31 Mayıs 2014 Cumartesi

GEÇMİŞE AÇILAN GEÇİT (*)


 



Zamanın gerisinde yaşayanlar

 
Bir tarafta çölü kazarak toprağı elekten geçiren kadınlar diğer tarafta yıldızları inceleyen astronomlar... Yönetmen Patricio Guzman, Işığa Özlem (Nostalgia de la Luz) adlı belgeselde, birbiriyle hiç ilişkisi yokmuş gibi görünen bu iki grubu başarıyla bir araya getiriyor. Her iki grup da geçmişte neler olduğuna cevap arıyor. Her iki grup da kalsiyum arıyor, büyük patlamadan sonra oluşan ilk elementi. Astronomlar bigbangten, yıldızlardan kalan kalsiyumu, Calama kadınları ise sevdiklerinden geriye kalanı...

Ay ışığının dünyaya gelmesi bir saniyeden biraz fazla sürüyor, güneş ışığınınki ise sekiz dakika. Astronomlar gökyüzüne baktıklarında yıldızların o anki hâllerini görmüyorlar aslında. Geçmişi inceleyen bir arkeolog gibi yıldızlara, zamanın, şu ânın arkasından bakıyorlar. Saydam gökyüzüne bakıp geçmişi inceleyerek şimdiye dair cevaplar arıyorlar. Gaspar Galaz, Atacama Çölü'nde araştırma yapan astronomlardan biri. Kökenleri bir gizem olan dağılan galaksiler üzerine çalışıyor. Neden kendilerini yok ettiklerinin cevabınıarıyor. “Nereden geldik? Nereye gidiyoruz? Bir galaksi, yıldız ya da bir gezegen nasıl oluşur?”... Sorduğu her soru, cevap bekleyen başka soruları doğuruyor. Her bir geceyi geçmişi inceleyerek geçiriyor. Aradığı yanıtları bulamasa da, çölün sıcağı onu rahatsız etse de, Calama kadınlarının aksine, huzur içinde uyuyabiliyor.

Chuquicamata Madeni, Calama Kadınları

Şili'de bakırın geçmişi, çok eskilere dayanmaktadır. Yapılan arkeolojik araştırmalar, dünyanın en büyük bakır madeni olan Chuquicamata'da, günümüzden 2500 yıl önce yaşayan insanların bakır çıkardığını, çıkardıkları bakırı törenlerde ve dekorasyonda kullandıklarını göstermektedir. 1820-1900 yıllarıarasında Şili, 2 milyon ton bakır üretimi ile dünyanın en büyük bakır üreticisi ve ithalatçısı haline gelmişti. 19. yüzyılda madencilik endüstrisi, kölelik sisteminden farksızdı. İşçilerin yaşam alanları, maden arama bölgesinin etrafında oluşturulmuş barakalardan ibaretti. 1973 yılında askeri darbe oldu. Ordu, bu barakaların etrafına dikenli tel çekti ve dönemin en büyük toplama kampına çevirdi. 17 yıl süren Pinochet iktidarısüresince binlerce siyasi tutuklu öldürüldü ve cesetleri gömüldü. Cesetler bulanamasın diye, diktatörlüğün cesetleri çıkartıp yok ettiği ve denize attığı biliniyor. Calama kadınları, toplu bir mezar bulunana kadar 28 yıl boyunca çölde kayıp yakınlarını aramaya devam etti. Hâlâ kayıp yakınlarını arayan kadınlar var. Violeta Berríos(70) onlardan biri.

Vicky ve ben çöle kaç kez gittik diye saymayı bıraktım. Umut dolu yola koyulup başımız önde geri döneriz. Ama her zaman kendimizi toparlar, şöyle bir sarsılır, sonraki gün, daha umutlu ve onları bulmak için daha sabırsız bir şekilde tekrar başlarız. Bazıları merak ediyor neden kemikleri istiyoruz diye. Onları çok istiyorum! Bir tek ben değilim. Mario’nun çene kemiklerinden birini bulduklarında onu istemediğimi söyledim. Dr. Patricia Hernández’e “Onu bütün halinde istiyorum bütün halinde alıp götürdüler sadece bir parçasını istemiyorum.” dedim. Sadece onun için değil tüm kaybolanlar için söylüyorum. Hepsi için! Bugün onu bulsam, yarın ölmeye razıyım.. Mutlu ölürdüm. Ama ben ölmek, onu bulmadan önce ölmek istemiyorum. Geçen gün size söylediğim gibi, sadece gökyüzüne bakan teleskoplar istemiyorum aynı zamanda yeryüzünün içini de görebilseler böylece onları da bulabilirdik. Bunun gibi sonra, biraz daha. Bir teleskop ile çölü tarardık. Aşağıları.”

Unutmaya meyilli bir toplumda, Calama kadınları, toplumsal hafızanın cılız sesi, tıpkı Cumartesi Anneleri gibi... Oysa tek istedikleri ölülerinin kemiklerini almak, sevdiklerinin kokusunu son kez duymak ve onları hak ettikleri gibi layığıyla gömmek.



IŞIĞA ÖZLEM (Nostalgia de la luz/ Nostalgia For The Light)
Yönetmen: Patricio Guzman
Fransa-Almanya-Şili/2010/DigiBeta/ Renkli 90/İspanyolca-İngilizce
"Bu filmi yaparken yani geçmişe bakarken bu bilyeleri buldum, çocukluğumun Şili'sinin masumiyeti. O günlerde, her birimiz, ceplerinin derinliklerinde tüm evreni taşırdı. Bu anının yerçekimsel bir gücü olduğuna inanıyorum. Sürekli bizi çekiyor. Anısı olan kişi, şu ânın kırılganlığında hayatta kalmayı başarabilir. Olmayan ise  hiçbir yerde yaşayamaz."    
Patricio Guzman
 
(*)Bu yazı 31 Mayıs 2014 tarihinde altzine'de yayımlandı.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder