Zaman zaman müzmin erteleyici olabilirim ama tembel asla!
Bu ayın ortalarından itibaren bloğa yazma sıklığımı güncellemek üzerine düşünceler geçti aklımdan. Sekiz yıl önce verdiğim söz bugün niye beni hâlâ bağlasın, dedim. Ama sonra önemli olanın yazma alışkanlığını yitirmemek olduğu geldi hatırıma. Şu sıralar, yazar tıkanıklığı demeyeyim tam olarak öyle değil ama biraz zamansızlıktan, biraz hevessizlikten yazı masasına pek geçmiyorum. Evdeki laptopta birtakım sıkıntılar olması da cabası. Gece yazmaları da bitince hepten öteledim yazmayı. Hâl böyleyken yeni bir öykü taslağı vs yok elimde. Üzerinde çalıştığım bir dosya da yok. Temizledim oraları kendimce. Attığım taşlara yanıt gelmesini bekliyorum ama işte ekonomik koşullar, ülkede okurdan çok yazar olması vs. vs. duymak istediğim yanıt umduğum hızda gelmiyor. Madalya gibi göğsüme takmaya devam ediyorum ret cevaplarını. Her bir ret yanıtında jüriye değiştir diyorum kendi kendime. Hop başka bir yayınevine. Her şeyin bir zamanı var, derler. Şimdi bekleme, dinlenme, kafa toplama, ertelediklerimi bir bir toparlama zamanı. Evde girişilecek birkaç dolap car örneğin. Bir şifoniyer, bir dolap, yer bulamadıklarımı tıktığım depo gibiler. İçleri derlenecek toplanacak, ayıklanacak. Yeni kitaplar da yığıldı. Okunacak, verilecek. Kayıp olanlar bulunur belki. Sırra kadem basmış bir çocuk kitabı var örneğin. Değişelim mi? İlk öykünün ardından sıra gelemedi diğerlerine. Girdiği delikten çıkar belki de, okurum kalanını.
*
Bu aralar yalnızca yazmak değil ertelediklerim. İzlemek istediğim filmler de var örneğin, daha sık yürümek, daha sık arkadaşlarımla buluşmak, sahibine iletilmesi gereken kimi emanetler... Bir yerden başlamalı. Yarın belki kargoya giderim. Yarından da yakın belki bir film izlerim. Örneğin Yüzücüler. Savaş nedeniyle Suriye'den kaçıp mülteci kampına yolu düşen iki kardeşin olmipiyatlara uzanan hikâyesi. Etkileyici olduğu kesin.
*
Yarın 1 Aralık. Yılın son ayı. Listeler zamanı, biraz muhasebe, biraz hesaplaşma... Evi yeni yıla hazırlamak gerek. Süsler, müsler... Sani'nin süsleri ve yapma ağacı affetmeyeceği kesin. Kavga kopmasın diye belki iş yerini süslerim bu yıl, ev yerine. Ya da Deniz'in odasına kurarız ağacı. İçeriye giriş Deniz'in iznine tabi ne de olsa...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder