Sultan Abdülaziz, Osmanlı
İmparatorluğu tarihinde temaslarda bulunmak ve ikili ilişkileri
geliştirmek amacıyla seyahate çıkan ilk ve tek Osmanlı
İmparator'udur. 3. Napolyon'un 1867'de Paris Evrensel Sergisi'ne
daveti üzerine 46 gün süren Avrupa gezisine çıkmış
İngiltere'ye kadar gitmiştir. Bu gezi sırasında Sultan, Paris'te
Eugenie ile tanışır.
İki yıl sonra Süveyş
Kanalı'nın açılışı için Mısır'a giden İmparatoriçe,
İstanbul'u da ziyaret etmeye karar verir. Sultan Abdülaziz,
Beylerbeyi Sarayı'nı hazırlatır. Eugenie'yi denizde Saltanat
Kayığı içinde karşılar. Ona sunduğu hediyeler arasında
binlerce altın değerinde mücevherlerle kaplı oldukça şık şal, tüm İstanbul halkının dilindedir. Sultan'ın bir akşam
Beylerbeyi sarayına gidip sabaha kadar misafir olduğu da yüzlerce
yıldır söylene durur.
Hikâye
eski. Ancak ben ilk kez geçen haftaki Paris ziyaretimde duydum.
3.Napolyon'un Paris'teki ünlü Garnier Opera Binası'nı, İstanbul'da misafirliği uzamış Eugenie'ye olan aşkının bir
işareti olarak yaptırdığı rivayet edilince hikâye ilgimi çekti. Cinsellik, soyluluk, gizem...
Somerset
Maugham'ın anektodunu bilirsiniz. Yeri gelmişken bir kez daha
hatırlatalım.
Yazar, bir okulda yaptığı
konuşmada iyi bir öykünün şu unsurları barındırması
gerektiğini söyler: din, cinsellik, gizem, soyluluk, edebi olmayan
bir dil ve kısalık
Ertesi gün bir öğretmen
heyecanla gelir. Bu formüle göre bir öykü yazdığını söyler.
Maugham, ilk fırsatta okuyup değerlendireceğini söyler. Öğretmen
ısrar eder. Öykü, çok kısadır hemen okur.
“ 'Aman
Tanrım,' dedi Düşes. 'Hamileyim! Kimden acaba?'”
Sultan Abdülaziz ve Eugenie'nin aşkıyla ilgili daha fazla bilgi almak için şu kitapları okuyabilirsiniz.
Mavi Sütunlu Saray 1867 Evrensel
Sergisi'nden Boğaziçi'ne Pablo Martin Asuero (Dost Kitapevi
Yayınları)
Saltanat Gecesi: İmparatoriçe
Eugenie ve Sultan Abdülaziz Ay Han/ Arif Oruç (Erciyaş
Yayınları)
AŞK, İLHAM VERİR.
Kapalı kapılar ardında
Eugenie ile tutkulu bir aşk yaşayan Abdülaziz,
onun aracılığıyla İmparator Napolyon'a bir hediye
göndermek istemiş. Yakut ve zümrütle bezeli bir kılıç
yaptırmış. Kılıcın kabzasına adaleti ve mücadeleyi
simgeleyen 'Pese et Veinque' (Tart ve Yen) sözünü altın harflerle
işletmiş.
Türkçe'de 'Pez-e- Venk' diye okunan bu "ironik" hediye ve aşk hikâyesi İtalyan ressam Gianluca Malgeri'ye ilham vermiş.
Türkçe'de 'Pez-e- Venk' diye okunan bu "ironik" hediye ve aşk hikâyesi İtalyan ressam Gianluca Malgeri'ye ilham vermiş.
GEÇ GELEN SERGİ HABERİ
Gianluca Malgeri(d. 1974) İtalyan bir ressam. Floransa Güzel Sanatlar Akademisi'nde resim eğitimi aldı.Venedik'te görsel sanatlar üzerine lisans programına katıldı. Performans sanatçısı Marina Abramoviç ile çalıştı.
Malgeri'nin "Pese et Veinque" adını verdiği sergi 17 Ocak- 18 Şubat 2011 tarihleri arasında Galeri Artist İstanbul'da ziyaretçilerle buluştu.
Kurumuş ağaç dallarından yaptığı Antlers
çalışması ile korku ve ihtirası, Love
Letter adlı çalışması ile hüznü
anlatan sanatçı, Oriental Tower ve
Anphora adlı
seramiklerini ışık oyunları ile birleştirdi. Sultan ve
imparatoriçenin Çırağan Sarayı'ndaki portrelerinden esinlendiği
kolajında ise mimari ilgisini ön plana çıkardı.
Elalemin karısına sarkmak ne zamandan beri sanatsal iltifata değer görülüyor? Olmadı hem de hiç Gianluca!
YanıtlaSilTu, fottuto ignorante! Voi sapete ciò che l'arte!
SilGianluca
Dediklerin harfiyen uyuyor helal olsun !
YanıtlaSil