13 Nisan 2023 Perşembe

Günün izi: 4

9 Nisan 

Gerilim tipi baş ağrısı ve bruksizme bağlı çene yüz ağrısından çok çekiyorum. Evde yoga ve meditasyonla, farkındalıkla hallederim desem de başa çıkamadığımı görünce Batı tıbbından da destek almaya karar verdim. Algolojiye başvurdum ve tetik nokta enjeksiyonuna başladım. İlk dozda occipital bölge enjeksiyonundan sonra midem bulandığı için temporali yapmadı doktor. Buna rağmen baş ağrım kesildi. Dün ikinci doz için giderken hazırlıklıydım.  Enjeksiyon noktalarına anestol sürdüm. Nispeten işe yaradı. Kimi yerlerde solüsyon hafif yaksa da şifasına inandığım için tamamını yaptırdım. Bu arada kas gevşetici ve gece uykularını biraz düzene sokmak için melatonine başladım.

Tetik nokta enjeksiyonu sırt, omuz, boyun gibi bölgelerde halk arasında kulunç denen fibromijalji düğümlerini bulmak ve içine 2-3 cc arası lokal anestezik ve serum içeren bir kokteyl yaptırmak. Bölgeye yapılan uyuşukluğun etkisi kısa süreli elbette ama doğrudan düğümün içine iğnenin girmesi de oraya mekanik olarak uyardığı için bir nevi akapunktur etkisi yaratıyor. Bende bruksizm de olduğu için şakak bölgesine de yaptırdım. Bu arada fibromiyalji üzerine etkili bir de ilaca başladım. Yüz kaslarım gevşemeye başladı. Sabah kısa süreli, hafif restoratif yogama da devam ediyorum. Hepsi birbirini etkisini arttırıyor bence. Kendimi daha iyi hissetmeye başladım.

Gerilim tipi baş ağrısı, migren, boyun ağrıları, fibromijalji, bruxizm hemen hepimizde mevcut olduğu için paylaşmak istedim. İhtiyacı olana şifa getirsin efendim. 

                                                                                 *

Evlat kişisi ramazana denk geldiği için pek hayıflandığı doğum gününü iki gün erken, pazar akşamı iftardan sonra kutlamaya karar verdi. Gerekçesi (daha doğrusu varsayımı) arkadaşlarının oruç tuttuğu idi. Sonuç olarak bir grup ergenle geçirdik pazar gecemizi. Çok sıkı tembihlendiğimiz için hizmet ettik ve ayak altından çekildik. Fazla konuşmadık. Rolümüze mutfak uyardı gerçi ama yemeğimizi balkonda yedik. Beklendiği üzere çocukların hiçbiri oruç tutmuyordu ama olgun ebeveyn olarak bunu kızımın yanında sormadım, ona da "Ben demiştim" demedim (henüz). Varsayımların zihni nasıl ele geçirdiğine, bizi sormaktan doğrusunu öğrenmekten alıkoyduğuna ve karşımıza yapay zorluklar, engeller inşa ettiğine dair bir konuşma yapmak isterim elbette ama bunun yolunu bilmiyorum, bulamıyorum. Ergenlik ne de olsa anne babanın pek de dinlendiği, kulak asıldığı bir dönem değil. Akla, fikre ihtiyacım var doğrusu. 

10 Nisan

Dün Ayla Akbuar'ın yazdığı Aile Dizimi: Atalarımızın Kaderi Kaderimiz Olmasın kitabını bitirdim. Yazar, bir diş hekimi aslında. 15 yıl hekimlik yaptıktan sonra psikolojiye yönelmiş, eğitimlerini tamamlayıp psikolojik danışman olarak hizmet vermeye başlamış. Türkiye Sistem Dizilimleri Enstitüsü'nün akreditasyonlu ilk danışmanlarından. Bu kitap, önsözüne göre  türkçede bu alanda yazılmış ilk kitap. Derli toplu bir şekilde Aile Dizilimi'nin ne olduğunu, ne olmadığını, çalışma prensiplerini, bilen alan, temsilci, danışan kavramlarını, atalardan miras kalabilecek belli başlı olayları, onları onurlandırmanın sistemi nasıl rahatlattığını kimi örnek vakalar eşliğinde anlatıyor. Aile Dizilimi'nin ne olduğuna dair kaynak kitap arayanlar için uygun bir seçenek olabilir. Son sayfalarını doğum günü kutlaması esnasında balkonda otururken bey kişisinin yanında okudum. Pek sinirlendi doğrusu. "Şu safsataları da okuyorsun!" diye çıkıştı. Oysa aile dizilimi bir tür psikodrama gibi aileni, geçmişini tepeden bakabileceğin bir resme çeviriyor. Sana mucizevi bir çözüm vaat etmiyor. Kimi farkındalıklar yaratıyor. Bunu vekil olarak dizimlere katılmış çok arkadaşımdan duydum. Orada beliren resmi görmenin kendi hayatlarındaki düğümlere da faydası olduğunu, şifa getirdiğini söyleyen çok insan bildim. Fark etmekle başlamıyor mu her şey? 

 11 Nisan 

Canım ben,

12 yıldır annesin. 

12 Nisan

Dün iş çıkışı bahçeye dikme niyetiyle aldığım balkondan öteye transfer edemediğim lavantayı, ada çayını ve iki adet papatyayı sonunda diktim. Sihirbaz gül tutmuş. Umarım ilerleyen yıllarda serpilir, büyür. Sımsıkı tomurcuğu açılmış. Renkleri belirgin şimdi. Kırmızı, sarı ıtırlı... Bakalım bir sonraki rengi ne olacak?


                                                                     (sihirbaz gül)


                                                         (bahçıvan yamağı Sani)



13 Nisan 

Pazar gecesi TRT Radyo 1 Gecenin İçinden programında Esme Aras'ın konuğu olacağım. Öyküleriyle ve söyleşileriyle tanınan Esme Aras, her ayın 3. pazarı konuk sunucu olarak programa katılıyor ve bir edebiyatçıyı ağırlıyor. Öykülerden, çocuk edebiyatından bahsedeceğiz.  İki kere radyo programına katılmışlığım var ama uzun zaman geçti. Bu kez stüdyodan değil evden telefonla bağlanacağım. Hayli heyecanlıyım. Umarım dilim dolanmaz. 

                                                                        *

Kısa bayram tatili kapıda. Tatile gitmek yerine evde dinlenmek istiyor canım. Dilediğim saatte uyanmak, sakince kahvaltı yapmak, yürüyüş yapmak, gelen baharı dingince karşılamak, bedenimi telaşla yüzlerce kilometre öteye taşımadan evin içinde, yavaşlayarak kalbimi ve ruhumu tatile çıkarmak istiyorum. 

                                                                      *

Ayın 13'ü olmuş bile. Çanakkale mektuplarının beşincisini yazmak için harekete geçmeli. Geçen ay Schliemann'ın Homeros'un izini sürerek antik Truva kentini bulmasının hikâyesini anlattım. Yenilerde Troyalı Kadınlar tragedyasını okumuşken belki oradan açar ve devam ederim. Kim bilir... Boş sayfaya bir iz düşeyim hele o yönünü bulur, elbette. 

                            






2 yorum: