31 Ağustos 2018 Cuma

ASFALTA ÇARPAN KAFALAR

...
Sağ taraftaki, yani üst çene kemiğimin sağındaki son iki azı dişinin arasında kendimi bildim bileli lanet bir boşluk vardı ve bir süredir ne yesem oraya takılıyordu. Sonunda dişim çürüdü vekatlanılmaz bir ağrı başladı. Anibal rasgele bir dişçiye gidemeyeceğimi söyledi; çünkü kadınlardan sonra en fena insanlar dişçilermiş. Cebinden bir kartvizit çıkardı ve, Korelidir, ama iyidir, dedi. Benim için hemen o öğleden sonra sonraya randevu aldı. John Sohn genç gösteren bir adamdı, yaşıtım olabileceğini düşündüm ama Korelilerin yaşını kestirmek zordur. Ağzımı uyuşturdu, iki dişimi oydu ve açtığı delikleri bir macunla kapladı. Bütün bunları yüzünde bir gülümsemeyle, bana hiç acı çektirmeden yaptı. Onu gözüm tuttu, hatta bir ara asfalta çarpan kafa resimleri yaptığımdan bahsettim. John Sohn, bir an suskunlaştı, kendisi için bir aydınlanma ânıydı bu, ardından Ben de tam böyle bir şey arıyordum işte, dedi. Beni şu hakiki Kore lokantalarından birine götürdü. Yani turistik olmayan bir Kore lokantasına, hani girişindeki gösterişsiz küçük kapının ardında müthiş bir Koreliler diyarı barındıran şu mekânlardan birine. Masalar geniş ve yuvarlaktı, her masada en fazla iki kişi vardı, menü Koreceydi, garsonların da müşterilerin de tamamı Koreliydi. John Sohn benim için geleneksel bir yemek seçti ve nasıl hazırlamalarını istediğini garsona ayrıntılı bir biçimde açıkladı. John Sohn, bekleme odasına asmak için devasa bir tablo yaptırmak istediğini söyledi. En önemli kısmın dişler olduğunu söyledi. Fikri ilgimi çekmişti. Bir anlaşma önerdim: Ben onun istediği tabloyu yapacaktım, o da benim dişlerime çekidüzen verecekti. Tabloyu neden istediğini açıklamaya koyuldu, hastaları arasında nasıl ses getireceğinden ve reklam kavramının kendi kültüründeki öneminden bahsetti.

"Asfalta Çarpan Kuşlar"
Ağızdaki Kuşlar
Samantha Schweblin
Can Sanat Yayınları
Öykü 

1 yorum: