28 Ocak 2020 Salı

EVLENİLECEK KADIN

Bu yıl okuduğum kitaplar hakkında daha çok not almak istiyorum. İşte onlardan biri: 
Evlenilecek Kadın (Margaret Atwood Doğan Kitap Çeviri Canan Sılay) 



Evlenilecek Kadın 1965 yılında yazılmasına rağmen ilk kez 1969 yılında, Kuzey Amerika'da kadın hareketinin yükselişe geçtiği dönemde yayımlandığı için feminist hareketin bir ürünü olarak değerlendirilmiş. Kitabın girişinde yer alan kısa sunuş yazısında Atwood hem bu algıya değiniyor hem de kitabın yayımlanma sürecini ve ismi (kitabın orijinal ismi Edible Woman yenilebilir kadın anlamına geliyor) nasıl bulduğunu anlatıyor: 
"Kitabın adına bir yıl önce karar vermiştim. Yanlış hatırlamıyorsam, bir şekerci dükkânının, domuz biçimindeki acıbadem kurabiyeleri ile dolu vitrinine bakarken aklıma gelmişti bu isim. (Yoksa, Miki Fare şeklinde pastalar sergileyen Woolworth's mağazasının vitrini miydi?) Her neyse, ben zaten yaymyamlığın sembolizmi üzerine epeydir düşünmekteydim. Üstlerine şekerden bir gelin-damat oturtulan düğün pastaları özellikle ilgimi çekiyordu. Sonuçta, Evlenilecek Kadın 23 yaşındaki bir kadın tarafından düşünüldü ve 24 yaşındaki bir kadın tarafından yazıldı. Dolayısıyla, kullanılan sembolizmin acayipliği, çiçeği burnunda bir yazarın kendini beğenmişliğine ve gençliğine atfedilebilir. Yine de kitabın grotesk simgelerinin kendimden değil, içinde yaşadığım toplumdan kaynaklandığını düşünmeyi tercih ediyorum."

1960lı yılların Kanadası'nda geçen roman üç bölümden oluşuyor. 

İlk bölümde adının Marian olduğunu öğrendiğimiz genç kadın kahramanın ağzından onun hayat hikâyesini öğrenmeye başlıyoruz. Marian üniversite öğrenimini bitirmiş, bir anket firmasında çalışıyor ancak o yıllarda alışılageldiği üzere çalıştığı pozisyon gelişmeye, ilerlemeye açık değil. Çünkü erkekler iş hayatında yükselirken, kadınların yerlerinde sayması, evlendikleri takdirde işten ayrılmaları olağan sayılıyor. Bir kadının kısıtlı da olsa işinde ilerlemesi çocuk doğurma yaşını aşmasına bağlı. Marian henüz bu kategoride değil. Sevgilisi Peter, her yakın erkek arkadaşının evliliğinin ardından evliliğe karşı olduğunu ima ettiği için ona ilişkilerinin evliliğe gitmesini umduğunu ya da beklediğini gösteren bir davranış sergilemekten özellikle imtina eden Marian'ın hayatı Peter'in birdenbire evlenmek istemesiyle olağan seyrinden çıkıyor. Bir yandan bu yeni durumla başa çıkmaya çalışırken bir yandan da kendisini bu evliliğin makul olduğuna, işlerin iyiye gideceğine inandırmaya çalışıyor. 

"Evlilik büyük çapta temel mekanik ayrıntılara dayanan bir mesele; örneğin ev eşyaları, yemekler ve her şeyi düzenli tutmak gibi. Ama Peter ve ben, gayet makul bir düzenleme yapabiliriz. Tabii daha birçok ayrıntı üzerinde çalışmamız şart. Düşününce, Peter ideal bir seçim gibi görünüyor. Çekici bir erkek, başarılı olacağı kesin ve tertipli, ki bu da birlikte yaşayacağın insanda arayacağın temel bir özellik." 

Her koşulda etrafındaki evli kadınların düştüğü pozisyon başının üzerinde Demokles'in kılıcı gibi salınıyor. Bir yanda gördüğü öğrenime karşın, eve kapanmış, peşi sıra doğurduğu çocukların bakımına yetişemeyen, yakın arkadaşı Clara diğer yanda 'sabun kadınlar' diye nitelediği giyinmek, kuşanmak, saçlarını yaptırmak, kocalarına eşlik etmek dışında bir vazifeleri olmayan Peter'ın iş arkadaşlarının karıları... Bu iki uç arasında sıkışıp kendisine yabancılaştıkça, yeme problemleri yaşamaya başlıyor ve tesadüfen tanıştığı yüksek lisans öğrencisi Duncan'la yakınlaşıyor.

"Çamaşırhanedeki oğlanla olanlara ve oradaki davranışıma hâlâ bir anlam verebilmiş değilim. Belki egomda bir çeşit sapma, bir geri gitme veya boşluk oldu, hafıza kaybı gibi. Ama onunla bir daha karşılaşma olasılığım çok düşük -adını bile bilmiyorum- zaten nasıl olsa bunun Peter'la hiçbir alakası yok. 
Odamı temizlemeyi bitirdikten sonra, evdekilere mektup yazmalıyım. Hepsi memnun olacaktır, bunu kesinlikle bekliyorlardı. En kısa zamanda hafta sonunda onları ziyarete gitmemizi isteyecekler. Ben de Peter'ın ailesinin ailesiyle tanışmadım henüz." 
İlk bölüm Marian'ın kendisini ikna etme çabalarıyla, "Organize olmalıyım. Yapmam gereken çok iş var," sözleriyle bitiyor. 


İkinci bölüm Marian'ın kendisine duyduğu yabancılaşmanın, buna bağlı olarak yaşadığı yeme bozukluğunun ve sürklenmenin had safhalarını anlatıyor ve anlatı birinci tekil şahıstan çıkıp Tanrı yazara dönüyor. Böylece onun içindeki sıkışıklık, kendisine adeta bir tülün ardından bakışı, hayatının kontrolünü ele almakta zorlanışı, tüm yaşananlara seyirci kalması daha da vurgulanmış oluyor. Bu aşamada yanında kendisini rahat hissettiği, içinde yaşadığı an dışında hiçbir şey düşünmeyen, kendisine hiçbir gelecek vaat etmeyen Duncan'a doğru çekiliyor. İşler iyice ayyuka çıktığında Peter'dan kaçıp Duncan'a sığınıyor. Bu bölümün sonunda romana ismini veren Edible Woman yani yenilebilir kadın sembolü ortaya çıkıyor. Bu sembolün ortaya çıkışı, Peter'a sunuluşu ve onun reddetmesiyle üçüncü, Marian'ın kontrolü eline aldığı bölüme geçiliyor. 

Üçüncü bölümde yeniden Marian söz alıyor. Bu kısa bölüm muğlak. Çok belirgin bir final değil. Ancak Marian'ın yeme bozukluğunun ortadan kalkması, kendisine yabancılaşma sürecinin bittiğini, sürüklendiği ilişkiyi bitirdiğini, nereye gideceğini bilmese de, nerede olmak istemediğini çok iyi bildiğini duyuruyor. 

Evlenilecek Kadın, Damızlık Kızın Hikâyesi'nin devamı niteliğindeki The Testaments romanının türkçe çevirisini ve dizinin dördüncü sezonunu beklerken hoş bir okuma deneyimi sundu. Tavsiye ederim. 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder