Louis Aragon'un ünlü dizelerini bilirsiniz. "Mutlu Aşk Yoktur." Aragon, bu dizelerin kendisi için ne anlama geldiğini şu sözlerle açıklar. "Kendimle uzlaşmak gibi bir arzum yok, olmadı da hiç. George Brassens'in bestelediği ve yaygınlaştırdığı Mutlu Aşk Yoktur, 1942'de yazdığım bir şiirin dizesidir. Söz konusu mutsuzluk, işgal yıllarının mutsuzluğu. Fransa'nın içinde bulunduğu acıklı durumda mutlu bir aşk olabilir miydi? Ortak bir mutsuzlukta bireysel mutlulukların olamayacağı teması, o zamanlar işlediğim bu tema, aslında hemen yazdığım tüm yapıtlarda da var. Gerçekte, bu şiirde ortaya çıkan her sorun, mutlu aşkın olup olmayacağı değil, mutlu çiftin olup olmayacağıdır. Kadın-erkek çiftini, erkeğin ve kadının en yüce şekli olarak düşündüğümü söylemiştim. Umarım gelecek günler kadın-erkek çiftine mutluluk taşır."
Yaşadığımız dünya, toplum,
mutsuzluk çağından çıktı mı sizce? İçimizdeki yangın söndü
mü? Her bir takvim sayfası, hiç bitmeyecekmiş gibi
görünen yaralarımızın, ayıplarımızın yıl dönümlerine
denk gelmeye devam ediyor. Hiç bir şey olmamış gibi,
canımız yanmamış gibi sonsuza kadar bireysel mutluluklarımızın
peşinde koşamayacağımız aşikâr. Bu yüzden her mutlu
çift bir gün ya ayrılacak ya da toplumsal ve bireysel
mutsuzluklarını yan yana sürdürmenin bir yolunu bulacak. Bu
sadece kadın-erkek ilişkisi ile sınırlı değil üstelik.
Yıllarca arkadaşlık kurduğunuz insanlarla ilişkiniz, toplumsal
bir yara karşısında aldığınız farklı tavırlar nedeniyle
bitebilir, hayatınızdan insan eksiltmek isteyebilirsiniz. Yine de
bitecek ilişkiler kurmaya devam ediyoruz. Yaşam bunu gerektiriyor.
O yüzden Zagrep'te açılmış olduğunu duyduğum bir müze çok
ilgimi çekti. Blogumda yer vermek istedim.
Bitmiş İlişkiler Müzesi...
Sevgilinizden yeni mi ayrıldınız?
Ve size bu acı deneyimi hatırlatan her şeyden bir an
önce kurtulmak mı istiyorsunuz? Web sayfamıza üye olarak
bağışçılığa ilk adımı atabilir; size uçup giden aşkınızı
hatırlatan her şeyi bizimle paylaşabilirsiniz: Elektronik
postalar, fotoğraflar, cep telefonu mesajları.."
Müzede neler yok ki? Mektuplar, takma
bir bacak, oyuncak ayılar, eski sevgilinin mobilyalarını kırmak
için kullanılmış bir balta... Fikir, önceden sevgili olup
ayrılan Zagrebli santçılar Olinka Vistica ve Drazen Grubisic'ten
çıkmış.
Siz de çekmecelerinizde bir
şeyler ararken tesadüfen bulana kadar unuttuğunuz, gördüğünüzde
yüreğinizi inceden sızlatan anılarınıza, objelerinize,
kutularınıza güvenilir bir sığınak bulmak istiyorsanız bağışçı
olabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder