4 Haziran 2018 Pazartesi

ŞEFKATLİ ANNE GÜNLÜĞÜ 18


Çocukla Barış, Bodrum BBOM Öğretmen Okulunda tanışan Özenç, Özge ve Gülesra öğretmenlerin orada öğrendikleri, araştırdıkları, derinleşmek istedikleri konuları ve sınıfa taşıdıklarını paylaştıkları dijital bir platform.
Farklı yerlerde, farklı koşullarda çalışan üç öğretmen Sura Hart'ın rehberliğinde çıktıkları yolculuğu "Şefkatli Öğretmenin Günlüğü" köşesinde hafta hafta paylaşıyor. Gündemin ağırlığından kaçmak, umudunu arttırmak, çocuklarla ilişkilerinde fark yaratmak isteyen ebeveynler ve öğretmenler için küçük tavsiyelerle dolu günlükleri, kendi pratiğimize dökebilmek, sürecimizi gözlemlemek için bu şablonu kendi ev hâlimize uygulamak istedim. Adını da Özenç, Özge ve Gülesra öğretmenlerden ilhamla "Şefkatli Anne Günlüğü" koydum.

Sura Hart ne diyor?
Öğrencileri dikkatle dinlemek onların dediklerine değer verdiğimizi ve onları ciddiye aldığımızı gösterir. Dinlemek öğrencilerin anlayış, bağlantı ve güven ihtiyaçlarını karşılar.
Eğer bir sınıfta tek bir değişiklik yapabilecekseniz, daha fazla dinlemek belki de yapabileceğiniz en önemli değişikliktir. Herhangi bir gün, ne kadar konuştuğunuza ve ne kadar dinlediğinize dikkat edin.

Ben ne düşünüyorum?
Daha az dinleyip daha çok konuşan taraf olduğumuzda, tek taraflı bir iletişim kuruyor, çocuğa konuşan ve talimatlar veren taraf oluyoruz. Onları dinlemeye, bizim yetişkin aklımıza tuhaf gelen durumların nedenini sorup duymaya başladığımızda ise kendimizi doyurucu, keyifli, mutlu bir sohbetin içinde buluyoruz. Denizle en keyifli sohbetlerimizi yürürken ve uyku öncesi yatakta yapıyoruz. Onun gözünden dünyayı dinlemek bazen bir yetişkinle sohbet etmekten daha keyifli ve zihin açıcı olabiliyor.

Denizle nasıl paylaşıyorum?
Anlatmaktan çok dinlemeyi seven, yanıt vermekten çok soru soran, lafı fazla uzatanların karşısında gerçekten çok darlanan biri olduğum göz önüne alınırsa Deniz'in "dinlenme" konusunda görece şanslı olduğunu söyleyebilirim. Deniz'in anlattıklarını genellikle merak ediyorum ve ilgiyle dinliyorum. İstisnai durumlar da var elbette. İstisnalar için suçluluk duymadan, fark etmeye ve şu alışkanlığı  ("Deniz şu an sana ilgimi ve dikkatimi veremiyorum çünkü ..." durumu izah et. Somut bir zaman dilimi öner ve buna uy) kazanmaya çalışıyorum. Basit ve etkili bir yöntem. Pratik ettikçe uygulaması kolaylaşıyor.

Deniz'in geri bildirimi ne?
Sınıf ya da katıldığı diğer atölye ortamlarında Deniz'in nasıl olduğunu, davrandığını tam olarak bilmiyorum. Aile içinde, sözünün kesildiği, sıranın ona bir türlü gelemediği durumlara sert tepki verdiğini, duruma itiraz ettiğini, konuşma hakkını elde etmeye çalıştığını görebiliyorum. Birisi çıkıp da ona aile içinde kendini ifade edebilmen için yeterince söz hakkın var mı diye sorsa, muhtemelen cevabı hayır olacaktır. Bu da hâlâ onu tam anlamıyla dinlemeyi beceremediğimizi gösteriyor. (edit: soruyu Deniz'e yönelttim ve onun cevabını öğrendim. Yanılmışım, dinlendiğini düşünüyor.)

Sonrası ile ilgili ne düşünüyorum?
Bir okul yılı sona ermek üzere. Başka ebeveynlerle bir araya gelmek, onların okul tecrübelerini, olumlu-olumsuz değerlendirmelerini dinlemek, okulda ya da dışarıda çocuklarına kazanım sağladığını düşündükleri şeyleri duymak, bu bilgiler ışığında kendi değerlendirmemi yapmak istiyorum. Deniz'e okul seçmek bizim için oldukça sıkıntılı bir dönemdi. Sonunda adres beyanına bağlı devlet okuluna kaydını yaptırdığım gün çok kaygılıydım. Birinci dönem boyunca bu kaygılı hâli korudum. Deniz'i izlemeyi, gözlemlemeyi sürdürdüm.  Fikrine değer verdiğim arkadaşlarımla gözlemlerimi, kaygılarımı paylaşmak, sesli düşünmek beni çoğu zaman rahatlattı. Bazen bunları daha sık duymaya ihtiyaç duydum. Ama biliyorum ki, Deniz okulunu, öğretmenini, arkadaşlarını seviyor, aidiyet hissediyor. Bu yüzden bir yılın sonunda herhangi bir değişiklik yapma ihtiyacı yok. Bununla beraber tüm bu arayışlara (şefkatli ebeveyn olmak, duygu farkındalığı kazandırmak, bilinçli farkındalık ve şiddetsiz iletişim araçlarını kullanmayı öğrenmek) da devam etmek istiyorum. Alternatif ya da değil herhangi bir özel okula tonlarca para dökmeden de bu değerleri kazandırmak mümkün. Bir avuç veli bir araya gelse çok şey değişebilir.

Kendimi nasıl değerlendiriyorum? 
Geçen sene bu zamanlar, Deniz'in Çanakkale'de açılacak BBOM okulunda birinci sınıfa başlayacağını varsayıyorduk. Toplamda yedi ay kooperatifin içinde yer aldık. Maddi yükümlülüklerimizi yerine getirdik. En başından itibaren tereddütlerimiz olmasına rağmen ön kayıt ücreti dahi verdik. Oysa, yerel kooperatifin derneğin belirlediği kriterleri hayata geçiremeyeceği, okulun sürdürülebilir olmadığı ayan beyan ortadaydı. Harcadığımız zamana, emeğe ve paraya üzülsek de, Deniz'e orada okula başlayacağını söylemiş olsak da vazgeçmesini bildik. İyi ki de bildik. Deniz oraya başlamadığı için mutsuz olmadı. Biz ebeveyn olarak kendimizi çok daha yıpratıcı bir süreçten kurtarmış olduk. Canım çok sıkıldı, yalan yok. İçime sindiremedim. Sonra bir gün bazen cevap hakkının insanın yaşam hakkını elinden aldığını fark ettim. İnsan bazen bilir ama hayata geçiremez. Yaralıdır, durmadan konuşmak ister. Oysa en iyi cevap kişinin kendi hayatıdır. Geçen bir yıla baktığımda kendimle çelişmediğimi, ilkelerimden sapmadığımı, kıvırmadığımı görmek beni mutlu ediyor.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder