Kızım sabah hafif kırık uyandı. Ateşim var, dedi. Boğazımda yanma var, dedi. Yanıma sokuldu. Uyuklamaya başladı. Servise haber verdim. Sonra tıpış tıpış mutfağa. Patates haşladım. Benim için haşlanmış patates en kral hasta yemeklerinden biri. Bas üstüne tuzu, karabiberi. Oh mis gibi. Patates ve yumurta (çünkü kahvaltının mutlulukla bir ilgisi var) haşlanırken tereyağını tencerede erittim. Cozurdamaya başlayınca sulandırdığım domates salçasını ilave edip kavurdum. Sıcak suyu ekledim. Kaynamaya başlayınca tel şehriyeler cup suya. Şehriye çorbasının da iyileşmekle ve şefkat görmek ve de göstermekle ilgisi var benim dünyamda. Benim büyüdüğüm evin hasta çorbası, yayla çorbası. Mideyi üşütünce ben de severim yayla çorbasını ama grip, nezle gibi hastalıklarda en çok tel şehriye çorbasını seviyorum. En leziz ve şifalısı oymuş gibi geliyor. Hele tavuklusu. İç, uyu ve terle. Sonra da iyileş.
İşe gitmeden bunca yemek pişirmeye girişince bulaşık makinesi doldu. Çalıştırdım. Baktım suyu almıyor. Eyvah su kartı bitmiş. Muhtarlıktan karta su yüklettim. Öğle tatilinde eve uğramaya bahane olur, dedim. Kartın içindeki yedeği okutmadan evden çıktım. Bizim evde soğuk su kendi yüklettiğimiz karttan geliyor ama sıcak su merkezi sistemden geliyor. Ay sonunda kullandığımız sıcak su aidata ekleniyor. Soğuk suyumuz bitiyor ama sıcak suyumuz kesilmiyor. Evladı susuz bırakmadan gittim, çalıştım, öğlen eve uğradım. Suyu yükledim. Çorba, ıhlamur servisinden sonra bulaşık makinesini çalıştırdım. Çamaşır makinesine beyazları koydum. Saati ayarladım ve çıktım.
Eve geri döndüğümde ne kızım ne kedim evdeydi. Yemek yedim. Yapılması gerekenler listemi zihnimde evirdim çevirdim. Evi süpürmek, çamaşırları kurutmaya atmak, mutfağı toplamak ve kalan yazılarımı yazmak.
Saat tam 21.21. Ev süpürüldü. Çamaşır kurutmada. Eksik kalan yazıların ilki yazılıyor. Mutfakta biraz iş var. İyi bir annecik kurabiye ya da kek de pişirmeli aslında çünkü yarın kızımın arkadaşları gelecek. Ama emir de büyük yerden. Sen bir şey yapma. Biz hallederiz. Plan şu: File markete gidip her biri seçtiği renkte yiyecek bir şeyler alacak ve eve gelecekler. Kahverengi, sarı, yeşil ve mavi. Tabi onların renklerle oyunu, paketlerin rengi. İçimdeki oyunsu yan onlara bu renklerde yiyecek hazırlayıp bırakmak istedi. Yeşil için roka, maydanoz, sarı için sarı leblebi, kahverengi için çavdar ekmeği dilimleri. Mavi için düşünmek gerek. Dondurulmuş yaban mersini yeterince mavi mi? Benim de bir rengim var, kimse sormasa da. Turuncu! Havuç ve de mandalina.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder