26 Mayıs 2021 Çarşamba

Bahar biterken...


Son aylarda blog yazıları her nedense ayın sonlarına doğru kayıyor. Bazen blog yazmak, benim için hâlâ önemli mi, devam etmek istiyor muyum, alışkanlıktan mı sürdürüyorum diye düşünüyorum. Blogların eski parlak günlerini kaybettiğini, yerini podcastlere video içeriklere bıraktığının farkındayım. Bununla beraber aklıma, fikrime gelenleri, okuduğum kitapları, başka yerlerde yayımlanan kimi kitap tanıtım yazılarını, yazar söyleşilerini burada saklamak çekiciliğini koruyor. Bunu yapmazsam, hızla akıp giden, durduramadığımız zamandan geriye pek az iz kalacağını düşünüyorum galiba. O yüzden ay sonuna da sıkışsa, geniş zamanlara da yayılsa yazmaya, paylaşmaya devam. 

                                                                                *

Son yıllarda yazdıklarımı sosyal medya hesaplarımda paylaşmıyor, onları görünür kılmakla uğraşmıyorum. Kimilerinin bunu büyük bir beceriyle sağladığını gördüğümde, özellikle de içerik zayıf olduğu halde bu sağlandıysa, en hafif tabiriyle içimin cız ettiğini, biraz bozulduğumu fark ediyorum. Bu üzerine düşündüğüm, kendimle bir uzlaşıya vardığım bir konu olduğu için etkisi fazlaca sürmüyor. Bundan rahatsız olduğumda daha üretken olmak istediğimi fark edebiliyorum örneğin. Konu artık başkasıyla ilgili olmaktan çıkıyor, benim sınırlarım, yapabileceklerim, kendimi geliştirme, yolumu sürdürme üzerine oluyor ve kıskançlık, haset gibi insanın kendisine yakıştıramadığı, rahatsız edici bir yerden çıkıp teşvik edici bir hâle dönüşüyor. 

                                                                                    *

Uzun yıllardır Çocuklar İçin Felsefe başlığı ilgimi ve dikkatimi çekiyor. Zaman zaman gündemime alıyor, ne zaman, nasıl ve nerede başlayacağımı bilemediğimden yapılacaklar listesinde tutmaya devam ediyordum. Pandemi nedeniyle bu tür eğitimlerin çevrimiçi ortama taşınmasıyla beklenen oldu. Ediz Dikmelik ile başladığımız felsefe yolculuğu benim için yeni ve farklı bir deneyim. Dün beşinci dersi bitirdik. Yavaş yavaş felsefi sorgulamanın ne olduğu, nasıl yapıldığı belirginleşiyor zihnimde. Ufuk açıcı, etkin dinlemeye dayalı bir sohbetle felsefi sorgulama arasındaki ayrımı görebiliyor, çocuklarla deneyimleme fırsatı bulmayı umuyorum. Umudu, içi boş iyimserlikten ayıran şey, eyleme geçmek ise şayet, er ya da geç hayatın beni bu konuda ödüllendireceğini düşünmek yanlış sayılmaz sanırım. 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder