Çocukla Barış, Bodrum BBOM Öğretmen Okulunda tanışan Özenç, Özge ve Gülesra öğretmenlerin orada öğrendikleri, araştırdıkları, derinleşmek istedikleri konuları ve sınıfa taşıdıklarını paylaştıkları dijital bir platform.
Farklı yerlerde, farklı koşullarda çalışan üç öğretmen Sura Hart'ın rehberliğinde çıktıkları yolculuğu "Şefkatli Öğretmenin Günlüğü" köşesinde hafta hafta paylaşıyor. Gündemin ağırlığından kaçmak, umudunu arttırmak, çocuklarla ilişkilerinde fark yaratmak isteyen ebeveynler ve öğretmenler için küçük tavsiyelerle dolu günlükleri, kendi pratiğimize dökebilmek, sürecimizi gözlemlemek için bu şablonu kendi ev hâlimize uygulamak istedim. Adını da Özenç, Özge ve Gülesra öğretmenlerden ilhamla "Şefkatli Anne Günlüğü" koydum.
Sura Hart ne diyor?
Öğrenme ihtiyacımızı kendimiz için yeni şeyler keşfederek karşılıyoruz, bize birinin anlattıklarını ezberleyerek değil.
Öğrencilerinizi bir sürü soru oluşturup sormaları, kendi çıkarımlarını yapmaları ve kendi teorilerini inşa etmeleri için cesaretlendiriyor musunuz? Öğrencilerinizin sorularını ciddiye alıyor ve onların kendi cevaplarını bulabileceklerine güveniyor musunuz?
Yoksa sınıf ağırlıklı olarak ders kitaplarının cevapları, sizin bilgi ve görüşleriniz için bir platform mu?
Ben ne düşünüyorum?
Felsefi, yaratıcı düşünce merakla, soru sormakla başlıyor. Çocukların merak ettikleri konuları konuşabilecekleri, düşüncelerini ifade edebilecekleri alanlara sahip olması çok önemli. Gerçekçi olalım, bunun sınıf ortamında olması pek de mümkün değil. Ortalama bir sınıf 30 kişi. Öğretmenin izlemesi gereken bir müfredat var. Öğretmenin konuştuğu zamanı toplam süreden çıkardığımızda kalan sürede çocuklar günde ortalama kaç dakika konuşuyor olabilir? Oturup matematik hesabı yapmadım ancak rahatlıkla 4-5 dk diye bir tahminde bulunabilir, sınıf ortamında gün boyu hiç söz almamış çocuklar bulunabileceğini varsayabilirim. O zaman biz velilere iş düşüyor. Çocukları iyi gözlemlemek, ilgi alanlarını takip etmek, küçük gruplar oluşturmak ve o gruplar içinde çocukları konuşmaya, duygu ve düşüncelerini ifade etmeye teşvik etmek. Bu çok uzun zamandır içimde hayalini beslediğim bir konuydu. Bu salı hayata geçirdik. Deniz'in sınıf arkadaşlarından küçük bir grupla kitap kulübü kurduk. Bir parkta buluştuk. Kitap okuduk, duygularımızı konuştuk, oyun oynadık ve resim yaptık.
Denizle nasıl paylaşıyorum?
Kitap kulübünü hayata geçirmekteki temel motivasyonum hem Deniz hem de arkadaşları için konuşma, düşünme, soru sorma, yanıt arama, birbirlerini daha iyi tanıma alanı olması, dayanışma, iletişim becerilerinin gelişeceğine duyduğum inanç. Burada merak duygularının peşine düşmelerini görmek, soru sormalarına ve yanıtlar bulmalarına tanıklık etmek heyecan verici olacak. Sürdürülebilirlik önemli bir mevzu. Çünkü kazanımların olması için bu tür faaliyetlerin devamlılığı olması gerekiyor. Bu konuda kendimi tutarlı, azimli ve şevkli buluyorum.
Deniz'in geri bildirimi ne?
Deniz ilk kitap buluşmasını heyecanla bekledi, iyi vakit geçirdi. Sınıfta daha az teması olan bir iki arkadaşıyla etkinliğin sonunda içten bir şekilde sarıldıklarını gördüm. Buluşmalara yazın da devam etmek istiyor.
Sonrasıyla ilgili ne düşünüyorum?
Deniz ve sorular...
Bazen sorduğu ilginç soruları not alıyorum. Araştırıyorum. Ona bilgi sunuyorum. Bazen de gündelik hay huyun arasında unutuyorum. Artık okuma yazma bildiği için merak ettiği konuları not alması için onu yüreklendirebilir, araştırma yapabileceği adresleri işaret edebilirim.
Kendimi nasıl değerlendiriyorum?
Kendi çocukluğumu hatırlıyorum. Öğretmen bir soru sorduğunda, eğer ders kitabında yoksa kaynak kitapları karıştırdığımı, bu uğurda bazen teneffüse dahi çıkmadığımı ve bulduğumda yaşadığım heyecanı ve bilginin kalıcılığını. Şimdi de çok farklı hissetmiyorum. İlgi duyduğum, merak ettiğim konularla ilgili kitaplar temin etmek, okumak, videolar izlemek beni heyecanlandırıyor. Ve önümde bir yol açılıyor. Bazen uzun yürüyorum o yolda, bazen kısa... Merak duygusu beni diri tutuyor. Şefkatli anne günlükleri de bu merakın bir sonucu.
Sura Hart ne diyor?
Öğrenme ihtiyacımızı kendimiz için yeni şeyler keşfederek karşılıyoruz, bize birinin anlattıklarını ezberleyerek değil.
Öğrencilerinizi bir sürü soru oluşturup sormaları, kendi çıkarımlarını yapmaları ve kendi teorilerini inşa etmeleri için cesaretlendiriyor musunuz? Öğrencilerinizin sorularını ciddiye alıyor ve onların kendi cevaplarını bulabileceklerine güveniyor musunuz?
Yoksa sınıf ağırlıklı olarak ders kitaplarının cevapları, sizin bilgi ve görüşleriniz için bir platform mu?
Ben ne düşünüyorum?
Felsefi, yaratıcı düşünce merakla, soru sormakla başlıyor. Çocukların merak ettikleri konuları konuşabilecekleri, düşüncelerini ifade edebilecekleri alanlara sahip olması çok önemli. Gerçekçi olalım, bunun sınıf ortamında olması pek de mümkün değil. Ortalama bir sınıf 30 kişi. Öğretmenin izlemesi gereken bir müfredat var. Öğretmenin konuştuğu zamanı toplam süreden çıkardığımızda kalan sürede çocuklar günde ortalama kaç dakika konuşuyor olabilir? Oturup matematik hesabı yapmadım ancak rahatlıkla 4-5 dk diye bir tahminde bulunabilir, sınıf ortamında gün boyu hiç söz almamış çocuklar bulunabileceğini varsayabilirim. O zaman biz velilere iş düşüyor. Çocukları iyi gözlemlemek, ilgi alanlarını takip etmek, küçük gruplar oluşturmak ve o gruplar içinde çocukları konuşmaya, duygu ve düşüncelerini ifade etmeye teşvik etmek. Bu çok uzun zamandır içimde hayalini beslediğim bir konuydu. Bu salı hayata geçirdik. Deniz'in sınıf arkadaşlarından küçük bir grupla kitap kulübü kurduk. Bir parkta buluştuk. Kitap okuduk, duygularımızı konuştuk, oyun oynadık ve resim yaptık.
Denizle nasıl paylaşıyorum?
Kitap kulübünü hayata geçirmekteki temel motivasyonum hem Deniz hem de arkadaşları için konuşma, düşünme, soru sorma, yanıt arama, birbirlerini daha iyi tanıma alanı olması, dayanışma, iletişim becerilerinin gelişeceğine duyduğum inanç. Burada merak duygularının peşine düşmelerini görmek, soru sormalarına ve yanıtlar bulmalarına tanıklık etmek heyecan verici olacak. Sürdürülebilirlik önemli bir mevzu. Çünkü kazanımların olması için bu tür faaliyetlerin devamlılığı olması gerekiyor. Bu konuda kendimi tutarlı, azimli ve şevkli buluyorum.
Deniz'in geri bildirimi ne?
Deniz ilk kitap buluşmasını heyecanla bekledi, iyi vakit geçirdi. Sınıfta daha az teması olan bir iki arkadaşıyla etkinliğin sonunda içten bir şekilde sarıldıklarını gördüm. Buluşmalara yazın da devam etmek istiyor.
Sonrasıyla ilgili ne düşünüyorum?
Deniz ve sorular...
Bazen sorduğu ilginç soruları not alıyorum. Araştırıyorum. Ona bilgi sunuyorum. Bazen de gündelik hay huyun arasında unutuyorum. Artık okuma yazma bildiği için merak ettiği konuları not alması için onu yüreklendirebilir, araştırma yapabileceği adresleri işaret edebilirim.
Kendimi nasıl değerlendiriyorum?
Kendi çocukluğumu hatırlıyorum. Öğretmen bir soru sorduğunda, eğer ders kitabında yoksa kaynak kitapları karıştırdığımı, bu uğurda bazen teneffüse dahi çıkmadığımı ve bulduğumda yaşadığım heyecanı ve bilginin kalıcılığını. Şimdi de çok farklı hissetmiyorum. İlgi duyduğum, merak ettiğim konularla ilgili kitaplar temin etmek, okumak, videolar izlemek beni heyecanlandırıyor. Ve önümde bir yol açılıyor. Bazen uzun yürüyorum o yolda, bazen kısa... Merak duygusu beni diri tutuyor. Şefkatli anne günlükleri de bu merakın bir sonucu.
Eski Günlüklere aşağıdan ulaşabilirsiniz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder