Shiritori, bizim kelime türetmece oyununun Japon versiyonu. İlk oyuncu en az dört harflik rastgele bir kelime söylüyor. Diğer oyuncu, bu kelimenin son harfiyle en az dört kelimelik bir başka kelime türetiyor. Oyun, sırası gelen oyuncu yeni kelime bulamadığında, ya da daha önce söylenmiş bir kelimeyi tekrar ettiğinde bitiyor. Puanlama ve kurallarla ilgili daha geniş bilgiyi buradan öğrenebilirsiniz.
Bu oyuna öğle saatlerinde olağan Youtube gezintilerinden birinde rastladım. Oyuncak tasarımcısı Shimpei Takahashi işinde tıkanıklık yaşadığı bir dönemi bu metodla aştığını anlatıyordu. Pek de renkli ve ilham verici bulmadığım videoyu buradan izleyebilirsiniz.
Yine de oyuna davetin çağrısını aldım ve icap ettim.
İşte seçtiğim kelimeler: deniz, kaydırak, yosun, bulut, kum, köpek
Kronometreyi 6 dakikaya kurdum. Kâğıt kalemi elime aldım ve başladım. Yazdıktan sonra metne uygun bulduğum görseli yapıştırdım ve paylaştım. Yazmaya heves duyan, nereden başlayacağını bilmeyen, zamanı önünde bir engel olarak görenler için bir kahve molasını geçmeyecek hızlı ve eğlenceli bir yazı alıştırması önerisi. Deneyin ve zihniniz sizi saniyeler içinde nerelere taşıyacak, görün.
Canım sıkılıyor. İşten kaytarmanın yollarını arıyorum.
Bozuk termosifonu bahane edip arabaya atladım. Amaçsızca sürdüm. Kendimi deniz kenarında terk edilmiş gibi görünen paslı bir kaydırak ve zinciri kopuk iki salıncaktan mürekkep çocuk parkında buldum. Önümdeki banka ilişip denizi, gökyüzünü, bulutları izledim.
Çocukken sık sık kurduğum bir hayal geldi aklıma. Bir bulutun üzerine oturmak ve seyahat etmek istedim. Bir dağa, yüksek bir kuleye örneğin Eyfel, takılana kadar bulutumun üzerinde gezinebilirdim. Susadığımda bir ucunu sıkar su içerdim. Uykum geldiğinde içinde kıvrılır yumuşacık uyurdum. Açlığın çaresi yok. Yolculuğa üstümle çıkacak hâlim yok. Sırt çantama atardım birkaç sandviç. Bu hayallere dalmış düşünürken küçük bir köpeğin parkın zeminini kaplayan kumların üzerinde hoplaya zıplaya bana doğru koştuğunu gördüm. Köftehor, salamlı sandviçin kokusunu almış olsa gerek.
Not: Altı dakikalık süre içinde yosun kelimesi kendisine yer bulamamışa benziyor.
Kronometreyi 6 dakikaya kurdum. Kâğıt kalemi elime aldım ve başladım. Yazdıktan sonra metne uygun bulduğum görseli yapıştırdım ve paylaştım. Yazmaya heves duyan, nereden başlayacağını bilmeyen, zamanı önünde bir engel olarak görenler için bir kahve molasını geçmeyecek hızlı ve eğlenceli bir yazı alıştırması önerisi. Deneyin ve zihniniz sizi saniyeler içinde nerelere taşıyacak, görün.
Canım sıkılıyor. İşten kaytarmanın yollarını arıyorum.
Bozuk termosifonu bahane edip arabaya atladım. Amaçsızca sürdüm. Kendimi deniz kenarında terk edilmiş gibi görünen paslı bir kaydırak ve zinciri kopuk iki salıncaktan mürekkep çocuk parkında buldum. Önümdeki banka ilişip denizi, gökyüzünü, bulutları izledim.
Çocukken sık sık kurduğum bir hayal geldi aklıma. Bir bulutun üzerine oturmak ve seyahat etmek istedim. Bir dağa, yüksek bir kuleye örneğin Eyfel, takılana kadar bulutumun üzerinde gezinebilirdim. Susadığımda bir ucunu sıkar su içerdim. Uykum geldiğinde içinde kıvrılır yumuşacık uyurdum. Açlığın çaresi yok. Yolculuğa üstümle çıkacak hâlim yok. Sırt çantama atardım birkaç sandviç. Bu hayallere dalmış düşünürken küçük bir köpeğin parkın zeminini kaplayan kumların üzerinde hoplaya zıplaya bana doğru koştuğunu gördüm. Köftehor, salamlı sandviçin kokusunu almış olsa gerek.
Not: Altı dakikalık süre içinde yosun kelimesi kendisine yer bulamamışa benziyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder