2 Temmuz 2015 Perşembe

KİMSE TEMİZİM DEMESİN

 

Sonra onlar çılgınlık bitip 
Sürü dağılınca, yapayalnız gecelerde 
Durgun ve dilsiz, yastıklara çivili 
Bir mızıka sesiyle uyanmazlar mı 
Asaf'ın ateşlere karşı çaldığı?.. 

Bir otel odasında gencecik çocuklar 
Çırpındıkça bir yudum soluk için 
Üzerine benzin döküp oynayanlar 
Onlar birgün öpmeye eğilince çocuklarını 
Dudaklarında duman ve yanık et kokusu 
Boğum boğum tıkamaz mı soluklarını?.. 

Sevgisiz bir Tanrının kinle büyüttüğü 
Ölüme tapınan o siyah adamlar 
Onlar birgün yağmurlardan sonra 
Güneş salkım salkım dallarda yanarken 
Rüzgârdan utanıp sudan korkmazlar mı?.. 

Ayrılık herkesin kapısını çalar birgün 
Dağlar kararırken ya da günün eşiğinde 
Onlar, saz kırıp şiir yakanlar 
İçlerinde gezinen kederi bir türküyle 
Bastırmak isterlerse derinden ve sessiz 
Çalmazlar mı duvarlara kirli bedenlerini?.. 

Kimse temizim demesin, kimse 
Bütün bir ülke odun taşıdı Behçet'in yangınına... 
Onlar, secdesi küf kıblesi korku olanlar 
Onlar birgün ölüm menevişlenince içlerinde 
Tütmez mi kirpiklerinde "dumanı lekesiz biri"?..
Şükrü Erbaş 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder