Nisanın son günü. Yarın 1 Mayıs. Birkaç hafta önce çalışmamaya karar vermiştim. Öyle yürüyüşe katılmak istediğimden değil. Pek canım istemiyor doğrusu. Onun yerine günü bahar bayramı gibi karşılamak istedim. Günübirlik Bozcaada'ya giderim diye de düşündüm. Ancak plan değişti. Yarın sabah bir hasta bakmam gerekiyor. Sonra da ev bakmam. Bunun bir zorunluluğu yok elbette ama hazır evdeyken bakayım, kıyaslayayım, bütçe açısından değerlendireyim ve bir karar vereyim istiyorum.
Oturduğum eve taşınalı üç yıl oldu. Eski evimden daha geniş olması, kapalı otoparka ve sosyal donatılara sahip olması ve yeni deprem yönetmeliğine göre yapılan yeni bir bina olması gibi gerekçelerle taşınmıştım. Bir de kendine ait küçük bir bahçesi vardı. Ufacık, tefecik bahçe bitki çitiyle sitenin bahçesinden ayrılacaktı. Zaman içerisinde bu vaadin gerçeği yansıtmadığını gördüm. Site yönetimi çit yapmama izin vermiyor, toprak derinliği dikilen bitkilerin serpilmesine, yayılmasına, bitkilerden bir duvar oluşmasına olanak tanımıyor. Böyle olunca da yeşil alana bakan bir zemin katta oturuyor gibiyim. Çocuklar içinden geçip gidiyor. Kedi dilediği gibi balkondan çıkıyor, gezip geliyor. Bunun konforuna o da biz de alışınca, bahçe kullanımlı bir zemin katın esasen bizim için iyi bir seçenek olduğuna inandım. Mahremiyetin sağlanması koşuluyla. İşte bu sebeple bir süredir bana bu müstakil bahçe kullanımını sağlayabilecek ev bakıyorum. Şartmış gibi. Evimden çıkabildiğim 30-40 metrekarelik bir yeşil alana mı bağlı tüm mutluluğum? Lavanta, gül dikmek, çiçeklendiğinde birkaç taze dal kesip vazoya koymak, kahvemi bahçeye nazır içmek, belki bir şezlongta uzanmak ve kitap okumak, bunları istiyorum işte. Birkaç yer de baktım. Bir firma takasa açık çalışıyor. Anlaşmalı emlakçı evime bir eder biçti. Aradılar yarın görüşeceğiz. İç kullanım alanında 29 metrekare daha küçük ve açık mutfaklı bir ev. Benim dairemde balkon kapalı ve ebeveyn yatak odasında giysi dolabı teslim edilmişti. Orada bunları benim yaptırmam gerekiyor. Kazanımı sınırları çizilmiş, çitle çevirmeme izin verilen, ölçüsünü tam olarak bilmediğim kimi yerde daha geniş kimi yerde daha dar ancak tüm daireyi çepeçevre saran toplamda 40-60 metrekare olduğunu tahmin ettiğim bir bahçe. Bunun için eyleme geçmeye, yeniden taşınmaya değer mi bilmiyorum. İyi haber benim daireme biçilen hızlı satış değeriyle satıştaki dairenin arasında çok büyük bir fiyat farkı yok. Karşılayabileceğim bir miktar. Ancak nakliye, bahçeyi çevirme, giysi dolabı, yorgunluk vb gibi ekstraları da katmak gerek. Bu sitede tanıdığım, sevdiğim insanlar da var. Mevcut evime oldukça yakın. Bir hafta sonu taşınsam kızımın servisi dahi değişmeyecek. Ama bunca yorgunluğa, telaşa, harcamaya gerek var mı? Bu istek, anlamlı mı yoksa mutluluğu koşullara bağlayan bir pranga mı? Ah bir bilebilsem. Bir karar verebilsem. Bir silebilsem seçenekleri. Zihnim maymun gibi daldan dala atlamasa...
En iyisi yarın görüşmek ve bir karar vermek. Şartlar anlamlı değilse, hayır'ı da bir seçenek olarak değerlendirmek, kabul etmek ve elimdekilerle yetinmek. Dahası tatmin olmak. Yorulmayacağım, para harcamayacağım için. Uzun lafın kısası. Bu bahar ve yaz dönemi bir değişime gebe mi? Yaşayıp göreceğiz.
Dipnot: Bu ay, canım yazmak istemedi. Dört yazı paylaştım ancak. Eskiden olduğu gibi telaşlanmadan, ille de sekize tamamlamaya çalışmadan. Dört yazıda bırakıyorum. Geçen ay çok yazmamda sakınca olmadığı gibi, bu ay az yazmamda da sakınca olmadığını görmek, bir ilk.