Bir ay daha bitiyor sevgili okur,
En sonda söyleyeceğimi en başta söyledim. Farkındayım. Gel biraz laflayalım. İnsan dediğin sosyal bir varlık neticede. Sohbete ihtiyacı var, yakınlık kurmaya, duyulmaya...
Güneşli bir hava var dışarıda. Öğle tatilimin bitmesine nereden baksan 40-45 dakika var. Bir blog yazısı yazmak için ideal süre sayılabilir. Hoş iş yerinde olunca kesintisiz yazma imkânı pek mümkün değil ama bir kelime, bir kelime daha.. Elimden geleni yapacağım. (Bir kısa telefon görüşmesi molasının ardından tekrar buradayım.)
Hayatıma fiziksel egzersiz ve düzen çekmeye çalıştığım günlerin içinden geçiyorum. Beynin elastisitesi var diyorlar. İşte buna güveniyorum. Kendimi tembel, uyuşuk, meşgul olarak etiketlemeyi bırakıp zihnimi şaşırtmayı planlıyorum. Umarım bu satırları okumuyordur. Mindfulness ve benzeri öğretilerden bilirsiniz etiketler yargı ürünü. Harekete geçemeyecek kadar tembelim dediğimizde yalnızca kendimize kaba ve sert yaklaşmıyoruz. Evet bu dil şefkatten uzak ama aynı zamanda bir yargı. Yargılar tüm bu öğretilere göre düşüncelerden kaynaklanıyor. Düşünceler ise zihin ürünü ve kaynağını geçmiş deneyimlerden alıyor. Velhasıl tembel ve hareketsiz değilim şu sıralar hayatımda fiziksel aktiviteler açısından durağanlık var. Bunu aşmak için yeni, sürdürülebilir stratejiler arıyorum.
Dün resimli çocuk kitabı olabilecek bir aday dosyama sektörün saygın yayınevlerinden birisinden red cevabı geldi. Çocuk kitaplarıma duyduğum ilgi için tebrik edilip bu dosyamın da yayınevi yayın programına yerleştirilmesinin mümkün olmadığını öğrendim. Nazik ve mesafeli mail güzel temennilerle sonlanıyordu. Yanıttaki "da" vurgusuna takıldı aklım. Kibarca daha da yollamayın mı demek istiyorlar emin olamadım. Onlar hayır dediğine göre jürimi değiştirmeliyim. Başka yerleri denemeye devam! Umarım 2025 yılı içinde bu çooook uzun yıllar beklemiş dosyayı kitap bütünlüğünde görmek mümkün olur. Bir baş yapıt değilse de yayımlanabilir nitelikte. Resimleri bile hazır üstelik. O zaman ne diyoruz. Oldu, oldu, oldu! Theta healingcilerin kulakları çınlasın.
Bugün üçüncü kez muayeneye gelen bir çocuk hastama basit de olsa bir işlem yapabildim. İşte buna sevinebilirim. Anne Rus baba Türk bir ailenin çocuğu olan hastam randevulara annesiyle geldiği ve ana dilinde konuşmayı tercih ettiği için koltukta anlaşmamız güç. Oradan kalktığı anlarda güvenini kazanmaya çalışıyorum. Zaman içinde benimle Türkçe konuşmaya başladı. Hatta bugün bir anlaşma yaptık. Her geldiğinde bana Rusça bir kelime öğretecek. Bugünün kelimesi paka paka. Güle güle anlamına geliyormuş.
Sende ne var ne yok? İzlediğin eğlenceli, sürükleyici film ve dizi önerilerini paylaşır mısın? Uzun kış geceleri için öneri biriktirmek gerek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder