Eylüle de girdik.
Okullar öğretmenler için açıldı. Haftaya öğrenciler de katılacak. Yıllık şiddetsiz iletişim eğitim programı whatsapp grubuna bir katılımcı mesaj attı. Programa katılan öğretmenlerin yeni başlayan öğrenim yılını kutladı ve onları bu ilgileri ve çabaları için takdir etti.
Arkadaşım haklı. Şiddetsiz iletişimle ilk kez kızım 4 yaşındayken tanıştım. Şimdi 14 yaşında. Onun bu ilkeleri benimsemiş, sınıf ortamına taşıma gayretinde olan öğretmenleri olmasını çok isterdim. Sırf bu yüzden BBOM Çanakkale'nin kapısından dönmüşlüğüm var. Nasıl derler "hayaller Paris, gerçekler sanayi"yi fark edince sonu gelmeyecek bir maceranın içine atlamadım. Çünkü kendini belirli etiketlerle tanımlamak, öyle olduğun anlamına gelmiyor.
Büyüdüğüm ev öyle çok muhabbetli, birbirini destekleyen bir ev değildi. Tutulmamış yaslar, ifade edilmemiş yoğun duyguların arasında duvarlar örmeyi, içime atmayı öğrendim ben de. Boşlukları tahminlerimle doldurdum. Dolambaçlı yollardan geçtim, durdum. Şiddetsiz iletişim bana tahminlerimden, varsayımlarımdan uzaklaşmayı, duygularımı fark etmeyi öğretiyor. Her zaman iyi iş çıkarmıyorum. Bazen yine tökezliyorum. Bazen de aferin sana iyi kotardın, diyorum. Şiddetsiz iletişimin 4 basamaklı yolu, insanın kendisini tanıması, anlaması, doğrudan ifade etmesi; karşındakinin duygu ve ihtiyaçlarını tahmin ederek, empati duyarak dinlemesi açısından güzel bir yol. Ancak hâlâ dünyevi geliyor bana. Biraz daha olgunlaşmak istiyorum. Küçük şeyler karşısında sabrım, tahammülüm daha yüksek kalsın, daha olgun, daha sakin karşılayayım istiyorum. Kızım 5. sınıftayken sınıfını kötü buluyor, okul değiştirmeyi düşünüyordu. 6'ya geçtiğinde sınıfı değişince yerini buldu ve şikâyet bir yana, keyifle sürdürdü sonraki yılları. Geçenlerde o günleri anarken "Böyle olacağını bilseydim, üzülmek yerine beklerdim," dedi. İşte tam da buraya varmak istiyorum. O sonrasında ne olacağını bilmediğim zorlanmaların içinden geçerken kendime empati vermenin, duygu ve ihtiyaçlarımı fark etmenin ötesine geçmeyi, sahiden beklemeyi, bunun geçeceğini bilerek bekleyebilmeyi istiyorum. Şiddetsiz iletişimi dünyevi bulmam bundan işte. Ben daha tevekkül ve olgun bir seviyeden bakabilmeyi arzuluyorum. Aynı amaca çıkan pek çok yol, öğreti var. Ben Budist felsefeye ilgi duyduğum için, Dharma yolculuğumu sürdürmek istiyorum. Cem Şen'e devam ettiğim bir yıl boyunca o derslerde, "Spiritüel çapkın olmayın," derdi. Ancak ben spiritüel çapkın olmayı ve bu yıl Berrak Yurdakul'un derslerine devam etmeyi düşünüyorum. Bir yandan da Zoom ekranında olmak istemiyorum. Bakalım. Süreç nasıl ilerleyecek.
*
1 Eylül geride kaldı, Dünya Barış Günü. Şu çivisi çıkmış dünyada barış namına sevinebileceğimiz tek şey, Sumud filosunun yola çıkmış olması. Gazze'ye insani yardım götürmek için çıktıkları zorlu ama kararlı yolculuğun başarılı olması, ablukanın kırılması en büyük umudumuz.
*
Pazartesi akşam işten çıkarken idrarımda kan fark ettim. Gözden kaçabilecek gibi değildi. Bedenim kan ağlayarak "beni fark et, dikkatini bana ver" diyordu adeta. (Yazar metafor kullanmayı seviyor.) Ertesi sabah doktora gittim. Önce beni ameliyat eden doktora muayene oldum. Muayene ve ultrason bulguları temiz çıktı. Ardından kan ve idrar tahlili verdim. Meğer kum dökmüşüm. Hastaları iptal ettirip dinlenmek üzere eve geçtim. Bu sabah da dahiliye doktoruna gittim. EKG çekildi. Kalbimde bir sıkıntı yok. Batın ultrasonuna bakıldı. Böbreklerim, pankreasım temiz çıktı. Ancak yüksek seyreden kolesterol ve trigliseride bağlı olarak karaciğerimde yağlanma olduğu görüldü. Reçetem düzenlendi. Bir ay sonra kontrole gitmek üzere doktorun yanından ayrıldım. Bunu yanlış seyreden alışkanlıklarımı düzeltmek için fırsat olarak göreceğim. Yani rutinin dışına çıkacağım. Bedenime, beni taşıyan, koruyan kılıfa özen göstermek için iyi bir başlangıç oldu yeniay yazıları ve yaklaşmakta olan sonbahar.
Akademik anlamda bakmasak da artık, yine de hepimiz bir yeni dönem beklentisi içindeyiz değil mi Eylül’de.. Bloglarda da hissediyorum.. Yolumuz açık olsun!
YanıtlaSilGeçmiş olsun, kolesterol ve trigliserid ben de yüksek, düşmüyor ama yıllardır değişmiyor da, dr genetiğe bağladı ve karaciğerde yağlanma, onu da yaşa bağladı :) Bağlandık durduk :) Egzersiz diyorlar ama dizimdeki protezler egzersize mani, fırsat buldukça yürüyorum ben de...
YanıtlaSil