Ramazan da bitti. Bu akşam son kez iftar yapıldı. Yarın bayrama uyanacağız. Arife günü olmasının verdiği bir hareketlilik, canlılık vardı sokaklarda. Ama asıl coşkulu kalabalık Maltepe'deydi. Bu ülkede yaşamak tüm güçlü, tezat durumları aynı anda yaşamak, aynı yüreğe sıkıştırmak gibi bir şey. En basit tabirle rahatsız edici. Hep uçlardayız, dengesizdengesiz. Üzüntü, umut hep iç içe. Bir bakıyoruz hukuksuzluk diz boyu. Siyasetçiler, gazeteciler, gençler içeri alınıyor, kötü muameleye maruz kalıyor. Ne vicdanımız alıyor yaşananları ne yüreğimiz kaldırıyor. Bir bakıyoruz iki milyon insan sokakta. Çok yürek olduğumuzu görmenin umuduyla içimiz ferahlıyor. Ferahlığımız, umudumuz katlana katlana artsın. Adaletsiz tutuklamalar son bulsun, sevenler kavuşsun. Bayramdan başka da bir muradımız yok.
Ben bu satırları yazarken youtube'ta bir astrolog konuşuyor. 2025 Haziran'ından itibaren bizi, bizi derken Türkiye'yi güzelliklerin beklediğini muştuluyor. Umut, mutluluk, bereket, para bizimle olacakmış. Dilerim, haklı çıkar. İyiliğe, güzelliğe, bolluğa hasretiz. İşte o zaman hayat gerçekten de bayram olacak.
Gelelim eli kulağında bayrama. Bayramların yaz aylarına denk geldiği yıllarda bayram, deniz tatili yapmaya vesile oluyordu. Bu yıl bu adeti bozuyoruz. Bu bayram, nekahat dönemi zaten. Evde dinlenmeye devam!
Yarın sabah anneme kahvaltıya gideceğiz. Peşinden bayram çikolatası, kahvesi. Oturmaca. Evlere dağılmaca. Üç gün boyunca, ye, iç, yat, uyu ile geçecek. Hazır fırsat varken zamanı evi düzenlemek, ihtiyacım olmayan kıyafetten, kitaba, ev eşyalarına kadar fazlalıkları ayıklamak şahane olurdu. Koli koli eşya çıkacağına eminim. Yılda bir yapmak lazım bu temizlikleri. Ağır kaldırma yasağı, beni bu türden bir ayıklama işine girişmekten alıkoyuyor ama ilk fırsatta yapacağım! Sözüm söz.
Hazır her gün yazmaya başlamışken, nisan ayını da yazarak, her gün bir yazı alıştırması yaparak mı geçirsem acaba? Blogta değil ama, kağıt kalemle buluşarak, bir deftere her gün yazarak. Belki bu ısınmadan sonra, fiziksel olarak deftere yazmak belki yeni, yepyeni öykü fikirleri bulmama, üzerine çalışabileceğim ilk taslakların doğmasına yol açar. Hiç aklımda yokken kendime bir davet sundum. İcabet etmek uygun düşer. Hadi hayırlısı!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder