Yazmak, yazar olmak, ucu çocukluğa kadar gidip dayanan, hiç bitmeyen, ömür boyu çaba gerektiren bir uğraş. Yazarların yazmak ve yazar olmakla ilgili içlerinde uyanan en erken hatıradan, ilk ürünlere, yayımlanmış eserlere ve geleceğe uzanan yolculuklarını onların ağzından dinlemek, sizi de bu serüvene dahil etmek istedim. Buyurun.
15 yıl kadar önce psikolog arkadaşım Nurhayat
Kemerli, çocuk kitabı yazmamı önermişti. Uzun süre harekete geçemesem de bu
harika fikir zihnimde yer etti.
Çocuklara yazmaya başlamam, 2014 yılında Sinetopya
Sinema Derneğinin senaryo atölyesine katılmamla oldu. Eğitmenimiz Fatin Kanat,
kısa film senaryosu yazmamızı istedi. Beni etkileyen birkaç sahneyi kâğıda
döküverdim. Fatin “Bu senaryo çekilebilir” deyince pek sevindim. Öyküsünü
yazasım geldi, böylece ilk deneme ortaya çıktı. O hevesle pek çok yayınevine
gönderdim, kimi hiç cevap vermedi, kimi reddetti. Bugünden bakınca pek amatörce
bir öykü olduğunu fark edebiliyorum. O zamanki iyimserliğim, üzülsem de
yılmamaya karar verişim ve arkadaşlarımın desteği yola devam etmemi sağladı.
İkinci deneme birbirine bağlı üç öyküydü. Yine iyi
görünmüştü bana. İlkini gönderdiğim psikolog arkadaşım Ernur Uyumsal, ilk
öykünün disleksi üzerine olduğunu söyleyince araştırma yapıp üçledim. Yine
heyecanla gönder, reddedilsin. Şimdi fark ediyorum, üzerine düşünerek, kaygıyla
yazdığım için hiç de akıcı değiller.
Yayımlanan kitabım sonraki çabamdı. Bu kez içime
sinmişti, sorularımı sorup itirazlarımı yaşamış, hayallerimi canlandırmıştım. Beyaz
ejderham benimleydi, uçuşlarımız sıklaşmıştı. Çocuk benliğimin yanına yetişkin
benliğimi de katmış, editör gözümü kendime çevirmeye başlamıştım. Çevremdeki
çocuklar ve arkadaşlarım heyecanla desteklediler, fikirleriyle metnin
gelişmesini sağladılar. Bu kez aldığım ret cevapları ve suskunluklar canımı
epeyce sıktı.
Kitaplarını çok severek okuduğum Gergedan
Yayınları sadece çeviri kitaplar yayımlıyordu. “Bir şansımı deneyeyim” diyerek
gönderdim. Tam o sırada Türkiyeli yazarlarla da çalışmaya karar vermişler. Kısa
sürede gelen olumlu yanıtla uçtum havalara! Yayınevi kurucusu
Şehnur Helvacılar’ın dürüst ve samimi tavrını pek sevdim ve anlaştık. Ardından
çizer arayışı, önce denk gelemeyişler, sonra Özlem Arslanoğlu Sağol’un
hayalimin ötesindeki ilk çizimine kavuşmam. Özlem’le heyecanımızın uyuşması,
editörüm Şehnaz Helvacılar’ın neşesi, yayınevi ekibinin büyük desteğiyle coşkulu
süreç sevinçle sonuçlandı. 2018 Haziran’ında ilk kitabım “Kim Bu Konuşan?” yayımlandı.
Çocuklardan ve yetişkinlerden gelen yorumlar
coşkumu katladı. İlkinin devamı, aynı zamanda bağımsız olarak okunabilecek
ikinci öyküm ortaya çıktı ve Gergedan Yayınları yine “Tamam” dedi. Çizimlerin
bitmesini merakla bekliyorum şu sıralar. “Öykü Kahramanları Ülkesi’nde” 2021’in
ilk aylarında yayımlanacak.
Yazarlık maceramın satır başları böyle. “Nasıl
yazar oldum?” sorusunun cevabı bu kadar değil elbet. Çocukluk-gençlik döneminde
günlük tutarak başlayan maceram, deneme-öykü yazmaya çalışarak, arkadaşlarla
dergi çıkararak, kitaplara dair yazarak sürdü.
Kitaplar, özellikle çocuk kitapları benim için su
gibi vazgeçilmez. Her alandan okuduklarım, fantastik edebiyatı sevmem kalemimde etkili
oldu. Yeğenim başta olmak üzere çocuklar, Ursula K. LeGuin’in ejderhaları,
Christine Nöstlinger’in korsanları bana ilham oldu, hayallerimi canlandırdılar.
Çocuklara öyküler yazmaya devam ediyorum.
Gaye Dinçel
*Bu yazı ilk kez 6 Aralık 2020 tarihinde Parşömen Sanal Fanzin'de yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder