tam orta yerinde bir soru işareti. Tam bir belirsizlik ...
Nedenini bilmiyorum. Tahminde bulunmak, teşhis koymak istemiyorum. Bir yanım herkes eylemlerinin olağan sonucuna katlanmalı diyor. Bir yanım ilişkiler ödül ve cezanın ötesinde bir yerde, saçmalama diyor.
*
Maddeler halinde bir yazı olacak bu. Bir daldan bir dala uçarken, konduğum her bir yeni dalı klavyede bulduğum * sembolüyle ayıracağım. Ne şahane buluş, değil mi? Öyledir, insan aklı hünerli buluşlarıyla ünlüdür ve de yıkıcı olanlarla. Birkaç deli liderin peşinde sürükleniyoruz asırlardır. Geçmişin mağdurları şimdinin zalimlerine dönüyor koca dünya elimiz kolumuz bağlı izliyoruz. Kötülüğün bunca çoğalması iyilerin sessizliğine yoruluyor. Sessiz miyiz sahiden? Yoksa güçsüz mü?
*
Dün akşam bir arkadaşım mesaj attı. Sana koli buldum bırakayım diye. AVM'ye gitmiş, bagaj hacminde yassı koliyi istiflemiş. Özen böyle bir şey.
*
Aranan yatak bulundu. Annem bugün servise çıkıyor.
*
Ebeveynlere bir soru: Çocuğunuz sizin değerlerinize göre toplum içinde diğerlerine ve size karşı antisosyal tutum sergilediğinde, elalem ne der diye değil sahiden incindiğinizde ne yapıyorsunuz? Nasıl tepki veriyorsunuz? Bu durumu nasıl yönetiyorsunuz? Çocuk bu yapar diyemediğiniz durumlar hangileri? Sizin kırmızı çizginiz ne?
Oğlumla bu sorunu çok yaşıyoruz. Açıkçası bazen de elalem ne der sıkıntısını da yaşıyoruz. Sinirleniyoruz birbirimize kırıcı şeylerde söylüyoruz. Bir kaç gün küsüyorum ama sonra dayanamıyorum sarılıyorum. Şöyle söyliyim başka biri, akraba falan olsa bir daha kesinlile görüşmem ama annelik böyle bir şey galiba. Hülya
YanıtlaSilAh o ağızdan çıkan ama aslında kastedilmeyen sözler. Çocuklar çok kolay tüketiyor. Yetişkin de olsak kırılıyoruz. Ama çok uzayamıyor elbette. Çünkü annelik.
SilBen de çok karışığım.. Sürekli endişelenmekten yoruldum. Devir değişiyor ve biz eski değerlerle devam etmeye çalışıyoruz çünkü bizim doğrumuz etiğimiz ahlakımız o ama çocuklarımız başka bir devrin çocukları.. Bunu sütekli hatırlamaya çalışıyorum. Ama o kadar ters ki bazı değerleri, çok üzülüyorum ve benim yetiştirdiğim çocuk nasıl böyle düşünür davranır dediğim çok oluyor.. Onun da tek savunması: ama herkes böyle….
YanıtlaSilUmarım çocukluk çağında verdiğimiz değerler, kendi örnek davranışlarımız, bir şekilde onların kişiliğinin temelinde duruyordur….
Beni en çok zorlayan, çocuğun kendisine değil arkadaşlarına göre karakterinin davranış ve tutumlarının değişmesi. Çok materyalist, son derece bencil bir nesil gibi geliyorlar bana ve buna çok üzülüyorum.. Ama belki biz de bizden öncekiler için böyleydik?
Terazi gibi. Bir kefede kendi değerlerimiz, beklentilerimiz diğerinde onların istekleri, ihtiyaçları... Sürekli dengeyi bulmaya çalışıyoruz. Bazen yorucu geliyor, bazen aferin iyi iş çıkardım diye övünüyoruz.
Sil