19 Şubat 2018 Pazartesi

ŞEFKATLİ ANNE GÜNLÜĞÜ: 10



Çocukla Barış, Bodrum BBOM Öğretmen Okulunda tanışan Özenç, Özge ve Gülesra öğretmenlerin orada öğrendikleri, araştırdıkları, derinleşmek istedikleri konuları ve sınıfa taşıdıklarını paylaştıkları dijital bir platform.
Farklı yerlerde, farklı koşullarda çalışan üç öğretmen Sura Hart'ın rehberliğinde çıktıkları yolculuğu "Şefkatli Öğretmenin Günlüğü" köşesinde hafta hafta paylaşıyor. Gündemin ağırlığından kaçmak, umudunu arttırmak, çocuklarla ilişkilerinde fark yaratmak isteyen ebeveynler ve öğretmenler için küçük tavsiyelerle dolu günlükleri, kendi pratiğimize dökebilmek, sürecimizi gözlemlemek için bu şablonu kendi ev hâlimize uygulamak istedim. Adını da Özenç, Özge ve Gülesra öğretmenlerden ilhamla "Şefkatli Anne Günlüğü" koydum.

Sura Hart ne diyor?
Yaptığınız her şey, bir ihtiyaç karşılama çabasıdır. 
Öğrenme ihtiyacınızı karşılamak için, biraz zaman ayırıp hata adını verdiğiniz şeylere bir bakın. 
Kendinizi fırçalamak yerine, yapmış olduğunuz şeyi yaptığınızda hangi ihtiyacınızı karşılamaya çalıştığınızı belirleyin. 
Sonra da, eylemlerinizle karşılanmamış ihtiyaçlarınızı belirleyin. 
Daha fazla ihtiyacınızı karşılamak için farklı yapabileceğiniz bir şey var mıydı?
Bu farkındalık sizin için yeni bir öğrenmeye vesile oldu mu?

Ben ne düşünüyorum?
Sura Hart, bizi, kendimizi ya da başkalarını suçlamadan hatalarımızı fark etmeye, kabullenmeye, kendimizi yiyip bitirmek yerine bu hatalarla bağlantı kurmaya, onları büyüme, öğrenme alanı olarak kullanmaya ve bir basamak yukarı zıplamaya davet ediyor. Bu yeni yerin müthiş bir öğrenme ve özgürleşme alanı olduğuna inanıyorum. Hatamızı kabullendiğimizde, onu örtbas etmek yerine sorumluluğunu aldığımızda gerçekten özgürleşiyoruz. İşte o zaman hatalar, bizi utandıran, öfkelendiren, unutmak istediğimiz anlar olmaktan uzaklaşıyor, öğrenmenin, deneyimin ta kendisi hâline geliyor. Deneyim dediğimiz şey, tecrübedir. Hatalarımızdan öğrendiklerimizdir. Telafi ettiklerimizdir. Tekrarlanmaması için aldığımız önlemlerdir. Süreci gözlemektir. Dilimize ve davranışlarımıza yerleşen özendir. Deneyim, başarıyla beraber başarısızlığı da planlayabilmektir.

Denizle nasıl paylaşıyorum?
Annelikte kendimi en başarısız ve suçlu hissettiğim anlar, Deniz'e kızdığım, sesimi yükselttiğim ve otoritemi kullanarak onu bir şeyleri yapmaktan men ettiğim anlar. Bu pozisyona düşmekten hoşlanmasam da zaman zaman yaşıyoruz. Deniz de sesini yükseltiyor, bana etiketler yapıştırıyor, kızıyor, ağlıyor. Ona duygularını boşaltması için zaman ve alan tanıdıktan sonra, ben de kendimi hazır hissettiğimde elimi uzatmanın bir yolunu buluyorum. Sakin bir konuşma ortamı hazırlıyorum. Duygu kartlarını yere seriyorum. Etrafında dolaşıp bakıyor ve az evvelki patlama esnasında kendimize en yakın hissettiğimiz duyguyu seçerek hakkında konuşuyoruz. Elimdeki kar küresini sallayarak ona o esnada  yaşadıklarımı, duygularımı, düşüncelerimi, kafama üşüşen yargıları anlatıyorum. O da bana anlatıyor. Birbirimizin sözünü kesmeden sonuna kadar dinliyoruz. Sonra neye ihtiyaç duyduğumu söyleyerek ondan ricada bulunuyorum. Benzer şekilde ihtiyacını belirlemesi, ricada bulunması konusunda onu teşvik ediyorum. Kısa sürede ikimiz de kendimizi rahatlamış ve huzurlu hissediyoruz. Peşinden bir de oyun patlattık mı, bizden mutlusu yok.

Deniz'in geri bildirimi ne?
Çocukların kemikleşmiş yargıları, inanç sistemleri olmadığı için değişime direnç göstermiyorlar, olumsuz davranışlarımızın yerine olumlularını koyduğumuzda altında bir çapanoğlu aramıyor, bıraktıklarımıza değil getirdiklerimize bakıyorlar. Küçücük adımlar kocaman değişimler yaratıyor. Bunu görmek beni motive ediyor. Şiddetsiz iletişim konusunda ilerlemek, derinleşmek için arkadaşlarımla bir araya gelmeye devam ediyorum. Bu konuda Deniz'den aldığım en güzel geri bildirim ise şu: "Anne sen zürafa dili öğretmeni değilsin, arkadaşlarına nasıl öğretebilirsin? ... Ha anladım, sen usta değil, çıraksın."
Turgut Uyar'ın kulakları çınlasın. "Efendimiz acemilik"

Sonrası ile ilgili ne düşünüyorum?
Şefkatli ebeveynlik yolunda karşılaştığım bir kalıp "connect or correct". Türkçeye çevrildiğinde kafiye bozuluyor ama anlam değişmiyor. Bağlantı kurmak mı, düzeltmek mi? Amacımız düzeltmek olduğunda, en baştan tüm aile adına en doğru kararı verdiğimizi varsaydığımızı, onların istek ve ihtiyaçlarını görmezden geldiğimizi, kendi istek ve ihtiyaçlarımıza değişmez yargılarmış gibi yapıştığımızın farkına varamıyoruz. Sinirleniyoruz, kızıyoruz, duymazdan geliyoruz. Anlık tepkiler veriyoruz. Bu anlık tepkiler nedeniyle kendimize kızıyoruz ve suçluluk duyuyoruz. Bunu değiştirmek elimizde. 
Bazen etrafımıza kendi ellerimizle taştan duvarlar ördüğümüzü, kendi inşa ettiğimiz kuyunun içinde bunaldığımızı, ne de olsa düzelmez, değişmez, yardım etmez diyerek kendimize müttefikler seçmediğimizi, görev dağılımı yapmadığımız, kendimize alan açmadığımız için giderek daha da çok sıkıştığımızı düşünüyorum. Sevdiklerimize, güvendiklerimize (buna çocuklarımız da dahil) şikayet etmeden, suçlamadan, sadece ihtiyaçlarımızı anlattığımız zaman bize destek olma konusunda ne kadar cömert olduklarını görebiliyoruz. İşte o zaman etrafımıza ördüğümüz taşlar yıkılıyor, üzerlerine basıp yürüyebileceğimiz tutamaklar, basamaklar hâline geliyor. Bunu unutmamaktır tüm gayem ve gelecek planım.

Kendimi nasıl değerlendiriyorum?
Olaylar düşünceleri, düşünceler de duyguları doğuruyor. Uzun zamandır olumsuz duygularımla somatik ağrılarım arasındaki bağlantıyı görebiliyorum. Çoğu zaman ağrının hangi düşünce neticesinde çıktığını bile fark edebiliyorum. Amma velakin uzun süre bu durumun büyüyüp genişlemesini, sanki tek başına bu duygudan ibaretmişim algısını, hissini engellemenin bir yolunu bulamadım. Şimdi kendimi bu denli çaresiz hissetmiyorum. Çünkü kendime duygusal ilkyardım uygulama yollarını öğreniyorum. O anda yapacak durumda değilsem, ilk fırsatta bu konuya eğilmeye gayret ediyorum.

Eski Günlüklere aşağıdan ulaşabilirsiniz
Şefkatli Anne Günlüğü 1
Şefkatli Anne Günlüğü 2
Şefkatli Anne Günlüğü 3 
Şefkatli Anne Günlüğü 4
Şefkatli Anne Günlüğü 5
Şefkatli Anne Günlüğü 6 
Şefkatli Anne Günlüğü 7
Şefkatli Anne Günlüğü 8 
Şefkatli Anne Günlüğü 9






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder