Bilmek isteyen yola çıkar.
Şefkatli Anne Günlükleri'ni yazmak, ebeveynlik amaçlarımı, önceliklerimi belirlememe, düşüncelerimin ve eylemlerimin farkına varmamı sağlıyordu. Sura Hart alıntıları bitince, sanki ters yönde yürümeye başlamışım gibi bir düşünce gelip çöreklendi içime. Yeniden konu üzerine düşünmek, yazı yoluyla düşüncelerimi tasnif etmek, eylemlerimin farkına varmak istedim. İşbu sebeple www.nonviolentcommunication.com sitesinde ücretsiz yayımlanan haftalık ipuçlarının rehberliğinde yeni bir günlüğe başlıyorum.
İpuçlarının çevirisi bana ait.
Şefkatli Ebeveyn İpuçları
Hediyelerinizi özgürce verin.
Çocuğunuza zamanınızı, dikkatinizi, ilginizi ya da başka bir hediye verdiğinizde bunu yapmak istediğiniz için yaptığınızdan emin olun çünkü vermenin doğasında neşe vardır. Eğer suçlu hissettiğiniz, görev gibi gördüğünüz ya da bununla bağlantılı düşüncelerle veriyorsanız bunun bir hediye olmadığını ve sonucu herkesin ödeyeceğini bilin.
Haftanın mindful alıştırması
Bu hafta çocuğumla ilişkime hangi niyeti taşıyacağım?
Saygılı bir dil kullanarak kolaylıkla güvenli, dürüst ve aidiyet içeren bir ev ortamı yaratabilirsiniz. İhtiyaç duyduğunuz destek için Şiddetsiz İletişim Kitaplığı'ndan faydalanabilirsiniz.
Ben ne düşünüyorum? Ne yapacağım?
Çocuklar için en kıymetli hediyenin mecburiyetten uzak, içtenlikle verilen zaman ve ilgi olduğunu düşünüyorum. Maddi değeri olan nesnelerin verdiği haz çok anlık, uçucu. Evde biriken eşyalar da bir müddet sonra insana sıkışıklık hissi veriyor. Üstelik ebeveyn olarak şöyle bir çıkarım da yapıyoruz rahatlıkla. "O kadar oyuncağın, kitabın var ve sıkılıyorsun öyle mi!" Az çoktur şiarıyla bakacak olursak beraber geçirilen zaman satın alınan oyuncaklardan, götürülen etkinliklerden, kurslardan çok daha kıymetli ve akılda kalıcı. Anı biriktirmenin, nesne biriktirmekten daha etkili olduğu muhakkak. Bununla beraber bütün günü okulda ya da evde geçirmiş, ebeveynine olanı biteni anlatmak için sabırsızlanan, ya da sıkıntısını gidermek umuduyla onu dört gözle bekleyen, ya da kardeş çatışmasını aşmak için sizden medet uman çocuk varsa ve siz fırtına gibi eve giriyor, üzerinizi değiştirdiğiniz gibi sizi bekleyen işlere girşiyorsanız ne olacak? Çoğu kadın için işten eve gelmek, ikinci bir mesai, karşılığı olmayan bir emek. Eksiklerin görüldüğü, söylendiği, olanın dile getirilmediği bir alan. İş yerindeki üretimin maddi bir karşılığı var, oradaki emek maddi manevi gideriliyor ancak evdeki emek çoğunlukla görmezden geliniyor. Temiz çamaşırlar kendiliğinden katlanıp çekmecelere, pişmiş yemekler kendiliğinden buzdolabına yerleşmiş gibi bir sessizlik. Buna karşın henüz yapılmamış, sırası gelmemişler hemen size soruluyor. Bazen bu yoğunluğun içinde insanın içindeki şefkatli doğayı koruyabilmesi gerçek bir mucize. Şimdi bu satırları yazarken yeniden fark ediyorum. Akşam eve gittiğimde bir süre sessizlik içinde kalmak istiyorum. Günün bombardımanından arınmak, yalnız kalmak, çabasızca hareket etmek, sırayla, yapmak istediğim kadar, buraya bir uyaran geldiğinde, içimde ihtiyaç duyduğum yavaşlıktan çıkarak telaşla iş yaparken daha fazla multitask olmak istemiyorum. Kızımla bunun üzerine sohbet ederken o da bir okul gününü bitirmenin yorgunluğuyla eve geldiğini, bazen kendisini yorgun, bıkkın hissettiğini fark etti. Böyle hissettiğimizde birbirimizi durumdan haberdar etmeye ve birbirimize ihtiyaç duyduğumuz alanı tanımaya karar verdik. İkinci yarı yıl başlarken bu kararı hatırlatmak üzere onunla konuşacağım. Dinlenmiş ve arınmış bir zihinle ve bedenle iletişime başlamak, hediyelerimizi birbirimize cömertçe sunmamıza vesile olmasını diliyorum.
Ne kadar doğru.
YanıtlaSilÖzellikle evde birden çok çocuk olduğunda, bizim de annelik dışında farklı görevlerimiz olduğunda, bunu yapabilmek bazen çok zor oluyor.. Sürekli bir yapılması gerekenler var ve bizim asıl yapmak istediklerimize zaman kalmıyor, bu çok acı. İşler kendi kendine yapılmıyor özellikle yardımcımız da yoksa, heryere yetmeye çalışıyoruz ve kendimize zaman ayıramayınca, çocuğumuza ayıracağımız zaman bize öfke veriyor çünkü haksızlık gibi geliyor; benim de bir hayatım var! Of çok zor bu dengeyi kurabilmek gerçekten de sanat.
Annelik zor zanaat gerçekten. Bununla beraber hane halkına biyonik olmadığımızı duyurmamız şart. Çocuklar bu ihtiyacı fark ettiğinde yardım etme konusunda genellikle cömertler. Üstelik kendi alan ve özerklik ihtiyaçlarını fark etmelerine de yardımı dokunabilir. Kendimize zaman ayırmayı unutmadığımız bir yıl olsun. Sevgiler.
Sil