Bu aralar hem çok yazıyorum, hem hiç yazmıyorum.
Yazdıklarımı kamusal alanda paylaşmıyorum daha doğrusu. Kimsenin okumadığı bir taslakta birikiyor kendime yazdığım mektuplar. Başlığı yıl sonu mektupları. Yaklaşık beş haftadır, üç dört gün haricinde açıp açıp dolduruyorum. Yazma hevesimi orada giderdiğimden burada suskunum. Ne iyiyi paylaşıyorum, ne kötüyü.
Bu aralar en büyük başlığım "sabır". Sabretmek istiyorum, hayalini kurduklarım için sabırsızlanmamak, şu masaldaki pirinç keki yemek için pirinç dikip filizleri çekiştiren çiftçi gibi olmamak istiyorum. Her şeyin bir hasat zamanı olduğunu kabul etmek, acele etmeden, itiştirmeden, sıkıştırmadan kendimi, günlerin geçişini izlemek istiyorum. Bu esnada önceliğimi bu dakikaların, saatlerin hakkını vererek yaşamaya vermek istiyorum. Kendimi ağırlıyorum, gönlümü eyliyorum bol bol. Bir strateji olarak, sabırsızlığımın önüne geçmek için günlerimi dolduruyorum. Son dört beş haftadır hafta sonlarım dolu dolu geçiyor, ya ben bir yerlere gidiyorum, ağırlanıyorum arkadaşlarımca, ya ben ağırlıyorum.
Geçen perşembe Prag'a gittim. Gelin size biraz o geziden bahsedeyim. Hem zaman geçer, hem satırlar dolar. Beklemeye tahammül ederim, bloğa da bir tane daha Ara-lık yazısı yazmış olurum.
Perşembe günü yolda geçti.
Ben ucuz bilet insanı değilim sanırım. Önceliğim bu değil ya da. Biletimi olabildiğince erken almaya çalışıyorum. Uçuş saatlerini uykusuz kalmayacak, geceyi havaalanına giderek geçirmeyecek şekilde alıyorum. İstanbul'da yaşamamanın bedeli. Köprüyle beraber İstanbul Havalimanı'na ulaşım 3,5 saat sürdüğü için tercihim THY. Bu da benim için tatil bütçesine dahil ettiğim tatlı bir lüks.
Prag havalimanından Frenc'teki otogara toplu taşımayla kolayca vardım. Starbucks'ta sandviç, kahve, ihtiyaç ve internet molası otobüsün kalkış saatinden beş dakika önce bitti.
Wroclaw'da şehirlerarası otobüsler avmnin altına geliyor. Gece yolculuğu hızlı sürünce yukarı çıkıp Starbucks buldum. Arkadaşımı aramak için. Bu sayede kapının önündeki yılbaşı ağacını (sebebi ziyaretim) ve ilk cüceyi gördüm. HoşWroclaw cüce heykelleriyle dolu bir kent. Toplamda on beş saat sürdü bir evden çıkıp diğerine girmek.
Çok yer görme telaşında olmadığım bir tatildi. Arkadaşlarımla sohbet etmek, günlük hayatlarının bir parçası olmak yetti. Üç de Noel pazarı gördüm(k). Daha ne olsun.
Wroclaw
Dresden
Stantları gezdim. Sıcak şarap (beyaz şaraptan Ceren'in tavsiyesi) içtim. Kızıma hediye aldım. Yemek yedik ve Prag'a doğru yola koyulduk.
Prag
En çok Prag'ı sevdim. Tredelnik ve sıcak şarap yakıştı bence. Dresden'de içtiğim glühwein açık ara iyi. Bu arada benim sıcak şaraplar da ortalamanın üzerinde. Onu da anlamış oldum.
Eski şehir meydanına kurulan alan Dresden'e kıyasla çok daha ferah ve güzeldi. Şehir ışıltılı ve parlak. Astronomik saat, Karl köprüsü, Kafka müzesi, işeyen adamlar heykeli... Kolayca bulduk sokakta gezinirken. Bir başka kentte sağını, solunu, yönünü bilebilmenin mutluluğu, iyimserliği diye bir duygu var bence, adı konmamış. Heykeller, kuleler, tredelnikten ve sıcak şaraptan yükselen tarçın kokusu, amberler, yüzünü yere kapatmış dilenciler, turistlerin dokunmaktan sarı sarı parlattığı köpek heykeli (eh yeniden geldiğime göre işe yarıyor), Vtlava nehri... Prag bildiğiniz gibi. Romantik ve çekici. Tekrar Noel pazarlarına gitmeyi düşünürsem sadece Prag'a gitmeyi, orada iki, üç gün geçirmeyi tercih edebilirim. Havaalanından çıkınca 90 dakikalık biletimi almak, otobüsten metroya aktarma yapmak, hepsi hatırımda. Hafıza acayip bir şey. Aradan yıllar geçse de hatırlıyor ve önüne koyuyor.




















Sevgili Tuğba, aralıksız yazın lütfen. Ve yazılarınızı böylesi profesyonelce çekilmiş fotoğraflarla süsleyin.
YanıtlaSilHiç sıkılmadan, dikkatle, büyük bir keyifle, bilgilenerek okudum, izledim sayenizde.
Adını koyamadığınız duygu "Farkındalık" olmalı sanırım.
Mutlu, güzel yıllar.
Teşekkür ederim Makbule öğretmenim. Beğenmenize sevindim ☺ Iı ıh farkındalık değil. İçinde iyimserlik, neşe, heyecan, çocuksu bir merak, oyunsu bir arayış, sabırsız olmayan bir telaş, merak var ama tek bir adı yok bende. En iyisi duygular sözlüğüne bakmak ☺
Sil