3 Şubat 2019 Pazar

DENİZCE SORULAR:2

Emine Özkaya Daloğlu işini tutkuyla yapan bir mozaik sanatçısı. 
Onunla ilk kez Madam Keti Evi'nde açtığı "Troia Mitolojisinden Mozaik Portreler" sergisinde (Ocak 2017) tanıştık. Troialıların ve Troia için savaşan kahramanların taşınabilir mozaik portrelerinin İlyada ve diğer antik metinlerden alıntılarla harmanlandığı eşsiz sergi, Akhalı kahramanlarla büyümeye ve Rhapsodos Mozaik Evi isimli kalıcı mekânında meraklılarıyla buluşmaya devam ediyor. 
Geçtiğimiz günlerde Denizle bir kez daha Rhapsodos Mozaik Evi'nin kapısını çaldık. Deniz sergiye yeni eklenen mozaik portreleri inceledi ve mozaik sanatıyla ilgili merak ettiklerini Emine Özkaya Daloğlu'na sordu. 





Neden buranın adı Rhapsodos Mozaik?

Belki önce Rhapsodos  Mozaik’te ne yapıldığını söylemek gerekli. Burası Çanakkale merkezde eski Yahudi mahallesinde yer alan kişisel bir mozaik atölyesi. Bildiğin gibi yaşadığımız şehirde Troya adında çok ünlü bir antik kent var. Destanlara konu olan bu kentin hikâyesinin tüm insanlığı ilgilendiren ama görmezden geldiğimiz pek çok duyguyu binyıllar öncesinden bize hatırlattığını düşünüyorum. Yaptığım mozaik portrelerde bu kentin destanı olan İlyada’dan yararlandım. Sonra başka destanlar, tragedyalar okuyunca oradaki karakterlerin portrelerini de ekledim. Bir de baktım ki birbiriyle ilgili başından sonuna Troya efsanelerini anlatan 43 mozaik portre olmuş. Portreleri yaparken seçtiğim metinleri altlarına yazarak gelen ziyaretçilere bu efsaneleri başından sonuna anlatmaya başladım.  Kısaca söylemem gerekirse Rhapsodos Mozaik bir atölye ve aynı zamanda Troya efsanelerinin başta İlyada olmak üzere destanlar ve tragedyalardan seçilen metinlere göre mozaik portreler üzerinden anlatıldığı bir yer. Bu bilgilerden sonra Rhapsodos Mozaik adını açıklayabilirim:  Rhapsodos, antik dünyada yani- yaklaşık 2500 yıl önce- kentten kente giderek Troya savaşı ile ilgili efsaneleri anlatan ozanların adı. Ben de bundan esinlenerek mozaik portrelerde Troya efsaneleri anlatıldığı için adını Rhapsodos Mozaik koydum. Kim bilir belki bir gün kolayca taşınabilmesi için seramik tabaklara yerleştirdiğim mozaik portreler de adı gibi kentten kente giderek Troya efsanelerini anlatır.

Neden gelenlere elma ikram ediyorsun?

Efsaneye göre Troya Savaşının nedeni olarak gösterilen güzellik yarışmasının yapıldığı, üzerinde “En güzeline “ yazan altın elmanın Aphrodite’e verildiği yer Kaz Dağı ya da antik ismiyle İda Dağı'dır. Kaz Dağı/ İda’nın en değerli ürünlerinden biri de eteklerinde yetişen golden(altın)  cinsi elmalardır.  Fakat şimdilerde Kaz dağlarında bulunan altını çıkarmak için çalışmalar yapılıyor. Bu konuda kentte yaşayanlar olarak yaşamsal kaygılarımız var. Bu konuda yürütülen çevre mücadelesinin sloganlarından birisi de “Kaz dağının altını elmadır”. Hem Kazdağı/ İda dağında yapılan güzellik yarışmasına atıfla “Hepimiz en güzeliz,  hepimize yetecek elma var, savaşlar çıkmasın” demek için hem de “en güzele verilecek olan elmalar Kaz dağındadır onu sonsuzca yaşatalım” demek için altın/golden elmalar ikram ediyorum.

Mozaik yapmayı nasıl öğrendin?

Yaklaşık 2300 yıl önce doğadan bulduğu taşları küpler halinde kırıp, renklerine göre yan yana koyarak resimler yapan ve hikâyeler anlatan insanlar tarif edilemeyecek ölçüde beni büyüledi. Ben de onlardan biri olmak istedim. Bunu çok istemiş olmalıyım ki eşim Hakan Daloğlu Çanakkale On sekiz Mart Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nde mozaik dersleri de veren bir Öğretim Üyesi. Mozaik yapmayı ondan öğrendim. Sonra öğrendiklerimin üzerine Sanat Tarihi Bölümünde “Anadolu’da Erken Bizans Dönemi Figürlü Zemin Mozaikleri” konusunda yüksek lisansımı tamamladım. Bu süreçte de mozaik tarihini ve tekniklerini detaylı olarak araştırma ve kendimi geliştirme fırsatım oldu.

Mozaikleri tabakların içine yapmak nereden aklına geldi?

Mozaikler aslında zemine/ yere ya da duvara yüzey kaplaması olarak uygulanır. Günümüzün kısa ömürlü olan yapı tekniklerini göz önünde tutarak mozaik uygulamaların taşınabilir olması fikrini benimsedim. Taşınabilir mozaikler Bizans İmparatorluğu döneminde görülür. Yüksek lisansımı yaparken bazı taşınabilir mozaikleri görme fırsatım da oldu. Bunlar genellikle ahşapla çerçevelenmişlerdi. Fakat doğal bir malzeme olmasına rağmen ahşap yerine doğal taş gibi daha kalıcı bir materyal ile ürettiğim mozaikleri çerçeveleyerek taşınabilir hale getirmeyi düşünmeye başladım. Bir konu hakkında düşünmeye başlayınca etrafındaki her şeye başka bir gözle bakmaya başlıyorsun. Pek çok denemeden sonra yaptığım mozaikleri bir de seramik tabaklara uygulamaya karar verdim. Bunun sebeplerini üç başlıkta toplayabilirim: Birincisi, Prehistoryada yani yazı öncesi tarihlendirmelerde seramik buluntular çok önemlidir. Çünkü seramik yüksek ısıda piştiği için doğal taş gibi binlerce yıl bozulmadan kalabiliyor. İkincisi, seramik üretimini hızlandıran çömlekçi çarkının ilk kullanıldığı yerleşimlerden birisi de Troya antik kentinin ikinci katmanıdır (MÖ 2600-2250). Son olarak yaşadığımız kentin adı seramik  üretiminden geliyor. Bu deneme/ düşünme sürecinin yaklaşık iki yıl sürdüğünü de söylemeliyim.  Ayrıca tabakların şekli olan daire sonsuzluğun simgesidir. Savaşın yıkımını anlatan İlyada ve ölümsüzlüğünü arayan Gılgamış’ın destanının insanlar yaşadıkça hep önemini koruyacağına inanıyorum.

Neden mozaiklerde hep insan yüzleri var?

İnsanı insan yapan şey, olaylar karşısında yaşadığı duygulardır. Duygular ise yüzlerdeki ifadeye, bakışa mutlaka yansır.  İlyada’nın yazarı Homeros da yaklaşık 2800 yıl önce belli bir durum karşısında insanın duygularını öyle bir anlatır ki o kişiler gözünün önünde canlanıp ete kemiğe bürünürler. Hatta onun bu anlatım şekli sonradan tragedya ozanlarını da çok etkilemiştir.  Sanırım Homeros’un bende uyandırdığı etkiyle kişileri belli bir olay anında yüzlerine yansıyan duygularıyla betimlemek istedim.   Diğer yandan taşlarla resim yapmak olarak tarif edebileceğimiz mozaik sanatında portrelere/ insan yüzlerine ifade verebilmek biraz sabır ve çok çalışma gerektiriyor. Bu anlamda mozaik tekniğinin ve becerimin sınırlarını da merak ettiğimi söylemeliyim.

Tabakların içine bu resimleri nasıl çiziyorsun?

Aslında resimleri tabak içine resmetmiyorum. Resimleri bezin üzerine çiziyor taşları bu beze yapıştırıyor ve sonra bu resmi tabak içine transfer ediyorum. Yani tabaklar bir nevi çerçeve ve taşıyıcı işlevi görüyor.

Mozaik taşlarını nereden buluyorsun?

Mermer atölyelerden atık mermerler topluyorum. Bir de doğa yürüyüşlerinde topladığım doğal taşlardan yararlanıyorum. Böylelikle aynı renklerin devamı olmadığı için her bir resim eşsiz oluyor.



Mozaik taşlarını nasıl yapıştırıyorsun?

Mozaik taşlarını beze doğal yapıştırıcılar ya da şeffaf tutkal ile yapıştırıyorum. Tabağa transfer ederken harç kullanıyorum.

Burada nasıl para kazanıyorsun?

Daha önce söylediğim gibi başta İlyada olmak üzere destanlar ve tragedyalardan seçtiğim metinlere göre ürettiğim mozaik portreler üzerinden Troya Savaşını olayların oluş sırasına göre başından sonuna anlatıyorum. Bu anlatıya masal diyebilirsin ya da bir mozaik sanatçısının üretim sürecinde oluşturduğu Troya hikâyesi ya da başka bir şekilde tanımlayabilirsin. Yaklaşık bir – bir buçuk saat süren bu anlatı için bir ücret belirledik. Bu konuya meraklı olan daha çok şehir dışından ziyaretçilerim oluyor. İsteyen burada satılan küçük hediyelik eşyalardan alabiliyor ya da kendi istedikleri bir karakterin, bir yakınlarının mozaik portrelerini sipariş edebiliyorlar. Şimdilik Rhapsodos Mozaik bu şekilde yaşamaya devam ediyor. Ama sonra neler olur bilemeyiz. 


Bana mozaik yapmayı öğrettiğin ve sorularımı yanıtladığın için teşekkür ederim.
Asıl ben o küçük zarif ellerinle, tüm endişene rağmen taşı tutup kırmana ve sonra çocuklar için hazırladığım kalenin tüm koyu renk taşlarını yapıştırmana, bana böylesi bir tecrübe yaşatıp umutlarımı perçinlemene teşekkür ederim. Kim bilir belki bir gün birlikte yaptığımız mozaik çalışmalarda başka hikâyeler anlatırız. Biliyorsun yediden yetmişe hepimizin en hoşuna giden ortak iletişim aracıdır hikâyeler… Merakın ve cesaretin hep kılavuzun olsun. 

Rhapsodos Mozaik Evi
İsmetpaşa Mah. Yeni Havra Sok. No:10 Çanakkale
Tel: 530 6010639
www.rhapsodosmozaik.com

2 yorum:

  1. Bu kadar akıllıca, naif ve yerinde sorular için Deniz'e, verdiği cevaplarla dahi öğretmeye devam ettiği için Emine Hanim'a teşekkür ederim. Zevkle okudum.

    YanıtlaSil