6 Nisan 2015 Pazartesi

ŞAHMARAN SENİ ÇAĞIRIYOR


Mezopotamya coğrafyasının ortak motifi yılanların şahı, yarısı insan yarısı yılan Şahmaran'ı yakından tanımak ister misiniz? "Soğuk yılan" imgesi yüzünden bilinçaltınıza yerleşen korku, tedirginlik gibi duyguları  bir kenara atın. Okumaya, dinlemeye devam edin. Hikâyedeki asil, ihanete uğrayıp ölüme giderken bile sevdiğini affeden kahramanın Şahmaran, ihanet eden, hain olanın ise insan olduğunu göreceksiniz.
İnsan nankördür, ufacık menfaatler için ihanet edebilir!
Şahmaran, bu potansiyelin hepimizin içinde var olduğunu biliyor. Onun suretine baktıkça içimizdeki karanlıkla yüzleşiyor, sevginin gücünü, bağışlayabilmenin bilgeliğini ve erdemini hatırlıyoruz.
Onun çağrısını henüz çocuk yaşlarda alan, Mardin çarşısında Ebu Burak olarak bilinen cam altı Şahmaran ustası Tacettin Toparlı ile Şahmaran'ı, Mardin çarşısını, unutulmaya yüz tutan el sanatlarını konuştuk.



Şahmaran'la tanışma hikâyenizi öğrenebilir miyim?
Şahmaran'la tanışmam küçük yaşlarda oldu. En büyük şansım onunla en saf yaşlarımda karşılaşmamdır. Bir gün geldiğimde dükkânda asılı duruyordu. Daha önce de görmüştüm Şahmaran'ı ama o an iletişime geçtik. Bu buluşma geç mi erken mi diye hiç sorgulamadan konuştuk. Belki bilgi suyundan ikram etti ve o sudan içtim. Kim bilir...
 
Ustalığa giden yolda size ilham veren, iyi tavsiyelerde bulunan öğretmenleriniz kimler oldu?
Çarşıda büyüyünce doğal olarak bilgiyi sizden daha tecrübeli insanlardan, yaşanmışlıklardan alıyor, hep onlarla yaşıyorsunuz. Genel olarak tavsiye üzerinden ilerliyor ama daima size daha yakın birisi oluyor çünkü bir ustanın hayallerini, gerçekleştirmek istediklerini devam ettirebilmesi için hayatını, bilgisini, birikimini bir diğerine teslim etmesi, aktarması gerekir. Bu bir döngüdür.
 
El sanatlarıyla uğraşan ustaların yüzlerce yıldan beri süregelen geleneksel çizimleri taklit edip uyguladıkları, kişisel yorum katmadıkları söylenir. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Tüm cam altı Şahmaranları aynı şekilde mi çiziliyor? Yoksa her usta az da olsa kendi yorumunu katıyor mu?
Bir şeyi yapmak önemli değildir. Uzun süre aynı şeyle uğraşırsanız onun yapımı size daha kolay gelir. Bir öğretinin devam etmesi için bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde yaparsanız gelenek ortaya çıkar. Tüm insanlar birbirine benzer ama hiçbir insan birbirinin aynı değildir. Cam altı ustasının, cam altı çalışanının bir duygusu vardır. Bu yaptığı şeye yansır çünkü katmandan geçer. Her bir el sahibi katmandan geçer. Cam altı çalışanları için estetik, büyük bir amaç değildir. Esas olan öğretisi ve vermek istediği toplumsal mesajdır. Herkes neyi biliyorsa o duyguda çizer.
 
Cam altı resimleriniz hakkında teknik bilgi verebilir misiniz? Ne tip boya kullanıyorsunuz? Bir cam altı resmini ne kadar sürede tamamlıyorsunuz?
Camla çalışmak tamamen serbestliktir. Beğendiğiniz bir formu cama çiziyorsunuz ve formun iskeleti çıkıyor. Her fırça darbesiyle resimden uzaklaşıyorsunuz ama aynı anda bir başka görme yetisi kazanıyorsunuz. Yaptığınız şeyi görmüyorsunuz. O yüzden büyülü bir resimdir, cama yapılan.
Eskiden tamamen yağlı boya, seramik boyası kullanıyorduk ancak yağlı boya geç kuruyordu. Artan taleple birlikte son zamanlarda daha hızlı kuruduğu için akrilik ve cam boyası kullanmaya başladık.
Bir Şahmaran bir günde yerini almaya hazır hâle geliyor.
 
Kaybolmaya yüz tutan bakırcılık, kalaycılık, taş işçiliği, cam altı resim gibi el sanatları usta-çırak ilişkisi ile devam eden meslekler. Son yıllarda tüm  bu el sanatlarına özellikle Şahmaran cam altı resimlerine yurt içi ve dışında ilginin arttığını, yurt dışında festivallere davet edildiğinizi, Mardin Müzesi bünyesinde çocuklarla Şahmaran atölyesi yaptığınızı biliyorum. Kültürel mirası korumaya yönelik bu çalışmaların hepsi önemli ve de kıymetli ancak sizce yeterli mi? Mardin çarşısında son durum nedir? Yeni ustalar yetişiyor mu?
Tanıtım ve temsil turlarına katılıyoruz. Şahmaran, bizim yaşamımızın bir parçası. Yaşamak ve yaşatmak adına, var olan geleneğin kaybolmaması adına söylemlerde bulunuyoruz. Dünyanın neresine giderseniz gidin durum aynı. Gelenek unutuluyor. Hayata aktarılamıyor. Hatırlatmak için elimizden geleni yapıyoruz ancak bu bilgiyi, birikimi, geleneği teslim alacak kişilerin çok azaldığı, hatta neredeyse yok olduğu bir durumla karşı karşıyayız.

Çocukluğunuzdan itibaren Mardin Çarşısındasınız. Geçmişten bugüne pek çok değişikliğe tanık oldunuz. Bunlardan biri de şimdi kaybolmaya yüz tutan, neredeyse unutulan çarşıdaki ustaların kendi aralarında konuştuğu bir dil olan Kalaycılar dili. Bize biraz bu dilden bahseder misiniz? Bu dil, nasıl ve hangi ihtiyaçla doğmuş? Kayıt altına almak ve unutulmaması için özel bir çalışma yapılıyor mu?
Yapılan ticarette iyi ve kötü olayların başkaları tarafından anlaşılmaması için kendi aramızda kullandığımız bir dildi. Çarşıda ailemizle geçirdiğimiz zamandan daha fazlasını geçiriyorduk. Ustalarımızdan öğrendik. Onların kullandığı kelimeleri bir ara kullandık. Sonra yok oldu. Şu anda kimse kullanmıyor. Kullanabilecek kimse kalmadı.

Son olarak bundan sonraki çalışmalarınızla ilgili kısaca bilgi alabilir miyim? Ufukta yeni bir sergi ya da proje haberi var mı? Teşekkür ederim.
Ellerimin büyüsünün yanı sıra dilimin büyüsünü de kullanmak istedim. Artık çizimle beraber masal da anlatıyorum çünkü kimse masal anlatmamaya başladı.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder