Yarından Sonra
Tam da içinde olduğumuz küresel salgın günlerinin ruhunu anlatan bir kitap. Sonrası demeli belki de.
İngiltere, ekonomi çökmüş, insanlar işsiz. Yakınlarının yaşamı için yiyecek stoklayanlarla, onlardan yiyecek çalanlar karşı karşıya.
Kitabın anlatıcısı Matt, dedesinin ölümünün ardından annesi, erkek kardeşi ve üvey babasıyla ninesinin yanına taşınır. Bahçedeki bostanı ekip biçerek, ürünlerinin fazlasını takas ederek hayatlarını idame ettirirler, ta ki evleri sık sık baskına uğrayana, stokçu olarak mimlenip Stok Haber adlı web sitesinde afişe olana kadar...
Daha fazla İngiltere'de yapamayacaklarını anlayan aile bir kamyonun arkasında kaçak yollarla Fransa'ya gider ve bir mülteci kampına yerleşir. Mülteci olmaya, kötücül bakışlara maruz kalmaya, zor şartlar altında yeniden başlamaya dair güzel bir hikâye. Anlattığı ağır meseleye rağmen umudu elden bırakmayan, müthiş bir dayanışma öyküsü.
Hayat da bisiklete binmek gibidir. "Dengede kalmak istiyorsan, hareket etmeyi sürdürmelisin."
Kitabın künyesi:
Yazan Gillian Cross
Türkçesi Hilmi Çeltikçioğlu
Günışığı Kitaplığı
Genç Roman
252 sayfa
Bir Kuştan Öbürüne: Hayat ve Yazmak Üzerine Tavsiyeler
Anne Lamott'ın yazdığı, Damla Göl'ün çevirdiği, Hep Kitap'ın Atölye serisinden bir kitap.
Babası da yazar olan Lamott, yıllarca verdiği Yaratıcı Yazarlık Atölyeleri'nin de etkisiyle yazmaya başlamak ve sürdürmek üzerine bilgileri, kendi ve yazar çevresinden verdiği örneklerle anlaşılır, doğal ve samimi bir dille aktarıyor ve yazma cesareti veriyor. Verdiği cesarete karşın okuru gerçeklerle yüzleştirmeyi de ihmal etmiyor. Nedir bu gerçekler: bu yol uzun, yoğun zahmet gerektiriyor, sonuçlarını hemen almak mümkün değil ve bitmiyor, her defasında aynı bilinmezlikle yolun başında buluyorsunuz kendinizi. İşte buna cesaretiniz ve azminiz varsa yola koyulun çünkü yazmak bir tür keşif hâli ve bulduklarınız sizi çok ama çok şaşırtıyor.
Kitaba ismini veren Bir Kuştan Öbürüne tavsiyesini sevecek, yalnızca yaratıcı yazarlıkla sınırlamayacaksınız. Kitabın vaadi de bu zaten! Hayat ve yazmak üzerine değerli tavsiyeler, minik ipuçlarıyla dolu kitabı sevdim. Tavsiyemdir.
Kitabın künyesi
Bir Kuştan Öbürüne: Hayat ve Yazmak Üzerine Tavsiyeler
Yazan Anne Lamott
Çeviren Damla Göl
Hep Kitap
Atölye dizisi
238 sayfa
Uzağın Ötesinde
Peter Stamm’ın
Uzağın Ötesinde kitabı, okuduğum ilk Stamm kitabı oldu. Klişe bir
tabirle roman su gibi akıp gitti. Elimden bırakamadım. Zürih’te yaşayan
muhasebeci Thomas ve karısı Astrid iki çocuklarıyla Zürih’te yaşayan orta sınıf
bir ailedir. İspanya tatillerinden henüz dönen çift, çocuklar yattıktan sonra
bahçede oturmuş, birer kadeh şarap içip, paylaştıkları gazeteyi okurken, çocuklardan
biri seslenir. Astrid ona bakmak üzere içeri girer. Hazır içeri girmişken tatil dönüşü yapılacak
yığınla iş kulesini bir bir eritir ve her zaman olduğu gibi Thomas'dan önce yatar ve uyur. Bu esnada dışarıda yalnız kalan Thomas şarabını bitirir, bir anlık içten gelen dürtüyle yerinden kalkar, bahçe sınırını geçer, yola koyulur. Ansızın,
öylesine, üzerindekilerle. Böylece İsviçre’nin iç kesimlerine, kırsalına doğru
uzun bir yürüyüş başlar.
Astrid ve Thomas arasında gidip gelen anlatıda düşünceler bize çiftin geçmişlerini, nasıl tanıştıklarını, rutin yaşantılarını ve onları sarmalayan duyguları aktarırken, eylemler ise bizi her birinin içinde bulunduğu yeni gerçeklikle tanıştırır. Thomas'ın ülkenin iç kesimlerine, kırsala doğru zorlu yürüyüşü de, geride kalan Astrid'in yaşadıkları da (süreci yönetmesi, çocuklarla paylaşması, emniyete haber vermenin yarattığı karmaşık duygular vb) okuru metnin içinde tutmaya yeter.
Salgın nedeniyle ev içlerine kapandığımız, kaygının zirve yaptığı şu günlerde benim de zamanım genişledi. Yıllarca bir koltuğa onlarca karpuz sığdırmayı becersek de, ah bir evde kalsak neleri yetirebileceğimizin hayalini kursak da, küresel salgının yol açtığı sıkışmışlık ve içine kapanmışlık hâli, benim de odaklanmamı zorlaştırıyor. Yazarken iyi kötü konsantre oluyor, eylemimi sürdürüyorum ancak okuma eylemi çok daha kolay kesintilere uğruyor. Sevdiğim, ilgimi çeken metinleri dahi sürdürmekte zorlanıyorum. Uzağın Ötesinde bu kalıbın dışına çıkan ilk kitap oldu diyebilirim. Salgın günleri süreci diye anlandırabileceğim şu dönemde ihtiyaç molaları haricinde bir günde bitirebildiğim tek kitap olarak kişisel tarihimin tozlu raflarında yerini yıllarca koruyacak.
Peter Stamm modern dünyanın getirilerini ve götürülerini, insanın kendisine ve yaşadığı hayata yabancılaşmasını, her şeyden ve herkesten uzaklaşma isteğini, çok doğal, akıcı bir dille aktarıyor. Dili aşırı estetize etme çabası, beni yoruyor ve okuduğum metinden uzaklaşıyorum, çoğunlukla da yarım bırakıyorum. Dolayısıyla Stamm'ın yalın ve dolaysız dilini çok sevdim. Eylemin
nedenleriyle ilgilenmiyor gibi görünen kayıtsız tavrını farklı ve dikkat çekici buldum. Bu eylemin Thomas açısından
haklılığını ya da gerekçelerini sunmayışını, ikna etmeye çalışmamasını özgürleştirici buldum. Hayat
akıp giderken, hiç de tasarlamadığımız, olacağı aklımızın ucundan geçmeyecek onlarca olaya maruz kalırız, her birimiz. İşte Stamm da anlatısını böyle başlatıyor, öncesiyle ilgilenmeden sürdürüyor. Hayatın getirdiği olasılıklardan biri gelmiş ve yaşanmaya başlamış gibi olağan ve doğal bir tutumla anlatıyı sürdürüyor ve zihnimin bir yerinde mıhlı "kurmacada hiçbir şey ansızın olmaz" kaidesini yerle bir ediyor.
Kitabın künyesi
Uzağın Ötesinde
Yazan Peter Stamm
Çeviren Levent Tayla
Nebula Kitap
140 sayfa