Edebiyatla uğraşan hemen herkes günümüz edebiyatının en büyük eksiğinin, eleştiri kültüründeki noksanlık olduğunu söylüyor. Hak bilir bir eleştiri yerine hâkim olan, ahbapçılık. "Sen beni kolla, ben seni," anlayışı. İnstagramda dolanan herhangi bir gerekçeye dayanmayan "Çok sevdimmmm" şakşakçılığı.
Bu saptamayı bir fırsat gibi gören kimileri de buralar daha dutluktu zamanlarından kaptıkları dijital köşelerinden kendini eleştirmen sayıyor. Arka kapaktan aparttıkları söyleşi sorularıyla ya da tıpkıbasım sorularla pek bir çalışkan görünüme bürünüyor, bir metni beğenmesin hele, üslupsuz, birkaç basmakalıp olumsuz cümle sıralayarak kendini hakyemez eleştirmen sayıyor.
Bana bu satırları yazdıran bir çocuk kitabının isminin bir başka kült çocuk kitabını andırdığına dair bir ileti ve ortaya atılan taklitçilik iması. Kitabı okumadım. Yazarını tanımam. Üretimini bilmem. Bununla beraber özellikle çocuk edebiyatında özgün konu diye bir şey olmadığı da ortada. Ne yazarsak yazalım Polti'nin 36 dramatik durumundan birine giriyor. Böyle bakınca şimdiye dek yazılmamış, işlenmemiş tema diye bir şey söz konusu olamaz. Bir yazarı diğerinden ayıran şey konu seçimi değil, üslubu. Özgünlük, dediğimiz de tam olarak bu. Yazar, en şaşırtıcı konunun, temanın peşine düşen kişi değildir. Okuru, daha önce defalarca anlatılmış bir konuyu bir de kendi çerçevesinden, kendi bireysel seçimleriyle var ettiği metni okumaya davet eden kişidir. Dolayısıyla yalnızca kitap ismine, konu seçimine bakarak bir yazarı taklitçilikle, özgün olmamakla suçlamak yersiz. Ayrıca adına metinlerarası dediğimiz koskoca bir alan var. Onu ne yapacağız?
Yine de taklit konusu benim de kafamı kurcalıyor zaman zaman. Epeyce okur kitlesi olan kimi çocuk edebiyatı yazarlarının dünyadaki örneklerini çok andıran kitaplarını gördüğümde, intihal ve benzer temayı kendi üslubunca yazmak arasındaki sınırın çok da kesin olmadığını düşünüyorum. Bu meseleler de yazarın kendisiyle hesaplaşacağı yerler neticede. Bunca dil, bunca kitap varken, hangi metin hangi metnin ya da bir başka sanat yapıtının koynundan doğuyor, kim bilebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder