8 Aralık 2017 Cuma

ŞEFKATLİ ANNE GÜNLÜĞÜ:3


Çocukla Barış, Bodrum BBOM Öğretmen Okulunda tanışan Özenç, Özge ve Gülesra öğretmenlerin orada öğrendikleri, araştırdıkları, derinleşmek istedikleri konuları ve sınıfa taşıdıklarını paylaştıkları dijital bir platform. 
Farklı yerlerde, farklı koşullarda çalışan üç öğretmen Sura Hart'ın rehberliğinde çıktıkları yolculuğu "Şefkatli Öğretmenin Günlüğü" köşesinde hafta hafta paylaşıyor. Gündemin ağırlığından kaçmak, umudunu arttırmak, çocuklarla ilişkilerinde fark yaratmak isteyen ebeveynler ve öğretmenler için küçük tavsiyelerle dolu günlükleri, kendi pratiğimize dökebilmek, sürecimizi gözlemlemek için bu şablonu kendi ev hâlimize uygulamak istedim. Adını da Özenç, Özge ve Gülesra öğretmenlerden ilhamla "Şefkatli Anne Günlüğü" koydum.

Sura Hart ne diyor?
Öğrencilerin güvende oldukları ve güvenebildikleri yerde öğretmenler de şefkat ve derinlemesine öğrenmenin tohumlarını bulacaktır.
Sınıfta güvenli alan ve güven tesisi için harcanan zaman, eğitimcilerin en çok arzuladığı şey olan derinlemesine yeşerdiği şefkatli öğrenme topluluğunu yaratabilir.
Öğrencilerinizle birlikte, herkes için güvenlik ve güvenin önemini keşfedin. Bu süreç, tarihsel bir bağlamda gerçekleştirilebilir - dünyanın her bir parçasında yaşayan bütün insanlar için eskiden nasıl bir önem taşıyordu, şimdi hâlâ nasıl bir önlem taşıyor? Veya günümüz bağlamına taşınabilir ve bugünün olaylarında keşfedilebilir güven ve güvenin önemi?
Grup anlaşmanızın ne kadar iyi işleyip işlemediğini birlikte değerlendirmek için önceliğiniz bu olsun. Sınıfın tüm üyelerinin güvenliğini ve güven duygusunu daha iyi desteklemek için bu keşfi sürdürüp geliştirin.

Ben ne düşünüyorum? 
Bu konuyu ortak paylaştığımız alanların güvenliği ve aramızdaki güven ilişkisi üzerinden değerlendirmek istiyorum.
Deniz ile ev ortamı dışında iş yeri ortamını da paylaşıyoruz. Her öğle tatilinde ve her ikindi okul çıkışı servisle yanımıza geliyor. Çalışma saatlerimizi öğle tatilinde birlikte yemek yemek üzere ayarladık ancak okul çıkışında geldiği zaman çalışıyor oluyoruz. Bu kararı almadan önce birtakım düzenlemeler ve anlaşmalar yapmamız gerekti. İhtiyaç durumuna göre değişen, gelişen bir anlaşma, bu.
Çalıştığımız yer bir muayenehane. Dolayısıyla öncelikle fiziksel güvenlik söz konusu. Delici, kesici, kanlı aletlerden kaçınmak, dezenfekte ve sterilize edilmemiş alanlara, ve/ya aletlere dokunmamak, röntgen çekilirken, lazerle çalışılırken çalışma sahasından uzak durmak gibi konularda hemfikiriz. Deniz özellikle röntgen ve lazer sahasına girmemesi gerektiğini çok iyi biliyor. Onun sağlığı ve güvenliği için bu kurallara uyacağını bilmeye ihtiyacım vardı. Bu konudaki işbirliği benim için son derece tatminkar.
Duygusal güvence:
Benim açımdan: çalışırken dikkatimi, ilgimi yaptığım işe verebilmek, konsantrasyonumun bozulmaması
Deniz açısından: biz çalışırken de eğlenebilmek, oyun oynamak, iyi vakit geçirmek ve fiziksel ihtiyaçlar
Açlık, tuvalet, kıyafet değişimi gibi kendi gideremeyeceği acil, ötelenemez ihtiyaçlar söz konusuysa yanıma gelerek beni fiziksel olarak çekiştirmeden, anlaşılır biçimde ihtiyacını söylemesini rica ettim. Karşılığında da hastanın başından kalkabilecek durumdaysam hemen yardımcı olacağım, yoksa tez elden hastayla çalışmamı mola verebileceğim bir aşamaya getireceğim ve akabinde hemen yanına gideceğim konularında ona garanti verdim. Gözle görülür bir gelişme ve uyum söz konusu.
Yukarıdaki tanıma girmeyen eğlenme ihtiyaçlarını kendi gidermekle yükümlü. Bir iş yeri için geniş sayılabilecek mutfakta yeterince oyuncak, hayal gücünü harekete geçirecek malzeme, yorgun hissettiğinde uzanıp dinlenebileceği bir kanepe ve ortak alanda izleyebileceği televizyon bulunuyor. Elinin altındakileri kullanmak ona kalmış. Ayrıca eser miktarda sıkılmak ve yalnızlık o kadar da kötü değil, onu düşünmeye, hayal kurmaya ve harekete geçmeye teşvik ediyor.

Deniz'in geri bildirimi ne?
Deniz giderek daha fazla duygularının farkına varıyor. Hayal kırıklığı, üzüntü vb olumsuz duygularını ifade etmesi, sorunları tespit etmek ve birlikte çözüm üretmek için bize alan açıyor. Bunları doğrudan ifade ettiği için, hoşuma gitmeyen, beklenmedik, ani ve beni kendi düşüncelerim, duygularım arasına savuran, onu duymama engel olan davranışları daha az sergiliyor. Bu da aramızda kazan-kazan'a dönüyor. Sakinleştirici otorite olarak kalabildiğim için o duygularını dile getiriyor, o dile getirdiği için ben de savrulmadan merkezimde kalabiliyorum.

Sonrasıyla ilgili ne düşünüyorum? 
"Bugün içinde en güçlü olan duygu neydi?" sorusu rutine oturdu. Kitap okumayı bitirip yastığı düzeltir düzeltmez Deniz bana bunu soruyor. Ona yalnızca olumlu duygular anlatmıyorum. Günün en güzel şeyi başlığı üzerinden pek çok mutlu ânı paylaşıyoruz, zaten. Duygu aktarırken skalayı geniş tutmaya, mutlu, mutsuz, kızgın gibi aşina olduğu duyguların ötesinde örnekler vermeye çalışıyorum Örneğin şaşkın, kafası karışmış, yorgun, sabırsız vb. Özge'nin günlüklerden birinde bahsettiği duygu ve ihtiyaç kartlarını anahtarlık şeklinde yanında taşımak fikrini beğendim. En kısa zamanda hayata geçireceğim.
Deniz'e olumsuz duygularını ifade etmek için alan yaratmanın yolunun, gün içinde başımdan geçen olumsuz duygularımı anlatmaktan geçtiğini düşünüyorum. Bu konu üzerinde epey durdum. Özetle, istek ve ihtiyaçlarımızı açıkça söylemezsek karşımızdakinin bizi anlayamayacağını, ihtiyaçlarımızı gideremeyeceğimizi, karşılanmayan ihtiyaçlarımız yüzünden kafamızın içinde pek çok sesin yükseleceğini "çok kızgınım, bunu nasıl akıl edemez, bu da yapılacak şey mi şimdi vb.", bunun da kızgınlık, üzüntü, öfke gibi pek çok olumsuz duygu doğuracağını, kafamızın içinin sallanmış bir kar küresine benzeyeceğini ve gerçekte ne hissettiğimizi görmenin ve bulmanın güçleşeceğini anlattım. Kar küresi örneği anlattıklarımı kolay anlamasını sağladı.
Hem iş yeri hem de ev için duygu panosu hazırlamak istiyorum. Birkaç gündür bununla ilgili görseller arıyorum.

Kendimi nasıl değerlendiriyorum?
Merak etme, soru sorma, öğrenme çabalarımı takdir ediyorum. Deniz'in hissettiği olumsuz duygular karşısında onu avutmak, ona çözümler bulmak istiyorum. Bunun akıl vermek ya da onun duygularını görmezden gelmek olacağını fark edince susuyorum, derin bir nefes alıyorum ve ondan duyduklarımı tekrar ediyorum. Şu olay karşısında böyle hissettiğini duydum. Doğru anlamış mıyım diye ona tekrar soruyorum. Helikopter anne olmak yerine dinleyen, onun yanında duran ama onun adına çözüm bulmak yerine onun kendi adımlarını atması için alan açan anne olmaya çalışıyorum. Deniz henüz küçükken bunun farkına varabildiğim için mutlu ve umutluyum.

Daha önceki yazılar:
Şefkatli Anne Günlüğü:1 
Şefkatli Anne Günlüğü:2



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder