28 Şubat 2024 Çarşamba

Huzurlu Yaşam İpuçları: 17

www.nonviolentcommunication.com web sitesi Şiddetsiz İletişim ile ilgili Türkçede kaynakların sınırlı olduğu günlerde, ücretsiz belgelerinden sıklıkla yararlandığım bir dijital platformdu. Halen seyrek aralıklarla devam ettiğim Şefkatli Ebeveyn Günlükleri’nin ipuçlarını oradan alıyorum örneğin. O günlerde hevesle üye olduğum bültenlerin her birinden gelen ipuçları kıymetli esasında ama günlük hayatın hızı içinde, İngilizce bültenlere ilgimi, dikkatimi vermek, okuduğumu içselleştirmek her zaman mümkün olmuyor. O yüzden buraya ara ara bir başka serinin, Mary Mackenzie’den Huzurlu Yaşam Meditasyonu çevirilerini paylaşacağım. Her ne zaman, hangisine rastlar ve okursan dilerim şifa olur, ilham olur ve seni dönüştürür.   

                                                                                *

En az bilen genellikle en çok tahmin eder.

-Thomas Fuller, M.D.

17. Gün: Şiddetsiz İletişimin İlk Bileşeni Gözlem

 

Beş yaşındaki çocuğunuz boya kalemleriyle duvarınıza bir şeyler çizdi ve siz "Bana kızgın olduğu için hayatımı zorlaştırmaya çalışıyor" diye düşünüyorsunuz. Ya da kocanız bu hafta üçüncü kez eve kararlaştırdığından daha geç geliyor ve siz de "Duygularımı hiç önemsemiyor" diye düşünüyorsunuz.

 

Tanıdık geliyor mu? İnsanlar genellikle bir şeyin neden olduğuna, diğer kişiyle konuşmadan önce karar verir. Bu örneklerdeki "nedenler", "Bana kızgın olduğu için hayatımı zorlaştırmaya çalışıyor" ve "Duygularımı hiç önemsemiyor" idi.

 

Bu durumlarda bildiğiniz tek gerçek, duvarda pastel boya ile çizilmiş resimler olduğu (duvara resim çizen çocuğu görseydiniz, sanatçıyı da tespit edebilirdiniz) ve kocanızın bu hafta üç kez eve hatırladığınızdan daha geç geldiğidir. Şiddetsiz İletişim'de buna gözlem denir: gördüğünüz veya duyduğunuz şeylerin gerçekleri. Bunu, kendi yargılarınızı veya neden böyle olduğunu düşündüğünüzü eklemeden, olanların anlık bir görüntüsü veya söylenenlerin bir kaydı olarak düşünün.

 

Gözlem yaptığınızda, karşınızdaki kişiyle daha derin bir bağ kurma olasılığını ortaya çıkarırsınız. Eve geldiğinde kocanıza şöyle diyebilirsiniz: "Biliyor musun, bu hafta eve üçüncü kez altıdan sonra geliyorsun ve kafam karışmış ve sinirlenmiş hissediyorum çünkü bu gece beş buçukta evde olacağını kabul ettiğini sanıyordum. Senin anladığın da bu muydu?"

 

Her durumda olduğu gibi, konuşmaya yaklaşabileceğiniz pek çok yol vardır. Mesele şu ki, bir şeyin neden olduğuna dair önceden belirlenmiş bir fikir olmadan konuyu açarsanız, diğer kişiyle bağlantı kurmak ve ihtiyaçlarınızı karşılamak için daha büyük fırsatlara sahip olursunuz.

 

Bugün tam olarak ne söylendiğini veya yapıldığını fark etmek için bir taahhütte bulunun ve olayların neden gerçekleştiğine dair varsayımlarda bulunmaktan kaçının.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder