Tim Parks "Çevirmenler
Niçin Biraz Takdiri Hak Ediyor" (The Observor 25 Nisan 2010 -
Çeviri: Yiğit Yavuz) adlı makalesini "Her neslin, kendi çevirmenlerine
ihtiyacı vardır. Güzel bir edebiyat eserinin asla güncellenmesi gerekmez; oysa
bir çeviri, ne denli harika olsa da zamanla toz tutar. Pope’un Homeros’unu
okurken, Homeros’tan ziyade Pope’u duyarız. Constance Garnett’ın Tolstoy’unu
okurken, 19. yüzyıl sonları İngiltere’sinin sesini duyarız. Büyük eserleri
yeniden ele alıp, onları kendi dilimize uydurmamız icap eder. Bunun için taze
zihinlere, taze seslere ihtiyaç duyuyoruz. Her yıl birkaç dakikalığına,
çevirmenlerin önemli olduğunu gerçekten kabul etmemiz, en iyi çeviriyi
okuduğumuzdan emin olmamız gerekiyor," sözleriyle bitiriyor.
Gelin Parks'ı
dinleyelim. Birkaç dakikalığına çevirmenlerin önemli olduğunu kabul edelim,
yazar ve yayınevi seçimi kadar çevirmen seçimine dikkat etmek gereğini akılda
tutalım ve çevirmenlere kulak verelim.
Çeviriye
merak sarmam çok küçük yaşlara kadar iniyor. Ortaokulda okurken bir
öğretmenimin kitabı için çeviri yapmıştım, sonra lisede çeviri dersimiz vardı,
Shakespeare’in Frost’un şiirlerini, sevdiğim şarkıların sözlerini sadece zevk
için çevirdim. Sonra Üniversite yıllarında çeviri teknikleri dersi alırken
öğrendim ki bu aslında kültürlerarası köprüler kuran çok önemli bir meslek.
Çalıştığım iş yerlerinde de onların çevirilerini yapmaya devam ettim. Farklı
meslekler yapsam da çeviri her zaman hayatımdaydı. Ben sadece İngilizce’den
çeviri yapıyorum.
Sizce
çevirmen kimdir? İyi bir çevirmenin taşıması gereken özellikler nedir?
Ben
salt çevirmen değilim, aslında kendimi eğitimci ve romancı olarak tanımlamayı
daha çok seviyorum. Çok iyi çevirmenlerimiz var, kendilerini bu işe adamışlar,
benimki sadece sahip olduğum dilin edebiyatını o dile sahip olmayanlarla
paylaşmak. O yüzden çok ahkam kesmek istemiyorum ama deneyimlerimden yola
çıkarak gördüğüm şu ki çevirmenin sadece dile hakim olması yetmiyor,
kültüre de hakim olmalı, kültürün dokusunda sözcük öbeklerinin,
deyimlerin dile nasıl girdiği, yaşam alanlarında ne anlamda kullanıldığı gibi
detaylar bilecek. Kendim Holst’tan çeviri yaparken bir çok kez şunu fark ettim:
eğer ben fakültede Amerikan Edebiyatı Okumasaydım ya da New York’ta kalmış
olmasaydım bunu anlamazdım. Yazar dilini kültürüyle yoğurduğu için çevirmen
çevirdiği dilin tüm edebiyat geleneğine ve kültürüne de hakim olmalı.
Bir
çevirmen olarak ritüel diyebileceğimiz belirli alışkanlıklarınız, elimden asla
düşürmem dediğiniz araç, gereç, başvurduğunuz kaynaklarınız var mı?
Kahve
ve sözlük ... Bence sadece bunlar ...
Tabii
bir de bel ve boyun tutulmalarına karşın krem :)
Çeviri
yaparken nelere dikkat edersiniz?
Kelime
seçimlerine, cümle yapılarına, hedef dilde aynı anlamı sağlayıp
sağlayamadığıma. Aynı cümleyi defalarca okur defalarca kontrol ederim.
Türkçeye
henüz çevrilmemiş hangi kitabı dilimize kazandırmak isterdiniz?
Yabancı
Edebiyatla çok haşır neşir olduğum için ara sıra keşifler yapıp yayıncı
arkadaşlarıma paslıyorum. Ama illa şunu çevirsem diyebileceğim özel bir ideal
kitabım yok. Bana gelen tekliflerde titizlendiğim doğru ama :)
Klasiklerin
çevrilmesi konusunda yayınevleri ve çevirmenlerin üzerine düşen sorumluluklar
nedir?
Bence
çevirmen öncelikle kendinden önce kimler bunu çevirmiş ona dikkat etmeli. Bana
gelen bir klasik roman teklifini sırf benden önce Mina Urgan çevirmiş geri
çevirdim mesela. Dili daha iyidir diye değil, belki de daha kötüdür ama netice
Mina Urgan İngiliz Edebiyatı’nın üstadıdır ve onun ismi üzerine çeviri yapmak
okura saygısızlık olacak gibi geldi.
Tabii
bu sadece benim naçizane görüşüm. Yayınevleri ne yazık ki üniversitelerde
okuyan, yaşı hayli küçük öğrencilere sırf az para vererek çeviri yaptırsınlar
diye teklif götürüyorlar. Çok cüzi paralara, dev eserler ya yüzlerce yanlışla
ya da önceki çevirilerden intihalle basılıyor. Yiğit Yavuz, örneğin, tek tek
ipliğini pazara çıkardı intihal yapanların. Otantik çeviri yapmak yerine oturup
önceki eserlerden çalıp kendileri yazmış gibi koymuşlar. Büyük haksızlık, asla
kabul edilemez.
İşte
yayınevinin ve editörün görevi bunu yakalamak olmalı, çeviriyi ucuza kapatmak
değil.
Buna
büyük yayınevleri de dahil - ama en çok butik yayıncılar dikkat etmeli.
Okur,
seçim yaparken nelere dikkat etmelidir?
Ben
yayınevi ve çevirmenin ismine bakarım. Bu bilinç okurda da oturmaya başladı,
artık yazar kadar çevirmen de tercih ediyor bilinçli okurumuz. İş Kültür
serisinden pek şaşmıyorum klasiklerde.
Bazen
orjinalini okuduğum bir romanı sırf çevirmeni beğendiğim için aldığım bile
oluyor.
Yaptığınız
çeviriler sizde kurmaca metinler yazma isteği uyandırıyor mu?
Benim
asıl işim zaten kurmaca metinler yazmak :) Acaba onlar bende çeviri yapma isteği
uyandırıyor mu? Kesinlikle evet.
Şu
anda hangi kitap üzerinde çalışıyorsunuz? Okurla ne zaman buluşacak?
Şu
an elimde Spencer Holst’un bir uzun hikâyesi var, henüz çevirmeye başlamadım,
çünkü ben de, editörüm de yoğun doktora derslerinden muzdaribiz... 2018 yılı
yayın programı içerisinde yayımlanacak. Onun dışında şimdilik beklettiğim iki
metin daha var.
Zamanla
onlara da başlayacağım.
Teşekkür
ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder