Cemil
Kavukçu'dan öykü yazmanın ipuçlarını dinlemek ister misiniz?
Cevabınız evetse, size bir çocuk kitabı önereceğim. Bir
Öykü Yazalım mı?
Can
Çocuk Yayınlarından çıkan kitabın kahramanı Fatoş adında bir kız
çocuğu. Fatoş'un okuluna en sevdiği yazar gelecektir. Fatoş çok
heyecanlıdır. Çünkü yazar imza günü için değil, çocuklarla
öyküler üzerine sohbet etmek, öykü yazmak konusunda teknik
bilgiler vermek ve birlikte bir öykü yazmak için geliyordur. En
sevdiği hikâye olan Kırmızı
Ayakkabılar'ı tekrar
okur. Öyküyü her okuduğunda boğazında bir şeyler
düğümlenmektedir. Öykünün geçtiği mekân, atmosfer gözlerinin
önünde o denli canlıdır ki, yazarın bu olayı yaşadığından
hiç kuşkusu yoktur. Geldiğinde yazara bunu sormaya karar verir.
Beklenen gün geldiğinde yazar çocuklarla öykü üzerine sohbet
eder. Öykü oluşturmanın ipuçlarını verir. Birlikte oluşturmaya
başladıkları öyküyü evde bitirmelerini ister. Öyküleri
okuyacak ve değerlendirecektir. En sevdiği öykünün yazarına bir
de sürprizi olacaktır. 96 sayfalık macerayı bir çırpıda okudum
ve çok sevdim. Sadece çocuklar için değil yazmak isteyen herkes
için değerli ipuçları, önerilerle dolu bu kitabı herkese
öneririm. Kitaptan yazma önerilerini paylaşacağım. Bu öneriler
hikâyenin içine çok güzel yedirilmiş. Kitapta bahsi geçen
önerileri maddelemek kolay olsun ve sanki Cemil Kavukçu doğrudan
bize sesleniyormuş gibi algılansın diye ikinci tekil şahsa
çevirerek yazdım. Kitapta yazarın tercihi aslında “biz” dili
idi.
Cemil
Kavukçu'nun Öykü Yazma Önerileri
*Kitaplarla
sıkı dost olmayan öykü yazamaz.
*Öykü
yazarak ve okuyarak öğrenilen bir şeydir.
*Öykü
yazmaya başlarken konusunu, geçeceği yeri, zamanı ve kişileri
belirleyin.
*Aklınıza
gelen öyküyü yazmadan önce kimseye anlatmayın. Çünkü o sizin
öykünüz, yazıp bitirdikten sonra kim ne istiyorsa söyleyebilir.
Ama kimsenin hayal dünyanıza karışıp size akıl vermesine izin
vermeyin.
*Bitirmediğiniz
bir öyküyü de “nasıl bir giriş olmuş, nasıl gidiyor, böyle
devam edeyim mi?” gibi sorularla hiç kimseye okutmayın. Bunun
nedeni bir önce söylediğimle aynıdır.
*Öyküye
nasıl başlayacağım, ilk cümlem ne olacak gibi kaygılardan uzak
durun. Sizi en çok etkileyen, belki öykünün ortalarında ya da
sonunda yer alacak o çarpıcı bölümü yazmakla işe başlayın.
Küçücük bir kartopu karda yuvarlanırken nasıl büyüyorsa
öykünüz de öyle büyüyecek. Bittikten sonra fazlalıkları atar,
eksikleri tamamlar, her şeyi yerli yerine koyarsınız.
*Hiç
kimseye anlatmadan, okutmadan bitirdiğiniz öykünüzü bu sefer de
siz okumayın. Bu süre en az bir hafta olmalı. Ne kadar geç
okursanız sonuç o kadar yararınıza olacaktır. Buna 'DEMLENME'
süreci diyoruz. Bilirsiniz, çay ne kadar iyi demlenirse içimi de o
kadar iyi olur. Öyküyü dinlendirmenin size ne gibi bir yararı
olacak? Demlendikten sonra öykünüzü okuduğunuzda hatalarınızı
göreceksiniz. Çünkü o bekleme süresinde, yazarken içinde
bulunduğunuz duygusal ortamın dışına çıkmışsınızdır
artık. Aynı sözcüğü ne çok yinelediğinizi, ne kadar çok
anlamsız ve süslü cümleler kurduğunuzu fark edeceksiniz. Artık
kalemin değil, silginin devreye girdiği bir süreç başlayacaktır.
*Bir öykü
yazmak için yola çıktığınızda BAKMAK ile GÖRMEK arasındaki
farkı anlayacaksınız.
Görmeye başlayacak ve gördüklerinizi göstermek isteyeceksiniz.
Unutmayın ki öykü yazmak sözcüklerle resim yapmaktır. Bu öyle
güçlü bir iletişimdir ki öyküyü okuyan da bir resim çizer. Bu
yazarın resmine benzemese de okuyan artık yazan olmuştur.
*Öykünüzü
yazmaya başladığınızda bir başlık bulmadıysanız acele
etmeyin, bitirdikten sonra nasıl olsa bulursunuz.
*Yazdıkça, yaşanmamış bir olayı yaşanmış gibi anlatmayı öğreneceksiniz.
Öykü
yazarken tıkanıklık yaşarsak nasıl aşacağız? Kitapta bununla
ilgili de tavsiyeler var.
*Siz öyküyü
kovalarsanız o kaçar. Bekleyin geldiği zaman kendini
yazdıracaktır.
*Öyküler
her zaman sizin okuduğunuz sıraya göre yazılmaz. Yazarın nereden
başladığını bilemeyiz. Siz de yazarken aklınıza gelen en
çarpıcı yerden başlayın. Yazarken çok rahat ve özgür olun.
Yazdıklarınızı düzene koymak en son işiniz olsun.
*Öykü
kapınızı çalar ama konukluğu kısa sürebilir. O anda kulağınıza
fısıldadığı her şeyi yazın. Gittikten sonra yazacaklarınız
zorlama olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder