Meltem Dağcı'nın edebiyathaber için hazırladığı "yazarın odası" köşesini hatırlarsınız. Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okudukları kitapları yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştığı köşe uzunca süredir güncellenmiyor. Aklıma geldi. Soruları kızıma verdim. Benim için yanıtladı. Önce çok kısa yanıtladı. Sonra biraz genişletti. İşte Deniz'in merceğinden benim okuma yazma hâllerim:
Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?
Bilgisayar.
Çalışma masasında bilgisayarına yazar genelde. Eskiden kahvelere, Golf'e giderdi. Taşındığımızdan beri gidemiyor. Dışarı çıksa keçilerle beraber yazar herhalde.
Annenizle yazı/okuma üzerine neler paylaşırsınız?
Kitap parası (Annenin notu: Kitap parası "Ben kitap isterim annem alır ya da benim aldığım kitapların ücretini annem öder anlamına gelmektedir.)
Ben genç kurgu okumayı o ise öykü bazen klasik okumayı sevdiği için kitap parasından başka bir şey paylaşmayız. Ben arada bir kitaplarımı anlatırım. Onda da annem hayatının şokuyla ayrılıyor.
Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/öneri alır?
Almıyor çünkü ya yetişkinler için yazıyor ya da veletler için yazıyor.
İlk iki kitabını yazarken küçüktüm ve kitaplar yetişkin kitabıydı. Bu nedenle bir fikir almadı. Çocuk kitabını yazarken ben 2. sınıf falan olduğumdan dolayı yazınca okutup fikrimi almıştı. Son kitabı yine yetişkin kitabı olduğu için çok fikir almadı ama Geçmiş Zaman Çileleri'ni şu an okuyorum.
Yazı yazarken vazgeçmediği ritüelleri nelerdir?
Ben yazmıyorum ki nereden bileyim.
Yazarken hep oturur. Genellikle akşam saatlerinde yazar ve yanına kahve (bana yaptırıyor) ya da soda alır. Nadiren deftere yazar. Yazarken etrafında ses istemez. Bazen müzik açar. Kendine aldığı yüzüğü takar. Türk kahvesi içiyorsa da uğraşarak yaptığım köpüğü masaya ayağını çarparak döker. #kahveköpüğüsanattır
Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?
Amerika'ya taşınmış bir arkadaşı olan Halil Yörükoğlu'nun "Şu An Saat Kaç?" kitabını okuyor. Amerika'ya taşınan Türkleri konu alan kısa kısa öykülerin bulunduğu bir kitap.
Ne güzel olmuş, içten ve samimi. Fikir de harika. ♥️
YanıtlaSilYorum anonim olduğu için kim olduğunuzu anlayamadım ancak teşekkür ediyorum. Sevgiler, selamlar.
SilDeniz'in kalemini çok sevdim ❤ Onur Ç.
YanıtlaSilİleteyim. Sevinir bence. Ben de doğallığını, samimiyetini sevdim. Güldürdü de beni. :)
SilEn çok da “ kendine aldığı yüzüğü takar “ durumunu sevdim . Sen çok yaşa Deniz .Anlamını hiç yitirmeyen bayramlar yaşa .. ❤️Ve hep böyle doğal kal .
YanıtlaSilİyi dilekleriniz ve yorum yazdığınız için teşekkürler :)
SilHarika deniz yorumları 😁 Okurken biraz ela’yı hatırlattı tarzı 😂😂
YanıtlaSilÜzüm üzüme baka baka kararır 🤭
SilMeltem Dağcı'nın bahsettiğin blog linkini verir misin, merak ettim.
YanıtlaSilEdebiyathaber'de idi köşesi. Bağlantı burada: https://www.edebiyathaber.net/category/yazarin-odasi/
SilTeşekkürler!
SilÇok iyi gözlem yapmış. Ayrıca Çanakkaleye gelince ben de kahve isterim Denizden😘 Ceren
YanıtlaSilElbette. Bekleriz ☺️
SilAklıma Tezer Özlü'nün kızı Deniz'in annesine sorduğu sorular ve cevapları geldi..... <3
YanıtlaSilBundan haberdar değildim. Bulursam okuyacağım.
Sil