30 Ağustos 2021 Pazartesi

Tekin değil buralar

Üç çocuk, iki kadın, küçücük balkondan aşağı bakıyor. Yamalı bir mahalle burası, kentsel dönüşümün kucağında. Şehrin en eski yerlileri, çingeneler, eski şehrin kalbinde, kalenin yanında sıkışmış, kendi yaşamları ve yeni gelenler arasında. Yeni apartmanlar ve eski barakalar el ele, kol kola. 

Üç çocuk ve iki kadın bu ortaya karışık manzaraya bakıyor. Mahalle sakini bir oğlan, gençten bir delikanlı beş dakika olmamış uyaralı: "Abla yolunu mu kaybettin? Tekin değil buralar."

Tekinsiz dediği, kendi mahallesi, sokakları. Bir sünnet çocuğu dolaşıyor aşağıda, pelerini savurarak, asası elinde. Annesi kahverengi tüyler giymiş sanki üstüne, kat kat, kabarık, yaz güneşinde, topukluların üstünde, boynunda, bileğinde, dizi dizi sarılar. Sahte mi, orijinal mi, belli değil. Seçilmiyor o yükseklikten. 

İki genç yanaşıyor bir kamyonetin içinde. Gençler sinema televizyonda öğrenci. Hasbelkader buradalar. Eşyalar kamyonete atılırken  iki kat yukarı çıkarılacağını, kimsenin yardım etmeyeceğini diyen olmamış. Asansörsüz binada oflaya poflaya taşıyorlar yukarı. Kadınlardan biri ev sahibi olan, içeri alıyor, yer gösteriyor. Son kutu da içeri girdiğinde, gidip balkona diğerlerinin yanına gidiyor. Balkon kapısını kilitlemeden önce kaleye bakıyor, ardından görünen "Çanakkale Geçilmez" yazısına. "İşte," diyor arkadaşına, "Çanakkale de bundan ibaret zaten."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder