Onur Çalı'nın yönettiği Parşömen Sanal Fanzin'de yayımlanan çok katılımlı 2020 Edebiyat Soruşturması için verdiğim cevaplar.
Yıl içinde yayımlanan ve beğenerek okuduğunuz ama yeterli
ilgiyi görmediğini düşündüğünüz kurgu kitap ya da kitapları (telif ya da
çeviri), beğenme nedenlerinizden de kısaca bahsederek bizimle paylaşır mısınız?
Pandemiyle beraber gelen
içine kapanma, herkes gibi beni de etkiledi. 2020’yi yeni kitaplar edinmekten
ziyade var olan kitaplarıma yönelerek, onların içinden ilk kez/yeniden okumalar
yaparak geçirdim. Dolayısıyla 2020 yılında yayımlanan kitaplardan ziyade, bu
yıl okumaktan memnuniyet duyduğum kitaplardan oluşacak listem.
Fındık Kabuğu, Algernon’a
Çiçekler,Gecegezen Kızlar, Asılı Dağ’ın Kahini, Böcek
Çocuk gerçek olayların, tarihten ve mitolojiden kesitlerin, masalların,
klasiklerin yeniden yazımı üzerine düşünmeme olanak sağladığı için okumaktan
hoşnut olduğum kitaplar arasında.
Size göre 2020 yılının önemli edebiyat olayları nelerdi?
2020 yılı her anlamda zor
geçti. Pandemiyle beraber keskin bir duraklama süreci başladı. Yayımı planlanan
kitapların basımının ertelendiği, okura ulaşmanın daha da zorlaştığı, kitap
fuarlarının, edebiyat etkinliklerinin iptal edildiği, kültürel faaliyetlerin
durduğu sürecin ardından söyleşiler, uluslararası yazarların katılımıyla gerçekleşen
edebiyat festivalleri, atölyeler çevrimiçine dönerek okurlara ve yazarlara
nefes aldırdı. Mesafe, sağlık, yoğunluk
gibi pek çok nedenle fiziksel olarak bir araya gelemeyecek insanları aynı
ekranda toplayabilmek, özellikle benim gibi edebiyatın taşrasında yaşayanlar
için kıymetli.
Dikkate değer bulduğum
bir diğer oluşum iseekoloji alanında üretim yapan Ekofil Yayınları.Alternatif
bir yayına hazırlama ve dağıtım modeli oluşturan yayınevinin, yaz aylarında,
topluluk desteğiyle üçüncü kitaplarını yayımladı.
Edebiyat ortamımıza baktığınızda ne gibi sorunlar,
eksiklikler ve sıkıntılar görüyorsunuz?
Malum, elimizde sosyal
medya gibi bir imkân var, artık. Yayınevleri ve varsa yazarı temsil eden ajans
tarafından yürütülmesi beklenen tanıtım faaliyetlerinin yazarın bizzat yapması
gereken bir işmiş gibi algılanması, her an ürünlerini ve hayata nereden
baktığını duyurma çabasını giderek daha tuhaf ve yorucu buluyorum.
Okura, kitabı okumadan
hazırlandığı düşüncesi veren, arka kapak ve künye bilgisinin ötesine geçmeyen
tanıtım yazıları ve söyleşilerin giderek artması, hamarat ev hanımı misali
arkadaşının yeni yayımlanan kitabına dair hem tanıttım, hem söyleştim yazıları da
yine tuhaf bulduklarım arasında.
Bunların arasından
sıyrılan ortak düşünme ve üretme eylemini esas alan her türlü girişimi, çabayı
değerli buluyor, özlemini çekiyorum çünkü her yazarın bir müttefiğe ihtiyacı
olduğuna yürekten inanıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder