14 Kasım 2020 Cumartesi

Çehov, Öykü ve Gecikmiş Bir Merhaba

 

Kitap oburluğu, evde okunacak yığınla kitap varken, yenilerini satın almayı, kütüphanelere dadanmayı, arkadaş evlerinde raflara göz devirmeyi gerektirir. Ben de tanımın gereğini hakkıyla yapıyorum. Pandemi nedeniyle ev gezmeleri bitse de, sohbet aralarında bahsi geçen kitapları ödünç istemeyi ihmal etmiyorum. 

Çehov, işte bu şekilde elime geçti. Pandeminin ilk zamanlarında, dışarıda değiş tokuş ettiğim bu kitaba dair şöyle not düşmüşüm blogta kalan taslaklardan birine vaktiyle:

"Çehov okuyorum şu sıra. Tuğla kalınlığında kitap. 37 öykülük bir seçki. Çok beğendim. Öykünün tanımını, sınırlarını yeniden düşünmeme yol açtı. Öykü sanatı, kimi insanların nasıl yaşadığı hakkında, deneyimler hakkında. Çehov’un bana gösterdiği de bu. Evrensel olana, insana dair olana ait manzaralar göstermese hala okunabilir mi? 1800'lü yıllardan kalma öyküler olduğu halde zamana yenik düşmemiş hikâyeler bunlar. At arabasının yerine otomobil koysak, insanların eline cep telefonu tuttursak sırıtmayacak denli güncel. Çünkü insanı kuşatan çevre değişse de insan özünde hep aynı, zaaflarıyla, hırslarıyla, özlemleriyle, tutkularıyla hep aynı. Maharet bunları gösterebilmekte, bu evrenselliği yakalayabilmekte. Çok yalın, akıcı bir dil. Bir anda yakalıyor kişiyi. Okuma kolayca ilerliyor. İşte bu kadar basit, öykü yazmak dedirtiyor, bir insanı ele al, onun sorunlarından, zaaflarından bahset. 

Öyküler kalabalık, öyle tek mekânın, tek zihnin içine sıkışık değil. Düşünceler arasında yitirmiyor kendini, canlı yaşam dolu, her zaman iyimser değil, hatta çoğu zaman iyimser değil. Sorguluyor, sorgulatıyor, capcanlı anlatıyor."

Aylar geçmiş, taslak bu haliyle kalmış, beni yazıyı bitirmem için bekliyor. Yeni bir söz söyleme, sürdürme hevesim kalmamış gibi sessizim bu aralar. Ayı neredeyse yarılamamıza rağmen tek bir "merhaba" dökülmemiş  ağzımdan. Öyleyse bu çok beklemiş, handiyse bayatlamış, yazılma  anındaki hevesini, heyecanını kaybetmiş Çehov okumaları üzerine tohumu itinayla sayfalarım arasına gömerek başlayayım yeni aya, buradan rengârenk bir bahçeye varmayı umarak. 

MERHABA!

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder