Zarflar, bir fiilin, fiilimsinin, sıfatın veya başka bir zarfın anlamını
yer, durum, zaman ve miktar bakımından niteleyen sözcüklerdir.
Zarflar, yazarın zihninin çekingen, pasif sesidir. “Üzgünüm,
kendimi yeterince açık ifade edemiyorum, size göstermek istediğim
nokta, büyük resim bu değil, en iyisi bir zarf kullanayım.”
Şu cümleyi
inceleyelim. “Kapıyı sıkıca kapattı.” Berbat bir cümle
değil. En azından düzenli bir fiil. Kendinize bir sorun. “sıkıca”
zarfının gerçekten orada olması gerekiyor mu?
Hadi şu iki
cümleye bakalım. “Kapıyı kapadı.” ve “Kapıyı çarptı.”
Anlamları arasındaki farklılığı görebilir, tartışabilirsiniz.
“Kapıyı çarptı.” cümlesi bize kapının nasıl kapatıldığını
anlatmıyor mu? Yukarıdaki cümle bize bunu anlatıyorsa, “sıkıca”
fazladan, gereksiz bir kelime değil midir?
Cehenneme
giden yolun zarflarla döşeli olduğuna inanıyorum. Yazı tarlanıza
ekeceğiniz bir zarf hoş ve etkileyici görünebilir. Beş, elli,
yazının tamamını eline geçirdiğinde?
Zarflardan
uzak durun. Zarflar, arkadaşınız değildir!(*)
*Bu yazı
brainpickings.com'dan kısaltarak alınmıştır. Yazının tamamına
aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
Stephen
King'in Yazma Sanatı adlı kitabı yazı yaratımı ile
ilgilenenler için güzel bir kaynak. Kitabı incelemek için
aşağıdaki linki tıklayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder