Ben pek astroloji işlerinden anlamam. Arada denk gelirse Juno Astroloji sayfasını okurum. Çünkü anlattığı insanlık hallerinin gökyüzünün mevcut durumundan bağımsız olarak güzel, her daim geçerli bilgiler olduğuna inanıyorum. Bu ara birkaç arkadaşım Venüs retrosuyla ilgili video yollayınca oturdum izledim. Biri başakların kurtuluşuna adamış kendisini (Allah razı olsun) tüyolarını ciddiye aldım (çünkü evrensellik). Diğeri iletişim kazalarından, yanlış kişiye gönderilen mesajlar vb durumlardan bahsetmiş. Bugün kuronunu beklediğim hastanın ölçüsünün laboratuvara gitmediğini fark ettim. Ölçüleri dijital alıyorum ve elektronik ortamda gidiyor. O gün aldığım dört ölçünün üçü gitmiş. Biri gitmemiş. Panik yok. Data kayıtlı. Yeniden yolladım. Teknisyen aradı hocam zip dosya gelmedi, jpg geldi, ben size yetiştirecektim, bugün yollayın. Tam o esnada marketteydim. Kuronu gelmeyen hastanın randevusunu iptal edince birkaç şey alayım, dedim. Yalan yok abur cuburda da gözüm vardı. Telefonu alınca geri döndüm. Yeniden yolladım. Münasebetsiz bir mesajın yanlış kişiye gitmesi kadar kötü değil. Arada yanlış mesajlar attığım oluyor ama entrika dolu bir hayatım olmadığı için laboratuvara gönderdiğim istem kağıdı fotoğrafı o sıra yazıştığım bir başkasına gidebiliyor, örneğin bir hastama. Bu hafta yaşanan iki iletişim kazası. Neyse ki utandıran bir durum yok. (Edit: akşam derginin oda haberleri sayfası geldi. Bizim odanın haberi yok. Yazdığıma da eminim. Editöre mesaj atıp sordum. Bir yandan da gönderilen epostalara baktım tabi. Gönderilenlerde yok. Genellikle haber metnini ben yazıp fotoğrafları oda sekreterinden yollamasını istediğim için onunla yazışmalarımıza baktım. Bingo! Haber orada. Sen fotoğraflarla beraber yolla demişim ama ne haber ne fotoğraf gitmiş. Sağlık olsun. Gelecek sayıya artık. Görüyorsun sevgili okur, iletişim kazalarına açık bir dönem. Sen de gözden geçir, günlerini uygun düşecek birkaç an yakalayabilecek misin?)
*
Sağlıklı beslenmek, kilo vermek, şekerden kısıtlı bir diyet sürmek hedeflerim arasında. Asistanlarım oruç tuttuğu için ben de öğle yemeklerini sınırlandırdım. Bugün yulaflı yoğurt yedim örneğin. Havalar da ısınmaya başladığı için maske, eldiven, bone, koruyucu gözlük dörtlüsü beni sıcaklatıyor. Susadığımı fark ediyorum. Gidip bir bardak su içiyorum. Bedenim her iki duruma da hızlı tepki veriyor. Dikkat ettiğim zamanlarda kilo kaybını hemen görüyorum. Dikkat etmediğim karbonhidrat, şeker tükettiğim zamanlarda da hemen 400-800 gr ekleniyor. Bu akşam ölçüyü biraz kaçırdım Yarın dengelerim diye umuyorum.
*
Kızım sabahın köründe uyandı. Duş aldı. Kahvaltı hazırladı. Bir yumurta da benim için haşladı. Rafadan. Siparişi tutturamadı ama fark etmez. Ben yumurtanın her halini yiyorum. Salatalıkları halka halka dilimlemiş. Ekmek peynir çıkarmış. Kendisine çay da hazırlamış. Balkonda oturup test çözüyordu mutfağa girdiğimde. Geç yatıp bu kadar erken kalkınca akşam yemeğinden sonra sızdı koltukta. Kanepenin ardından minderleri, ayağından çorapları, gözünden gözlükleri aldım. Üzerini örttüm. Umarım deliksiz iyi bir uyku çeker sabaha kadar. İşte bu yüzden sevgili okur, ben yatak odamdayım. Laptop önümde bağdaş kurmuş yazıyorum.
Dolgum düştü doktorum, bana da bir randevu lütfen :) Şaka değil, gerçekten düştü, bereket köke inen bir çürük değil, yarın randevuya gidene kadar beni zıplatmayacak.
YanıtlaSilBıktım yemin ederim bütün dişlerimden, zaten ağzımda taş çatlasa 16 tane kendi dişim var onun da 10'u dolgu :(( Kader utansın. 30 yıllık amalgamlar dururken, 6-7 yıllık laserler niye düşer ki? Ben de dr buldum derdimi dökeyim oldum :)) Sevgilerimi yollayıp affettireyim kendimi...
Geçmiş olsun. Dün dolgu kırılma, düşme günüydü herhalde. Bana da iki eski hastam dolgularını kırmış vaziyette geldi. :) Bunlar hep retrodan işte :)) Sevgilerimle...
SilMaşallah kızına, ben hasretim böyle manzaralara. Kızım evde ya bu dönem, annesi bütün gün okulda yoruluyor, geliyor , biraz dinlensin ben akşam yemeğini hazırlayayım dese...
YanıtlaSilİnsanın içinden gelecek. Öğreteceksin, alıştıracaksın diyeceksiniz, yapmadım mı sanıyorsunuz. Böyle arada yakaladığım genç kızların annelerine jestlerini, içime oturuyor. Ne yapalım, belki bir gün olur :)
Kızım küçüklüğünden beri mutfakta bir şeyler hazırlamayı sever. Canı istediğinde girip kek falan da pişirir. Birkaç kere akşam eve geldiğimde onu makarna haşlarken de bulmuştum. Bunlar rutinimiz değil ama akşam yemek sonrası o ders çalışmaya ben yazmaya oturacakken birbirimize sorarız. Bir şey içer misin diye. Bazen o önce davranır bazen ben. On dördünde bile yapabildiği pek çok şey var. Buna memnunum. İşten gelince gözetildiğini görmek insanı memnun ediyor doğrusu. Darısı başınıza diyelim :)
Sil