31 Mart 2021 Çarşamba

PAŞA ÇAYI

Ne ara uyandın sen, gel gel. 

Çişini yaptın mı? 

Bebek değilsin tabi. Bebek diyen mi oldu? 

Acıktın mı! 

Annen kızıyor sonra. Akşam evde bir şey yemiyormuşsun. 

Çok mu miden kazındı? Ee iyi madem. Reçelli ekmek yiyelim. 

Vişne reçeli kalmadı. Yazdan kalma hiç açılmamış bir kavanoz çilek reçeli var.

Bileğim de tutmaz şimdi. Nasıl yapsak? Koş Ayla  ablanın kapısını çal da çağır. Hadi oğlum. 

Utanacak ne var?

Eh iyi ya, biz deneyelim. Bütün kemiklerim çatırdıyor. İskelet değil demirci atölyesi mübarek. Hah, tut elimi de mutfağa gidelim.

Sen mi çıkardın halının saçaklarını? 

Oğlum kaç kere dedim. Rahmetli deden halının saçağına takıldı da, düşüp kalçasını kırdı. Niye çıkarıyorsun? Söyleyeceğim annene seni kreşe yazdırsın! 

Tamam, tamam ağlama. Sok onları halının altına da nenenin ayakları takılmasın. Hadi oğlum. 

Bak açılmıyor. Kolumda derman mı var benim.

Aman da anneannesinin kuzusu. Ayla ablasını da çağırırmış. 

Hoş geldin Ayla. Gel, geç içeri. 

İyiyim, iyiyim. Bora acıkmış. Reçelli ekmek yiyelim, dedik. Açamadık kapağını. 

Büyüğüm tabi. Beğenemedin mi? 

Ne güzel dedin Ayla. Ağzına sağlık. Duydun mu Ayla ablanı? 

Sevmiyorum mutfakta oturmayı. İçeri geçelim, ferah ferah. 

Otur oraya dökmeden ye.

Bacak kadar çocuğun ağzında maskara oldum. Ah, siz beni gençken görecektiniz. İskeleden balıklama dalar, dubaya kadar yüzerdim. Hey gidi günler. 

Ayla televizyon sehpasının altında fotoğraf albümü olacak.

Tamam o işte. Getir yavrum. 

O mu? Artin. 

Çok yakışıklıydı. Sınıf arkadaşım. Babası kapalı çarşıda kuyumcuydu. Ona sipariş yüzük yaptırmak kadınlar için ne prestijdi. 

Amerika’ya gittiler sonra. Bak bu da Rakel. Okula hep beraber giderdik, kardeş gibi, kol kola. 

Ayla bir çay demleyelim de içelim.

Bırak onu.  Çelik olan ağır geliyor bana. Kaldıramıyorum. Mutfakta alüminyum çaydanlık var. Onunla demle, sana zahmet. 

Bulamadın mı? Kaldırmıştır Ayşen. Eskiymiş, çirkinmiş. Ben de eskidim, n’apalım atalım mı yani!

Hah, demledin mi? Eline, koluna sağlık Ayla’cığım. Ne diyordum?

Bu koltuklar mı? Aman nesi güzel. Ben L takımları seviyorum. Modern şeyleri. Bunların hatırası var işte, atamıyor insan. 

Köşkten ya bak nasıl da hatırladın. Osman amcanın avukat bir amcası vardı. Allah rahmet eylesin. Nur içinde yatsın. Çoluk çocuk hepsi trafik kazasında ölünce kardeşlerine kaldı hep mallar. Karısının ailesi pek çingene çıktı. Haraç meraç para eden ne varsa sattırdılar. Hatıra diye bir bunlar kaldı. 

Sen karışma lafa. Anası kılıklı. Örtcem tabi. 

Yok, orijinal değil. Biz kaplattıydık. Şu çarşafın altında yüzünü gören mi var. Osman amcan çok titizdi. Aman gençliğimde az çektirmedi bana. Oraya oturma, buraya koyma. Sonra sonra alıştım ben de. Öldü ama bak kuralları evin içinde hâlâ. 

Can çıkar, huy çıkmaz diye boşuna dememişler. Elli üç yıl aynı yastığa baş koyduk.

Ben o zamanlar çok alımlıydım. Sokağa bir çıktım mı, bütün esnaf kapılara dizilirdi. Babam da nasıl sert, despot. Ablam da o ara, istemedikleri biriyle kaçıp gidince olan bana oldu. Ne sorgu ne sual. İlk isteyene verdiler, gitti.

Osman amcan titizdi, azıcık huysuzdu ama temiz adamdı. Yol yordam bilirdi.

Bir şirketin muhasebesinde çalışırdı. Bütün gün yoruluyor diye evde çocuklara çıt çıkarttırmazdım. Mum gibi otururlardı babaları gelince. Amcasından miras kalınca, kendi işimi kurayım, dedi. Bu evi aldık. Artan parayı sermaye yaptı bir kırtasiye açtı okulun karşısına. Aman o suratsız adam gitti, yerine neşeli bir adam geldi. Çocuklar bayılırdı.

Fotokopi makineleri ilk çıktığında kimden duyduysa alıp dükkâna koyacağım, dedi. Etme, eyleme, dünya para, dedim. O zaman ihtiyaç kredisi falan yok. Sen ver şu bileziği, söz sana aynısından iki tane alacağım, dedi.

Verdim, verdim. Ama anneme falan giderken içim içimi yiyor. Fark eder de, bir söz ederler diye.

Hiç de korktuğum gibi olmadı. Aldı makineyi. Para da kazandı, söz verdiği iki bileziği de taktı bileğime. Altın bilezik o değil ama seninki.

Mühendis çıkıp ne demeye evde oturuyorsun hiç aklım almıyor.

Boşuna demiyorlar, ekmek aslanın ağzında.

Hepiniz için dua ediyorum. İnşallah kızım tez zamanda gönlüne göre bir iş bulursun.

Bu dada iki aylıktı anası işe başladığında. İşten çıkarırlar diye korktu. Anne senden başka kimseye emanet edemem diye tutuşturdu elime o gün bugündür beraberiz.

Çocuklar küçükken ev kalabalıktı. Osman amcanın köyden ipini koparan gelirdi. Az çocuk okutmadım. Onlar yine bayramda, seyranda telefon açar, anneler gününde, yılbaşında hediye yollar, eksik bırakmazlar. Ayşen akşam kapıdan alır bir merhaba demez. Utanmasa sepete koy sarkıt aşağı diyecek. Kime çekti bilmem.

Yorgunlukmuş. Bir o mu yorgun. Bak bacaklarıma varisler düğüm düğüm.

Aman senin de kafanı şişirdim. İhtiyarlık. Bak işine evladım sen.

Bir bardak çay içseydin gitmeden.

Beklemesin makinenin içinde. Kırışır sonra, haklısın.

Ben içeyim bari. Ağzına kadar da doldurmuş. Kim içecek onca çayı. Bora paşa çayı içer misin?

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder