Bilmek isteyen yola çıkar.
Şefkatli Anne Günlükleri'ni yazmak, ebeveynlik amaçlarımı, önceliklerimi belirlememe, düşüncelerimin ve eylemlerimin farkına varmamı sağlıyordu. Sura Hart alıntıları bitince, sanki ters yönde yürümeye başlamışım gibi bir düşünce gelip çöreklendi içime. Yeniden konu üzerine düşünmek, yazı yoluyla düşüncelerimi tasnif etmek, eylemlerimin farkına varmak istedim. İşbu sebeple www.nonviolentcommunication.com sitesinde ücretsiz yayımlanan haftalık ipuçlarının rehberliğinde yeni bir günlüğe başlıyorum.
İpuçlarının çevirisi bana ait.
Şefkatli Ebeveyn İpuçları
Gücenmiş hissettiğinizi fark ediyorsanız "verme" eylemeniz bir şarta bağlı olabilir ve bunun sonucunda herkes acı çekecektir.
Bir şarta bağlı olmaksızın vermenizin bir yolunu bulmaya çalışın.
Ben ne düşünüyorum? Ne yapacağım?
Çocuklarımız için yaptığımız her eylemin, onlar için yaptığımız her seçimin onlar üzerinde bir sonucu olduğu doğru. Kimi seçimlerin hoşlarına gitmediği de... Bununla beraber biz ebeveynlerin de her eyleminin, her seçiminin ardında onların iyiliği, ilerlemesi için en iyi bildiğimiz yolun "bu" olduğu, buradan gidildiği takdirde yolun bizim için daha güvenli olduğu bilgisi yatıyor. Ve fakat çocuklar her zaman bizim yürümeye aşina olduğumuz yola bağlı kalmıyor. Kendi patikalarından gidiyorlar, kendi çukurlarına düşüyorlar, kendi duvarlarına tosluyorlar. Kendimi en gücenmiş hissettiğim anlar, onu kendi duvarına toslamış, kendi çukuruna düşmüş incinmiş hissettiği yerlerde onu oradan çıkarmaya uğraştığım ve başarısız olduğumu düşündüğüm anlar. Verme eylemim, bir şarta bağlıysa eğer, bu şart yalnızca onun kendini daha iyi hissetmesi ve bunu göstermesi olabilir ancak. Çok masum görünüyor ama yine de bir müdahale. Sorunların içinden benim umduğum kadar hızlı çıkmadığında ya da uzun süre takılı kaldığında ben de benzer bir şekilde konunun çözümüne saplanıp kalıyorum. Sanırım en çok da kendimi onun duygularından sorumlu tutmak yanılgısına düşüyorum. Onun (ya da bir başkasının) duygularından (ve de davranışlarından) sorumlu olmadığım gibi bazen bana yansıtılan negatif duyguların, durumların yalnızca güvenli bir ortamda paylaşma, rahatlama isteği olabileceğini de unutuyor gibiyim. Bazen sadece dinlemekle yetinebileceğimi unutuyorum. Akıldan çıkarılmaması gereken bir öğüt: "Söz gümüşse sükût altındır." Fazla söze de hacet yok. Ebeveynlik sonsuz bir verme, kendinle sınanma, öğrenme alanı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder