29 Kasım 2019 Cuma

Kiminle başladı?

Uzun zamandır okumak istediğim bir kitap "Seninle Başlamadı". 
Kitap, Freud'un ve Jung'un bilinçaltında kalan hiçbir şey yok olmaz, kader ve talih olarak yüzeye çıkar teorisinden yola çıkarak hem şahsi hem de aile travmalarımızın çözülmediğini, yani bilinç üstüne çıkmadığı müddetçe tekrarladığını iddia ediyor. Dayanağı Freud'un "Yineleme takıntısı" olarak tanımladığı kavram. Yineleme takıntısına göre bilinçaltından kaynaklanan o şey kusursuzca görevini yapıyor çünkü bilinçaltı çözülmemiş şeyleri hatasız yapmak üzere tekrar etmeye programlı. Üstelik bu takıntı yalnızca kendi şahsi travmalarımızdan el almıyor, hiç tanımadığımız atalarımızın travmalarından dahi aktarım mümkün. Aile dizilimi de benzer bir prensibe dayanıyor. 

Aile travmasının sonraki kuşaklara aktarılması kısmı biraz karışık. Kabul etmek etmemek size kalmış. Ben iddiayı (mealen) paylaşayım: 
Travma esnasında zihin, beden donup kalıyor, kişi yaşadığı deneyimi kelimelere dökemiyor, başlangıç, gelişme, sonuç şeklinde dökümünü yapamıyor. Kendine izah edemediği yerleşik korkuları ve geçmiş travmaları çağrıştıran örüntülerle karşılaştığı zaman kendini korumaya alıyor, eski, bildik tepkilerini veriyor çünkü hepimizin en temel ihtiyacı hayatta kalmak. Eh yaşadığına göre bir önceki sefer işe yaramıştı. O zaman aynı örüntüyle her karşılaştığında benzer bir tepki verebilir. Böylece kendisini olayların, kişilerin, mekânın değiştiği ama davranış kalıplarının ve sonuçların değişmediği bir pozisyonda buluyor. Buraya farkındalık getirmediği sürece de döngü yineliyor. 

Travmanın aktarımı konusunda biraz daha bilimsel açıklama için Hollandalı psikiyatrist Bessel van dor Kolk'a başvuralım. Travma sonrası stresle ilgili ulaştığı bilgiler ilgi çekici zira. Kolk'un araştırmaları travma sırasında beynin mevcut ânı deneyimlemekten sorumlu bölümü olan mediyal korteksin konuşma merkezinin kapandığını gösteriyor. Bunun sonucunda kişinin yaşadığı travma deneyimini dile dökme becerisi azalıyor, kelimeler yetersiz kalıyor ancak travma, etkisi ve sonuçları bir yere kaybolmuyor. Özellikle terk edilme, intihar, bir çocuğun ya da ebeveynin erken ya da ani, trajik ölümü gibi şok dalgası yaratan travmalar sonraki nesillere aktarılıyor. Travmatik bir olay neticesinde hücrelerimizde gelişen kimyasal değişiklikler aktarıldığı için kişi atalarının geçmişte yaşadığı travmalardan kaynaklı sıkıntıları da hissediyor. Hatta hissetmekle kalmıyor bu travmalara karşı daha güçlü ve dayanıklı olması da sağlanmış oluyor. Bu kısmı evrimi ve hayatta kalmayı destekliyor.  Peki ama ya bu aktarımlar yineleyen davranış kalıpları ve otomatik reflekslerle bağlantı kurmamızı engelliyorsa? Kitabın ilerleyen bölümleri örnek vakalar ve birtakım alıştırmalar ile okura bu döngüyü aşmanın yollarını da gösteriyor. Meraklısına... 



Seninle Başlamadı 
Yazar Mark Wollyn 
Çevirmen Mine Madenoğlu 
Yayınevi Sola Unitas 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder