- Kuralları biliyorsunuz. Ayda 8 yazı. Yine son düzlüğe -3 ile girmişim. El mahkum yazacağım. Ha babam de babam. Bilinç akışı bu gibi durumlarda hayat kurtarıyor. Hele de süre tuttuysam. Büküyorum kulağını zamanın, bir kelime, bir kelime daha yazıyorum.
- Barış Bıçakçı'nın Seyrek Yağmur'u düşüyor akıl tasıma. Dün gece yazı tetikleyici olarak kullanabilir miyim diye baktığım, sayfalarını çevirdiğim kitap. Hap gibi, yoğun, konsantre... Çengelli iğne bölümü örneğin. Hafızayı yitirmenin ne tatlı, ne güçlü metaforu o öyle. Kitap başucunda. Gözlerimin kapanmasına engel olursam, uykunun bir ağırlık gibi böğrüme çökmesine mani olursam okuyacağım yeniden hevesle ve ilgiyle... Ama şimdi gözlerim kapanıyor. Film izlerken yediğim onca şey yüzünden belki. Belki bir ayı, bir mevsimi daha bitirmenin yorgunluğu ve evde ötelediklerimin kalk çağrısı....
- Zaman akıyor, rutubet tutup yapışmıyor birbirine saliseler, saniyeler ve de dakikalar. Süre doluyor. Ortaya bu biçimsiz yazı çıkıyor.
31 Mayıs 2024 Cuma
Zaman akıyor
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç de biçimsiz değil, keyifle okutuyor ama neden 8’e inat? Belki kararları yeniden gözden geçirmek zamanı?
YanıtlaSilÇünkü yazma alanlarımın çeşitliliği arttı. Hedef koymazsam, bloğu iptal ederim diye çekiniyorum. Bu ara blog yazarlığı dışındaki kimlikler çok talepkar. ☺️
Sil