Can
Dündar'ın Gezi'yi anlattığı yeni belgeseli Gözdağı
gösterime girdi. Belgesel Gezi'nin ruhuna yakışır bir şekilde
yayımlanıyor. Dündar ve ekibi bedava gösterim koşuluyla isteyen
belediyeye, kolektife, öğrenci derneğine, sendikaya, kültür
merkezine belgeseli karşılıksız olarak sunuyor. Ben de dün
Mahal'de belgeseli izleyenlerin arasındaydım. Bir avuç insandık.
Çoğunu tanımıyordum. Ama büsbütün yabancı da sayılmazdık.
Geçtiğimiz haziran, Taksim'de değildik belki ama birlikte
sokaktaydık, Kordon'da, Halk Bahçesi'nde... Beraber bağırıyor,
birlikte susuyor, göz yaşı döküyorduk. Dün akşam da
birlikteydik. Gördüklerimiz karşısında içimiz cız etti,
öfkelendik, gülümsedik, hatırladık. Tüm mesele de bu değil mi
zaten? Unutmamak, unutturmamak...
Gözdağı,
Türkiye'nin kitlesel anlamda görmeye başladığı tarihi, Gezi'nin
ilk 48 saatini anlatıyor. Belgeselin ana teması “görmek”.
Gözünden vurulan ama görmesi gerekenleri görenlerin hikâyesini
anlatıyor. Belgesel hakkında yazacak değilim. Can Dündar'dan daha
güzel anlatmam mümkün değil. Can Dündar'ın Birgün'de
yayımlanan yazısını okumak için tıklayın.
http://birgun.net/haber/gozdagi-15047.html
Belgeselin
gösterileceği mekânlar bu adresten duyuruluyor.http://gozdagifilm.com/
Belgeselin
fragmanını buradan izleyebilirsiniz. http://vimeo.com/96490124
Gözdağı'na
burada yer veriyorum. Çünkü hatırlamak istiyorum. Bu blogtaki
yazılar, okuduğum kitaplar, izlediğim filmler, etkilendiklerim,
aklıma takılanlar, benim yakın tarihimin ayak izleri aynı
zamanda.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder