Geçenlerde bir konu ve kişi hakkında sohbet ederken, aslında ne olduğunu anlamaya çalışırken Şiddetsiz İletişim'in güçlendirici dürüstlük dediği kavram aklıma düştü. Türkçeye güçlendirici dürüstlük diye çevrilse de İngilizcesi beni hep daha çok etkilemiştir: scary honesty. Scary korkutucu anlamına geliyor, scar ise yara izi. Dürüstlük, aslında ne olup bittiğini şeffaflıkla söylemek kolay iş değil. Ucunda incinmek, alaya alınmak, itibar, güç ya da otorite kaybetmek ya da tüm bunların olacağını varsaymak var. Tepeye çıktıkça bu inanç kökleniyor ve biz aşağıdakiler, olana bitene hep bir sis perdesinin ardından bakıyoruz. Bilgi kırıntılarıyla bir sonuca varıyoruz, belki de yanlış yargılara. Şu meşhur kıssadaki gibi.
Altı kör filin nasıl olduğunu, neye benzediğini merak eder. Filin yanına geldiklerinde ilk kör daha yaklaşıp dokunma fırsatı bulamadan filin karnına çarpar, sersemler ve fili duvara benzetir. İkincinin eline filin dişi gelir ve filin bir mızrak olduğu sonucuna varır. Üçüncü kıvrımlı hortumunu kavrar "Anladım, fil olsa olsa bir yılandır," der. Dördüncü filin diziyle temas eder ve onu sağlam bir ağaç olarak algılar. Beşinci kulağına yakındır. Evirir, çevirir "Fil, bir yelpazedir," der. Altıncı filin etrafında dolaşırken kuyruğuna dolanır. Ona göre fil düpedüz bir halattır.
Hepsi de kendinden hayli emindir. Temas etmişlerdir ve kendi anlam ve algı dünyalarında bir yere oturtmuşlardır. Öğrenme ve algı böyle oluşur zaten. Bir şeyi bildiğimiz bir başka şeye benzeterek onu anlarız. Bildiğimiz şey sayısı kadardır algımızın sınırı. Öğrendikçe genişler.
Bu kıssa hem trajiktir hem de komik. Dinleyince ister istemez bir gülümseme yerleşir yüzümüze. Hepsinin benzetmesi, görüşü yerli yerindedir çünkü ama bir filin gerçekte ne olduğunu göstermez.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder