12 Aralık 2025 Cuma

Ara-lık 2

Yazmak için bir türlü ihtiyaç duyduğum zamanı ayıramamıştım. Şimdi buluyorum işte. 

Uzun süren bir yolculuğun son etabındayım. Prag'dan Wroclaw'a giden bir otobüste. Güne hayli erken başladım. Bavulu geceden koymuştum arabaya. Pasaport, döviz, geceden ayarlandı. 
Sabah zamansız uyandım. Uyanıyorum hep. Diş sıkmak yüzünden belki. Combo plak yapmıştım kendime. Okluzal uyumlamasını aylar sonra bir arkadaşıma yaptırdım. Merkezden ilçeye gittim bunun için ama o ayrı bir hikaye. 
Sabah plağı yatağın içinde buldum. Ne vakit çıkarmışım hiç hatırlamıyorum. Oysa ne çok istiyorum takmayı ve gevşemeyi. 
Duş aldım sonra. Sani'yi besledim. Çöpü çıkardım evden çıkarken. Gecenin karanlığında yola çıktım. Saat daha yedi bile değildi. 
Gevezelik yaptım yol boyu kendimle. Boğazım bile acıdı konuşmaktan. Demek arada sesli de anlatmışım. Monolog değildi valla. Diyalog ama hep hayali. İşte bu aynı hikaye. Ama sonra anlatırım. Bugün kendimden sıkılacak kadar dinledim çünkü. 
Malkara'ya varmadan sis çöktü. Hem de ne sis. Süt denizi içinde ilerlemek gibiydi. Gri, yoğun... Korkmadım desem yalan olur. Epey yol aldık sisle birlikte. Ben diyeyim on beş dakika, sen de yirmi. Görüş mesafesi çok azaldığında bile ilerliyor insan, bir çift farın aydınlattığı yolu alıyorsun ve ilerliyorsun her defasında. Bu, hayatın metaforu değil de nedir? Sorarım sana. Şimdi benim içimde heyecanlı ve hevesli bir yan var, gözlerim ışıl ışıl, içim kıpır kıpır. Kendimi bıraktım duygu seline. Salınıyorum. Düşünürsem işin içinden çıkamıyorum çünkü. Utanç geliyor mesela. Zihnim dırdırcı bir ihtiyara dönüyor. Sesini kısmak istediğim bir gün, sosyal medyada bir ileti çıktı karşıma: "Kapı çalana açılır," diyordu. İkna oldum o dakika. Kapıyı usulca tıklatıyorum ne var bunda. Ben şimdi sana yazıyorum ya, altında çapanoğlu arasan yeridir. Gidip gidip kapıyı çalmayayım diye yazıyorum. Yalan yok. Yalnızca sana da yazmıyorun üstelik. Arkadaşlarımla buluşuyorum, bol bol yürüyorum, spora gidiyorum. Zaman geçiyor. Hep geçer. Sonra parmağımı ekranda buluyorum. Bir de bakmışım profil fotoğrafını büyütmüşüm. Neyse konumuz bu değil. 
İstanbul'a vardım ben. İki saat erkenden. Neme lazım. Fast track hakkım da yok artık. Yeterince varsıl değilim. Bankaya göre tabi. Yoksa bence varsılım. Başımın üstünde güzel bir çatı var, ısınıyorum, karnımı doyuruyorum. Arkadaşlarım var. İhtiyaçlarımı temin ediyorum. Keyif alacağım şeyleri yapıyorum. Spor, sinema, yürüyüş. Okuma hızımdan çok, aldığım kitaplar. Sırasını bekliyor. Pişman değilim. Son öykü kitabımla ilgili birkaç söyleşiyi okudum geçenlerde. Vay be ne havalı cevaplar vermişim. Kendime yabancılaştım. Yazarmışım ben meğer. Yazarım ya, bak yazıyorum yine. Geçenlerde kitabı hediye ettim bir arkadaşıma. Bir de not yazdım. Citroen not kağıdına. Resmen reklam. Kitabın içini karalamak istemedim. Bazen insanlar kitapları elden çıkarıyor. İmzalı kitapların verilmesi hüzünlü bir şey bence. Okudu mu bilmem. Notu görmüştür ama. Güzeldi bence. Anlamlı, biraz da oyunsu. Marshall haklı. "İçinde oyun olmayan hiçbir şey yapmayın" derken... 
Ben artık yazmıyorum. Yazmayı bıraktım da diyemem. Yeni bir sözüm yok belki. Çok da büyütmüyorum. Gelirse ne alâ. Yoksa dişçiliğe devam! Kanal dolduruyorum, dolgu yapıyorum. Evden işe, işten eve. Sıkılıyorum bazen. Hayat çağırıyor dışarı, sokak çağırıyor. 
İşte o yüzden bir otobüsteyim şimdi. Prag-Wroclaw arası. Dışarısı karanlık. Tabelalar seçilmiyor. 3,5 saatlik yolum var. Evden çıkalı neredeyse 12 saat oldu. Yorulmadım yine de. İçimde heves var çünkü ve buluşma coşkusu. 
Arkadaşımı ziyarete gidiyorum. O ve ailesiyle Noel pazarları hafta sonu yapacağız. Wroclaw, Dresden, Prag. Uzun zamandır istiyordum. Noel ışıkları, kış dekorasyonları, ağaçlar, süsler, sıcak şarap, hediyelik eşya stantları... Yılın en büyülü zamanı bence. Hayaller yarattığımız, gerçekleşmesi için adımlar attığımız ama ötesini bilemediğimiz zamanlar. Var bir hayalim. Belki sisin içinde gidiyormuş gibi hissetsem de, hiçbir şey bilmesem de ilerliyorumdur. İlerliyorum elbette. Sabah havalimanını buldum. Arabamı park ettim. Alana girdim. Kapılar aştım. Sınırlar...  Varacağım sonunda. Çünkü yola çıktım. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder