Bir ağaç, kesildikten sonra
bile oyun arkadaşı bize. Önümüzde yatıyor. C şeklinde.
Yağan yağmurun, nemin,
küfün, böceklerin, kurtçukların etkisiyle içi oyuk. Kovuğun içi mor renkli
anemonlarla dolu. Bir mezarın üstünü örter gibi gelişigüzel serpilmişler.
Bir çocuğun işi olmalı. Önünde dikine yerleştirilmiş bir kaç dal parçası var.
Bir sunağı andırıyor. Tek eksik, yanan mum.
Başımı yukarı kaldırıyorum.
Alabildiğine ağaç... Dallar bir parça maviliğe geçit vermiyor. Yolun kalanı
gözümde büyüyor ama bu ânı genişletmek istiyorum. Deniz'i izliyorum.
Sanki bir yerden işaret almış gibi başlıyor çalışmaya. Tek söz söylemeden küçük
çalı çırpı parçalarıyla kapatıyor anemonların önünü. Babası yarım metre
ilerimizde, saatini kontrol ediyor. Nereden baksan yedi saatlik yolumuz var.
Deniz de farkında geciktiğimizin. Hareketlerinin hızlanmasından anlıyorum. Az
sonra avuç içlerini birbirine sürtüp temizliyor. Yüzünde kocaman bir gülümseme.
“Bitti, artık kaçamazlar.”
Deniz, doğanın ona sunduğu
anları yakalamakta ve oyuna çevirmekte mahir. Bir oyuncağın sunabileceği
sınırlı eğlenceye karşın, doğadan toplanan dallar, taşlar, kurumuş yapraklar ve
çiçekler içinde sonsuz olasılıklar barındırıyor. Verdiği müthiş rahatlama
duygusu da cabası. Parklara, bahçelere, yeşil kitaplara düşkünlüğümüz bundan.
Böğürtlen Çetesi Hazine Peşinde sevdiğimiz yeşil kitaplardan. İsveçli yazar
Stefan Casta’nın yarattığı çete Ivan, Tim, Mila, Fabian, Fabian’ın köpeği
Sivriburun ve Ivan’ın kedisi Uykusuz’dan oluşuyor. Böğürtlen Çetesi üyeleri
İsveç’in kırsalında yaşıyor. Böğürtleni çok seviyorlar. Tehlikeli bir durum
olduğunda baykuş sesi çıkararak haberleşiyorlar. Çok önemli bir şey olduğunda
önceden belirledikleri yere pamuk çiçeği saklıyorlar. Şimdiye kadar önemli bir
şey olmadı amma velakin bugün talihleri dönmek üzere. Televizyon, bir soygun
haberini duyuruyor. Fısıltı gazetesi iş başında. Tüm işaretler onların ormanda
saklandığını gösteriyor. Soyguncular buradaysa, hazine de ormanda bir yerlerde
olmalı. Üstelik yerde taze tekerlek izleri de var. Tekerlek izlerini takip edip
kayıp hazinenin peşine düşüyorlar ancak soyguncuları onlardan önce polis yakalıyor.
Kötü talih. Bir de Mila var. Saçlarının çok güzel koktuğunu söylemiş miydim?
İsveç’in kırsalında geçen
öykünün anlatıcısı Ivan. Ivan’ın gözünden çocuk dünyası çok doğal ve gerçeğe
yakın aktarılıyor. Sahici diyaloglar, fonksiyonel ayrıntılar, araya
serpiştirilmiş mizahi ögeler metni zenginleştiriyor. Resimli kitap olduğu için
çizer Mimmi Tollerup-Grkovic bize sahneleri çiziyor ancak metnin resimlere
ihtiyacı yok. Gözlerinizi kapatın ve dinleyin. Böğürtlen Çetesi, oyun
oynadıkları orman, ağaç ev, hepsi gözünüzün önünde kolayca canlanacak.
Böğürtlen Çetesi Hazine Peşinde baskısı tükenmiş bir kitap. Dilerim hem bu
kitap hem de çetenin diğer maceraları kısa zamanda okura ulaşır.
Böğürtlen Çetesi Hazine
Peşinde
Yazan Stefan Casta
Çizen Mimmi Tollerup-Grkovic
İsveççeden çeviren Ali Arda
Kanat Kitap
* Bu yazı 4/11/2017 tarihinde Yeşil Gazete'de Çocuklar İçin Yeşil Kitaplar bölümünde yayımlanmıştır.
* Bu yazı 4/11/2017 tarihinde Yeşil Gazete'de Çocuklar İçin Yeşil Kitaplar bölümünde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder