Türkiye'nin en batı ucu, bir terastayız. Güneş gözümüzü alıyor, öylesine aydınlık. Ortalarda bir masaya geçiyoruz. Deniz herkesi kıskandıran bir iştahla dondurmasını yalıyor. Bu, bir rüşvet. Kendimize kalamar, bira siparişi verebilmek için önce onu mutlu etmeliyim.
Siparişlerimiz alınırken, konu anneliğe de geliyor. Alışkınım. Benden önce anne olanlar cömertçe saçıyor ortalığa tavsiyelerini. En sık duyduğum, "Amann bu günlerin kıymetini bilin! Çok çabuk büyüyüyorlar." Herkes, her nedense, çok emin kıymet bilmediğimden, yeterince vakit geçirmediğimden... Hatırlatma ihtiyacı duyuyorlar. "Sıkı sıkı sarılın öpün. Bizimkiler yanaşmıyor artık."
Benim kızım yanaşıyor. Bir anda yanıma geliyor, "Annoş seni çok seviyorum," diyerek öpüp sarılıyor. Bunun bir sebebi yersiz kurallarla ona sürekli ne yapamayacağını söylememem ise, diğeri anne olduktan sonra çalışma saatlerini fazlaca abartmamam ve ona zaman ayırmam, hadi açıkça söyleyeyim, oturup oyun oynamam. Çocuğa zaman ayırmak, onunla kaliteli vakit geçirmek herkesçe takdir edilen bir davranış ancak sadece şu kıssadan hisse tadında, içinizi ısıtan tavuk suyuna çorba başlığı altında toplanan öykülerin anlatıldığı kitaplarda, inanın bana sadece oralarda. Onun dışında insanlar, doktorlarının, avukatlarının, kuaförlerinin, kısaca hizmet alacağı her sektörden insanın ofisinin hafta içi, hafta sonu, sabah erken, akşam geç demeden, her daim açık olmasını istiyor. Biz özel sektör hizmet sağlayıcıları da kolaylıkla kaptırabiliyoruz kendimizi bu düzene. Meslek hayatımın ilk yıllarında uzun çalıştığım, nöbetlere kaldığım dönemler oldu. Annelikle beraber bunu bıraktım zira daha insani şartlarda çalışma (devlet memurlarından her koşulda daha fazla çünkü cumartesileri de çalışıyorum) ve kızımla oyun oynama hakkım var. İtirazı olan?
Benim kızım yanaşıyor. Bir anda yanıma geliyor, "Annoş seni çok seviyorum," diyerek öpüp sarılıyor. Bunun bir sebebi yersiz kurallarla ona sürekli ne yapamayacağını söylememem ise, diğeri anne olduktan sonra çalışma saatlerini fazlaca abartmamam ve ona zaman ayırmam, hadi açıkça söyleyeyim, oturup oyun oynamam. Çocuğa zaman ayırmak, onunla kaliteli vakit geçirmek herkesçe takdir edilen bir davranış ancak sadece şu kıssadan hisse tadında, içinizi ısıtan tavuk suyuna çorba başlığı altında toplanan öykülerin anlatıldığı kitaplarda, inanın bana sadece oralarda. Onun dışında insanlar, doktorlarının, avukatlarının, kuaförlerinin, kısaca hizmet alacağı her sektörden insanın ofisinin hafta içi, hafta sonu, sabah erken, akşam geç demeden, her daim açık olmasını istiyor. Biz özel sektör hizmet sağlayıcıları da kolaylıkla kaptırabiliyoruz kendimizi bu düzene. Meslek hayatımın ilk yıllarında uzun çalıştığım, nöbetlere kaldığım dönemler oldu. Annelikle beraber bunu bıraktım zira daha insani şartlarda çalışma (devlet memurlarından her koşulda daha fazla çünkü cumartesileri de çalışıyorum) ve kızımla oyun oynama hakkım var. İtirazı olan?
Oyun oynamayı sevemeyen anneler n'apsın :)
YanıtlaSilBen de oğlan anası olsam sevmezdim herhalde. Halının üstünde saatlerce vınnn vınn sesleriyle araba sürmek... Ne o öyle:)
Sil