28 Şubat 2016 Pazar

Masal Kervanı: Argın Kubin ile Söyleşi*


Türkiye’de masal anlatıcılığı eğitimleri artıyor. Masallar yavaş yavaş Halk Bilimcilerin arşivinden çıkıyor, özel masal gecelerinde dinleyicilerle buluşuyor. Bir masal anlatıcısı Argın Kubin ile masallar, masal anlatıcılığı ve masallarını gezdirdiği masal kervanı üzerine konuştuk.

 50 kelimeyle bize kim olduğunu anlatır mısın?

 
Hikâye anlatıcısı, hayal örücü, ayaklarıyla rüya gören, elleriyle göğe bakan, bazen kendini arkasında rengârenk iz bırakan bir salyangoz sanan, bazen de kılıktan kılığa bürünen bir etnik bukalemun… İç müziğinin sesini duyduğunda dönen, dönerken dönüşen, şifanın keşif yollarında yürüyen, durup düşünen düşleyen bir insan. İzmir’de Tıp Fakültesi eğitimine devam ediyor.

 

Zaman Zaman İçinde Somut Olmayan Kültürel Miras Masal Anlatıcılığı projesi nedir? Neden içinde yer almak istedin?

Türk Dünyası masalları farklı tez çalışmaları ve projeler ile derleniyor ve yazılı hâlleri mevcut ancak bu masallar eskisi kadar anlatılmıyor ve gençler git gide Türk Dünyası masallarına yabancılaşıyor. Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü tarafından hayata geçirilen ve masal anlatıcılığını canlandırmayı amaçlayan proje kapsamında, üniversitenin farklı bölümlerinden gençlerle birlikte Judith Liberman’dan anlatıcılık eğitimi aldık. Halk Bilimi’nden akademisyenlerin Türk Dünyası masallarına dair sunumlarına katıldık. Türk Dünyası’na ait seçilmiş masalları, kendi dünyamızda yeniden şekillendirdik. Ben bu proje öncesinde de anlatıcılığa dair farklı atölyelere katılmıştım. Anlatıcılık yolunda ilerlemek, aynı grupla uzun soluklu anlatıcılığa dair bir projede yer almak ve üniversitenin Halk Bilimi bölümü ile daha çok temas etmek istediğim için bu projede yer almak istedim.

 Saha çalışmaları nasıl gidiyor?

Masal anlatıcılığı eğitimi sürecinde her katılımcı en az iki kez bir ilkokulda çocuklara masal anlatımı yaptı. Benim saha çalışmalarım eğitimle sınırlı kalmadı. Oldukça yoğun geçiyor. Her ay İzmir’de masal geceleri düzenliyorum. Üniversitenin anaokulundaki 4-6 yaş çocuklara düzenli olarak masal anlatıyorum. Seyahat ettiğim her şehre masalları da götürüyorum.

Masal anlatıcılarının giderek azaldığını, sahada derlenen masalların, başı sonu atılmış, olay örgüsünden ibaret epizotlar olduğunu biliyoruz. Bu masalları nasıl tatlandırıyor, zenginleştiriyorsun?

Son dönemlerde hikâye anlatıcılığının bu topraklarda yeniden canlandığını görüyorum. Farklı illerde oluşumlar, buluşmalar bu alana dair farklı etkinlikler artmaya başladı. Gittiğim yerlerde insanların masallara ihtiyacını ve ilgisini gözlemleyebiliyorum.
 
Masal çevirileri iyi değil, yazı diline aktarımı eksik ancak masalın iskeletini, içinde saklı o lezzeti gördüysem doğru masalı bulduğumu anlıyorum. Okuduğum masalı imge hazinemle buluşturuyor, hayal dünyamdaki yerini bulmasına izin veriyorum. Çok farklı masallar okuyor, yaratıcılığımı ve hayal dünyamın sınırlarını genişletecek pratikler yapıyorum. Önce kendi hikâyemin farkına varıyorum. Böylece eksik kısımlar tamamlanıyor.

Geçtiğimiz yıl Çanakkale’de düzenlenen 1. Masalcılar Buluşması’na Zaman Zaman İçinde SOKÜM Masal Anlatıcılığı Eğitimi’nden bir grup arkadaşınla gelmiştin. Performanslarınızı izlediğimde, çocukların ilgisinin baştan sona ne kadar canlı olduğunu fark ettim.  Çocukların ilgisini masala çekmek ve orada bu denli canlı tutmak her zaman bu kadar kolay mı?

Hayır, her zaman bu kadar kolay değil. Şu an çalıştığım okulda 4-6 yaş grubunda sekiz sınıf var. Bu sınıfların yedisinde çocukların ilgisini çekmekte zorlanmazken birinde çocukların dikkatini toplamakta hayli zorlanıyorum. Çocukların o anki durumları, ihtiyaçları, isteklerine göre başka oyunlar oynuyoruz biz de.

Abraxas Hikâye Anlatıcılığı isimli bloğunda iç evrenindeki yansımaları, masallardan geriye kalanları anlatıyorsun. Ancak masalları paylaştığın asıl mecra bloğun değil, masal geceleri. Masal gecelerine ilgi nasıl?

Masal gecelerine ilgi git gide artıyor. Masalları farklı otantik mekânlarla buluşturmaya çalışıyorum. Hem benim için farklı bir deneyim oluyor hem de yeni insanlarla temas etmiş oluyorum. Sosyal medya ve farklı duyuru araçlarını etkin kullanmıyorum. Masal geceleri kulaktan kulağa, gönülden gönüle yayılıyor ve giderek katılımcı sayısı artıyor.
 
 
Baharla birlikte “homemade tales’’* masallarla ev buluşmalarına başlayacağım. Evlerde masal çemberlerine ön ayak olacağım. Bu niyetlerimi hayata geçirirken ustalarla çalışma, bu sanatın inceliklerini öğrenme, bir anlatıcı topluluğu ile yol arkadaşlığı yapma ihtiyacımı fark ettim. Bu ihtiyaçlarıma, bu yıl kurulan SEIBA Uluslararası Hikâye Anlatıcılığı Merkezinin açtığı  “Anlatıcının Yolu” eğitim programı karşılık geldi. 2 yıl sürecek bu program için her ay bir hafta sonu İstanbul’da anlatıcılığımızı besleyecek farklı alanlardan ustalarla buluşmaya başladık.

Eski bir geleneği dirilttin. Şehir şehir gezip masal anlatıyorsun. “Masal kervanı” fikri nasıl doğdu, gelişti?

İlk bireysel masal gecemi 8 Mayıs 2014 tarihinde Bornova Beirut Cafe’de yaptım. O gece bir başka niyetin de tohumlarını ektim hayal toprağıma. Geze geze farklı şehirlerde masal anlatmak, bir masal kervanı…

Zamanımın olmadığını, yeterince masal bilmediğimi öne sürerek bu tohumun filizlenmesi için uygun şartları gözetmedim. Şubat ayının başında, doğduğum topraklarda sosyal medyada bana ilham veren bir fotoğrafla karşılaştığımda betonu delip çıkan bir çiçek gibi niyetim de bir anda filizlendi. Moldovalı kadınlar, karlarla kaplı bir bölgede kuru bir ağacın etrafında el ele tutuşup çember kurmuş şarkı söyleyerek (şarkı söylemelerini ben hayal ettim) ağacı, baharın gelişi için cesaretlendiriyordu. Ben de içinde olduğum topluluğun, hayat hikâyemdeki kahramanların, biriktirdiğim masalların etrafımda bir çember oluşturup beni bu yolculuk için cesaretlendirdiğini hissettim. 

Baharın gelişini haberci Tanrı Abraxas ile duyurmak, insanları cesaretlendirmek için masal kervanı, 5 Şubat 2016’da hayata gözlerimi açtığım Silifke’den yola çıktı. Mersin, Adana, Denizli, Antalya, Isparta ile devam etti. Sonra Konya (25 Şubat-Cafe Dante), Ankara (28 Şubat-Haymatlos Cafe), Eskişehir (3 Mart-Kıraathane), Bursa (5 Mart-At Cafe), Çanakkale (8 Mart-Mahal), İstanbul (10 Mart Moda Naboo Cafe) ve İzmir’de kervan ilk turunu tamamlayacak. Bu yolculuğa dair etkinlik duyurularını ve paylaşımları Abraxas Hikâye Anlatıcısı Facebook ve blog adresinden paylaşıyor olacağım.
 

Masal kervanı ile yolculuğumda her bir durakta kervana yeni hikâyeler katıyorum. Anlattığım mekânlardan,  yolculukta tanıştığım insanların hikâyelerinden yeni şeyler öğreniyorum. Mesela Denizli’deki etkinlikte anlattığım sahnenin arkasında yazılı olan “sareban” kelimesi ile tanıştım. O mekânda canlı müzik yapan grubun adıymış. Sevdiğim bir Farsça şarkıda da geçiyordu. Anlamını bilmiyordum. Farsçada kervanın başını çeken kişiye deniyormuş. O anda masal kervanın doğru yerde olduğunu anladım. Ben bir hayal tohumuyla başlayan bu kervanı hayata geçirirken herkesin kendi hayat yolculuğunun “sareban”ı olmasını diliyorum.
*Adını anlatıcı arkadaşım Beyza Akyüz (Şifahen Masallar) koydu. Onun da kulağını sevgiyle çınlatmak isterim.

* Bu söyleşi 27 Şubat 2016 tarihinde Yeşil Gazete'de yayımlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder