23 Kasım 2019 Cumartesi

Şefkatli Ebeveyn Günlükleri:17

Bilmek isteyen yola çıkar. 
Şefkatli Anne Günlükleri'ni yazmak, ebeveynlik amaçlarımı, önceliklerimi belirlememe, düşüncelerimin ve eylemlerimin farkına varmamı sağlıyordu. Sura Hart alıntıları bitince, sanki ters yönde yürümeye başlamışım gibi bir düşünce gelip çöreklendi içime. Yeniden konu üzerine düşünmek, yazı yoluyla düşüncelerimi tasnif etmek, eylemlerimin farkına varmak istedim. İşbu sebeple www.nonviolentcommunication.com sitesinde ücretsiz yayımlanan haftalık ipuçlarının rehberliğinde yeni bir günlüğe başlıyorum.
İpuçlarının çevirisi bana ait.

Şefkatli Ebeveyn İpuçları
Çatışma genellikle kaçınılması gereken bir şey gibi görülür; ebeveynler çatışma geliştiğinde kendilerinde ya da çocuklarda bir sorun olduğunu düşünme eğilimindedir.
Çatışma size çözüme ihtiyaç duyulan bir sorunu göstermektedir. Çatışma kendinizin ve diğer insanın ihtiyaçlarıyla derin bağlantı kurmanız için bir fırsattır.
Onu hoş karşılayın.

Ben ne düşünüyorum?
Çatışma genellikle hoşlanmadığım, kaçındığım bir şey. Sırf bu yüzden beni rahatsız eden konular hakkında konuşmayı geçiştiriyorum. Muhatabın karşısına "Neden?" sorusuyla çıkmak yerine dumanlı bulutları topluyorum başıma ya da bakış açımı değiştirmeye, kendimi ikna etmeye çalışıyorum. Yaşım ilerledikçe biraz daha kolay sorar oldum nedenleri. Yine de içime içime konuşmak eski bir huy bende. Zihnim, çatışmayı çözüme giden yol olarak görmeye alışkın değil. Daha ziyade kavgaya eşitlediği için  eski alışkanlıklar kolayca devreye giriyor ve konuşmaktan imtina ediyorum ya da parlıyorum.

Deniz'le nasıl paylaşıyorum?
Değil mi ki yetişkinim. İktidar benim ellerimde susmak yerine çatışmanın içine çekilebilirim. Yerleşik davranış kalıplarıyla otomatik refleksle tepki verebilirim. Deniz'le en kolay çatışmaya çekildiğim alana bir de örnek vereyim. Bir yerden dönüyoruz, güzel şeyler yapmışız ancak planladığımız bir şeye zaman yetmemiş, bir şekilde yapamamışız. Bu durumlarda surat asmasından ya da tatili, günü (her ne ise) yapamadıkları üzerinden değerlendirmesinden hoşlanmıyorum. İçimden bir nasihatçi fırlıyor. Akıl vermeye başlıyorum. Bardağın dolu tarafını görmek yerine boş tarafına odaklandığı için söyleniyorum. Çünkü bu bakış açısının hayatının geneline hâkim olmasından endişe duyuyorum.
Her zaman bu kadar otoriter yaklaşmıyor, gücü üzerine kullanmak yerine duygularını ifade etmesi için alan sağlıyorum. Bu benim için zor olan yol. Otomatik refleks vermek yerine düşünmem, kelimelerimi özenle seçmem gerekiyor. Sonucun daha tatminkar olduğunu söylememe gerek yok.

Deniz'in geri bildirimi ne?
Yazarken yaşadıklarımla arama giren mesafe olanı biteni çok daha net görmemi sağlıyor. İşte bulduklarım: Surat asarken veya "Berbat geçti," derken Deniz çatışma çıkarmaya uğraşmıyor aslında. Yaşadığı hayal kırıklığını, üzüntüyü dile getirmeye çalışıyor. Duygusunu, düşüncesini ifade etmeye çalışırken ona verdiğim tepki muhtemelen kafasını karıştırıyor, güvenini sarsıyor. Sözlerim ve tavırlarım nasıl düşünmesi ya da davranması gerektiğine dair bir tahakküme dönüştüğü için kızıyor ya da küsüyor  muhtemelen ona kızdığımı, onaylamadığımı da düşünüyor.

Sonrasıyla ilgili ne düşünüyorum?
Alışkanlıkların gücüyle ilgili sevdiğim bir söz: "Alışkanlıklar, bırakılmazlarsa ihtiyaç hâline gelirler." Yeni fark ettiklerim ışığında hareket edebilmeyi, otomatik refleks vermek yerine kendime düşünme zamanı tanıyabilmeyi arzuluyorum.

Kendimi nasıl değerlendiriyorum?
Yılların alışkanlıklarını, düşünme kalıplarını değiştirmeye, korkuların beni yönetmesine izin vermemeye, bilinçaltına ittiklerimi su üstüne çıkarıp dönüştürmeye çalıştığım için, kendimi tanıma, anlama ve değişim yönünde bitmeyen çabalarım için  kendimi takdir ediyorum.

Eski günlüklere aşağıdaki bağlantılardan ulaşabilirsiniz.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder