Dün geceden planı yapmıştık. Sabah kalkar kalkmaz oy kullanmaya gidecek, oradan da sahile çayın 5 lira olduğu belediyeye ait çay bahçesine gidip kahvaltı yapacaktık. Önümde birkaç kişi olduğu için sandıkta fazla oyalanmadım. Oy pusulalarını katlayıp zarfa sığdırdıktan sonra soluğu yeni nesil simitçinin önünde aldık. Oradaki kuyruk daha uzundu. Çheddar peynirli simitlerimizi aldık. İlk kez renkli simitlerden denedik. Bana göre pembe, satıcıya göre mor renkli -aromasının böğürtlen olduğunda mutabıkız- simitten bir taneyi de kaptık. Sokak simidine göre çok daha yumuşak, pofuduk, şeker mi şeker bir karbonhidratı da hüplettikten sonra kurban bayramını planlamaya koyulduk. Henüz olgunlaşmasa da istikametimiz belli. Bizimle bu rotayı yapmak isteyen arkadaşımı aradım. Konuya girmeden bekleyin geliyorum, dedi. Böylece kahvelerimizi birlikte içmiş olduk. Son aylarda dışarı çıkma ve spontan buluşmalar yaratma konusunda eskiye nazaran epeyce iyiyim. Donuk ve isteksiz hâlim geride, yaralı hâlim de zira. Dolu dolu on ayı bıraktım geride. Kısacık kestiğim saçlarımın ucu omuz başlarıma değdi değecek. Lastik toka sımsıkı sarıyor saçlarımı, at kuyruğu olmasa da bir sıpa kuyruğunun içinde topluyor. İyiyim anlayacağın. Geçen bahar diktiğim bahar dalları çiçeğe durdu. Adaçayı desen dimdik ayakta. Fidanlığa gidip birkaç bitki daha alıp dikeceğim. Lavanta, biberiye, gül, defne belki. Geçen yıl tutmayanlar ve yenileri...
İyi olmaya, iç ve dış bahçemi güzel ve bakımlı tutmaya kararlıyım. Bahar dizisine başladık kızımla. O önce pek oralı olmadı. Sonradan dahil olup sevince geriye dönüp eksik bölümleri izliyor şimdi. Son yıllarda ana akım medyada yayımlanan en güzel dizi değil mi, sence de? Bir kere tepeden tırnağa kadın dizisi. Bir kadının kendini bulmasında, harekete geçmesinde, kafa tutmasında, itiraz etmesinde, ayak diretmesinde iyimser, sevinçli bir yan var ve bu bana öyle geliyor ki tüm kadın izleyicilere iyi geliyor. Şifa gibi yayılıyor ruhumuza, neşe katıyor, güç veriyor. Belki sen de zor bir dönemden geçiyorsun şu sıralar, kim bilir, eğer öyleyse etrafında uyanan doğayı izle. Kuru dallara can veren döngüyü gör. Ve senin de can suyunun çok yakında yürüyeceğini bil. Çünkü kötü şeyler de, iyi şeyler de geçicidir. Ben bir kötülüğün içinden geçtim, durağanlığın. Mevsimler geldi geçti o arada. Hüznün ve soğuğun mevsimi geride. Bir de baktım kalbimde kır çiçekleri...
Bu ayın son yazısı. Yine durdum durdum, yazıları tamamlamak için başka mecralarda yayımlananları dizdim peşi sıra. Son iki günde ikişerden dört yeni ileti ile ayı tamamlamak durumunda kaldım. Elimde her zaman için bir joker var: huzurlu yaşam ipuçları çevirileri. Ama şu anda okuduğun yazı blogta 1000. yazı. Dolayısıyla bir çeviriyle geçiştiremezdim veyahut yayımlanmış bir yazımı kopyalayarak. Özgün olmalıydı, yeni yazılmalıydı, bininci yazı bilgisini içermeliydi.
Saat 16 suları. Yığınla kirli çamaşır yıkanmayı, kurutulmayı, katlanmayı bekliyor. Bulaşık makinesi boşaltılacak, kirliler dizilecek. Akşam yemeği pişecek ancak bu iş yerinde grev var arkadaşım. Önce kendim için bu satırlar yazılacak. Daha çok yardım ricasında bulunacağım belki. Belki daha çok hizmet satın alacağım. Kendine iyi gelmek, bunu sürdürmek bir niyet işi. Tohum diker gibi dikmek gerekiyor, sulamak, bakmak, gözlemlemek.
İçimle haşır neşirim anlayacağın. Nadasa bıraktığım toprağı kabarttım, Hani geviş getirdiğimiz konular vardır ya, temcit pilavı gibi ısıttığımız, düşüne düşüne köklediğimiz, bahçenin ayrık otları bir nevi. Hah, bildin. Onlar inceldi, kurudu. Düşüncelerimle beslemedim çünkü onları. Yakıtı, besini kesince topraktan ayrıldılar bir bir, köksüz, yurtsuz kaldılar. Toprak kabarık, havalanmış, dikime hazır. Bir sürü iyi niyet tohumu var cebimde. Onlarla çiçeklendireceğim içimi. Vermekten yorgun düşmeyeceğim. Alacağım da artık. Gözlerimi daha sık dinlendireceğim yeşilin binbir tonunda, mavi sularda. Daha çok gezeceğim. Kapı gibi Schengen cebimde. Haftaya Midilli'deyiz örneğin. Kızımın on üçüncü doğum gününde. Sofya trenine de bineceğim, mışıl mışıl uyuyacağım yolda. Batum'da hinkal ve haçapuri de yiyeceğim. Tek başıma bir seyahat de patlatırım belki. Belli mi olur.
Ben buradayım, tam bu anda, bininci kez! Dile kolay. Yalnızca dile kolay ama. Bir şeye başlamak nispeten kolay. Zor olan onu emekle, inatla, inançla sürdürmek. Geleceği belirleyen şey, bugün burada sürdürdüklerimiz neticede. Ben yıllardır buradaydım. Bugün burada yazmak, dördüncü kitaba varmış olmak hep geçmiş emeklerimin verimi. Şimdi bunu kutlama zamanı. Biraz da meraklanma zamanı. Bugünden düne bakınca buraya nasıl geldiğini anlayan ve anlamlandıran insan zihni için geleceği yaratmak ve okumak çok da olanaklı değil. Belki gereği de yok. Artık bize hizmet etmeyen yükleri geride bırakmak, ayrık otlarını beslemekten vazgeçmek, yürüyüp gitmek yetecek belki de. Çünkü öldürdüğümüz her ihtimalin yerini yenileri alacak. Kendiliğinden. Şems yanılmış olamaz. Artık hayatımın altına bakma ve oradan keyif alma zamanı. Kalın sağlıcakla, umutla...
Ha son bir soru: Ben bininci kezdir buradayım. Ya sen?
2501 olduğunu sayenizde öğrendim, aslında bir önceki yayın kutlamaya değermiş :) 2009 Haziran'dan beri buradayım, ev sahibi çık demezse de ayrılmaya niyetim yok :)
YanıtlaSilSeçimden de bıktım, gündemden de. Doğada seçim falan yok, bahar en canlı yüzünü sermiş önümüze papatya mı güzel, gelincik mi diye sormuyor. Birazdan başlar sonuçlar düşmeye, kendilerini kısır eşliğinde karşılamayı planlıyorum :)
Sevgiler...
Maşallah. Nazar değmesin size de 🧿 Doğanın uyanışını izlemek büyük keyif. Alışkanlık valla. İlle izliyoruz. Afiyet olsun 😘
SilBelki bininci kez değil ama ben de buradayım ve sen yazdığın sürece hep misafirin olacağım. Bu yazın da bana bahar getirdi. Pencereleri açasım geldi. Bana her zaman ilham oldun, motivasyon rüzgarları uçurdun. Bunun için sana teşekkür ederim.
YanıtlaSilCanım Nilüfer. Ne iyi yaptın da, ses verdin. Kendimi iyimser ve hevesli hissettim doğrusu. Yan yana üretmeye, paylaşmaya devam edelim ♥️
SilBen de buradayımmm :) Nice 1000’lere!
YanıtlaSilVar ol, hep ol Ceren ♥️
Sil