14 Ağustos 2025 Perşembe

Yas

Bugün yaslarımı anlatmak istiyorum biraz. Dile getirmek, paylaşmak, görünür kılmak, anıları canlandırmak iyi gelir diye düşündüğümden. 

Okulumla başlayayım. 

Beş yıllık ilköğretimden sonra sınavla girilen, bir yıl hazırlık sınıfı okunulan dönemde Çanakkale Anadolu Lisesi'ne girdim. Tam 38 yıl önce. Şehrin göbeğinde, ilçelerden gelen erkek öğrenciler için yatılı pansiyonu da olan bir bina. Şahane arkadaşlıkların geliştiği kendimi bütünüyle ait hissettiğim ilk ve belki de son yer. O yaşlarda başlayan arkadaşlıkların farklı bir yanı var, bilirsiniz. Çocukken tanışmak, ergenliği birlikte aşmak, birlikte büyümek, kendini tanıma yollarında yan yana durmak, Çanakkale gibi şahane bir şehirde güven içinde, neşeyle yaşamak... Yeni Türkü'nün şarkısındaki "Biz büyüdük ve kirlendi dünya". Dünya hep kirliydi ama belki de biz kordonun ötesini pek de göremiyorduk. Heterojen bir kentin iyi niyetli, çalışkan, geleceği parlak gençleriydik. Sahiden arkadaşlarım arasında yurt dışına giden, yerleşen, iyi pozisyonlara yükselen çok kişi oldu. Hepsiyle de gurur duyuyorum. Biz mezun olduktan sonra Milli Piyango İdaresi yeni bir okul binası yaptırdı. Ve okulumuz Çanakkale Milli Piyango Anadolu Lisesi adıyla şehrin tepelerinden birine yerleşti. O kordona, çarşıya beş dakika mesafedeki okul binası ise Çanakkale Fen Lisesi oldu. (Birkaç yıl önce meydan yenilenirken pansiyon binası yıkıldı ama mevzumuz bu değil.) 2011 Van Depremi'nde yaşamını yitiren 2000 mezunu Vahit Tuna isimli bir öğretmenin adı verildi sonra okuluma. LGS çıkınca da pansiyon binası olmadığı için nitelikli okul kapsamından çıkartıldı. Orta okul başarı puanına göre girilen, ismi iyi anılmayan bir okula döndü. Yetmedi, tüm liselerin isminin sonuna Anadolu Lisesi geldi. Ve bizim okul MEB'in garabetlikleri içinde kaybolup gitti, eski Çanakkale Lisesi, Çanakkale Anadolu Lisesi oluverince ismi de kalmadı. Sahi nereden mezunuz biz? Devamımızdaki okul hangisi? Bunları bilmemenin yası içindeyim. 

Yeri gelmişken bizim kültürde ölen insanların isimlerini yaşatmaya dair bir özen var. Okulların mezunların anısını yaşatma çabası benim için çok anlamlı, saygıdeğer. Ancak ben okulların isimlerinin, yerlerinin değişmesinden yana değilim. Okulun içine kurulacak nitelikli bir kütüphane, bir laboratuvara verilemez mi bu isim? Ya da bir eğitim bursuna? Çanakkale'de belediyeye ait bir Sağlıklı Yaşam Merkezi var. İsmi Şehit Kıvanç Kaşıkçı şimdi. Bazen ölümün getirdiği duygusallıkla yüzeysel olarak anıyoruz gibi geliyor. Bir merkezin ismini değiştiriyoruz, hop geçiyoruz. Depremlerde, yangınlarda, sellerde, terör saldırılarında ölen insanların yası içindeyim. Elini vicdanına koymayan insanların yaptıklarının ve yapmadıklarının cana malolmasının yası içindeyim. 

Son günlerde canım şehrimde peş peşe yaşanan orman yangınlarının yol açtığı tahribatın yası içindeyim. Binlerce futbol sahası büyüklüğünde ormanlık alan kaşla göz arasında yandı bitti kül oldu. Yuvasını bulamayan leylekler yol aydınlatma direklerinin tepesinde. Denizden döndüğüm her defasında gördüğüm yol tabelası is içinde. Evler kül ve gözyaşı altında. Tanıdığım insanların evlerine, arabalarına kadar dayandı. Kiminin evi yandı, canını zor kurtardı. Yangın müdahale merkezinin dibinde başlayan yangının çığırından çıkmasının, ağaçların, yuva olduğu cümle mahlukatın ölümünün yası içindeyim. 

Sınırlarımı bilmediğim, çizemediğim, ihtiyaçlarımı fark edemediğim, duygularımı yönetemediğim, tepkisel davranışlarla ilişkilerimin bozulduğu zamanların yası var içimde. Toplumsal normlarla belirlediğim kalıpların dışına çıkan insanlara şans vermeyişimin yası var içimde. 

Sosyal medyada geçirdiğim anlamsız saatlerin yası var içimde. O, geri döndürülemez dakikaları arkadaşlıkla, hareket ederek, sevgiyle bağlanarak geçirememenin yası var içimde. 

Üşendiğim için gitmediğim buluşmaların, çıkmadığım yolların yası var içimde. 

Bu yazı "yes yazı" ilan ettim. İl sınırları içinde tüm tekliflere evet diyorum. Tabi kendimi gözeterek, sınırlarımı, önceliklerimi bilerek, zaman, yer belirleme konusunda diyaloğu sürdürerek "Evet," diyor buluşmayı gerçekleştiriyorum. Hayrını, bereketini görürüm inşallah. 


2 yorum:

  1. "Sınırlarımı bilmediğim, çizemediğim, ihtiyaçlarımı fark edemediğim, duygularımı yönetemediğim, tepkisel davranışlarla ilişkilerimin bozulduğu zamanların yası var içimde. Toplumsal normlarla belirlediğim kalıpların dışına çıkan insanlara şans vermeyişimin yası var içimde.

    Sosyal medyada geçirdiğim anlamsız saatlerin yası var içimde. O, geri döndürülemez dakikaları arkadaşlıkla, hareket ederek, sevgiyle bağlanarak geçirememenin yası var içimde.

    Üşendiğim için gitmediğim buluşmaların, çıkmadığım yolların yası var içimde."

    %100 katılıyorum ben de bu yaslara! An itibari ile değiştirelim tavrımızı. Zararın neresinden dönersek kârdır :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle! Pişmanlık değil de farkına varmanın üzüntüsü içinde o duyguları ağırlamak ve yeni, farklı seçimler yapmak için yazdım ben de.

      Sil