29 Aralık 2021 Çarşamba

Geri Sayım

 


Geri sayım başladı. 

Cumartesi sabahı yeni bir yıla uyanacağız. Pek bir heyecan yok. Hediye çekilişleri, ev süslemeler başka bir gezegene ait sanki, çocukluk gezegenine. Tüm bunlara eşlik ediyorum ama coşkuyla değil, bir tür yükümlülük düşüncesiyle belki de, emin değilim. Belki pandeminin, izolasyonun, değişimin getirdiği güçlü duyguların getirdiği bir zorlanma sebebiyle, bilemiyorum. 

Birkaç yeni yıl kartı postalamak kaldı geriye, bugün, en geç yarın hallolmalı. Geç bile kaldım. İnsanlar en çok yeni yıl ve doğum günü arifelerinde hesaplaşırmış kendisiyle. Bir yılı, bir yaşı daha devirmenin kendine neler kattığını ya da neleri aldığını, belki de ufuk çizgisi gibi önüne koyduğu hangi hayallerini gerçekleştiremediğini gördüğü için çıkıyor bu hesaplaşma kendiliğinden, zahmetsiz. Geç kalmışlıkla geldi bu düşünceler zihnime. Çünkü zihin için olumsuzu bulmak, çıkarıp önüne taşımak hemen her zaman daha kolay. İyi, güzel şeyleri bulmak, bu ayrıntıları çekmek ise bir meziyet. Başlı başına bir kas geliştirme işi. Pollyannacılık kası mı demeli. Böyle deyince bir tür küçümsemeymiş gibi hissettim. Aslında olmayan  bir şeyin içinden zorlanarak güzel şeyler görebilme uğraşı gibi geldi. Bu bakış açısı belki doğuştan, belki çevresel... kim bilir ama bende çok çok baskın olduğunu söyleyemem. Bir yılı uğurlarken hüzün çöksün istememiştim satırlarıma. Daha çok bu yıl olan güzel şeyleri not düşmek istemiştim. Her şey zıttıyla var olduğuna göre, belki bu hüzünden soyunmalı önce, sonra daha umutlu olana varmalı, çaba gerektirene... 

Gelelim bu yılın güzel olayları ve keşifleri: 

Kendisiymiş Gibi'nin Fakir Baykurt Öykü Kitabı Yarışması'nda on kitaplık kısa listeye girmesi. Üzerinden yüz yıl geçmiş gibi. Ne kolay unutuyor insan. Oysa ne de heyecanlı ve gurur verici bir andı. Sonunda umulan ödül gelmese bile. 

İlk çocuk kitabım Pelin ve Küçük Dostu Karamel'in yayımlanması. Çocuk edebiyatı dünyasına dahil olmak uzun zamandır hayalini kurduğum bir şeydi. Hayata geçebildiği için memnunum. Böylece ilk iki kitap arasındaki uzun bekleme süresinin de o döneme dair olduğunu, yazar tıkanıklığı efsanesini alt edecek yollar bulabildiğimi söyleyebilirim pekala. 

Deniz'in %90 öğrenim bursu kazanarak orta kademeye geçmesi. İlkokulu bitirip Anadolu Lisesi'ni kazanmak benim için milat gibi bir şeydi. Seçildiğim için, önümde uzanan olanaklar için mutlu, heyecanlı ve gururluydum. Deniz benim kadar heyecanlı ve tatmin olmuş görünmüyor. Bazen şüpheye düşüyorum. Onun için doğru seçim bu muydu? Ebeveyn olmak böyle bir şey belki. Sana doğru gelenler, görünenler arasından, çocuğun yüksek yararına olduğun şeyi seçmek ve sunmak. Onlar bizim zamanımızda olduğu kadar pasif değiller elbette, bizim o yaşlarımıza göre çok çok daha fazla seçim hakları var. Daha mutlular mı bilmiyorum. Eskiye güzelleme de yapmayacağım. Çocukluğun çok da kolay bir dönem olmadığının farkındayım. Hele içinde yaşadığımız pandemi koşullarında, özgürlük ve güvenlik arasında seçim yapmaya devam ediyoruz. 2022'de umarım bu kadar keskin bir noktada olmayız. Konuyu fazla dağıttım. 

Aşılarımız tam. Kontamine olmadık. Çanakkale vaka artışı konusunda yeniden zirvede. Yine, eski, bildik iç sıkıntısıyla beraberim aslında bugünlerde. Bu süreci sağlıkla atlatabilmeyi temenni ediyorum. 

Son bir yılda yazdığım öyküler bir kitap bütünlüğüne geldi. 

İyi haberler bunlar. Bu yılın güzel keşifleri için zihnimi epey zorlamam gerekecek. Çünkü okuduklarıma ve izlediklerime dair not almıyorum. 

Bir nefeste aklıma gelen ilk film Bağlar oldu. Dominico Starnone'un aynı isimli romanından uyarlanan başarılı bir film. MUBİ'de izlemek mümkün. 

Yeri gelmişken küçükken TRT dizilerinde bu ifadeyi duyduğumda, ismi "Aynı" olan bir kitap olduğunu ve tüm bu dizilerin o kitabın içinden çıktığını zanneder ve şaşırırdım. Bunca diziyi içinden çıkarabilecek genişlikte bir kitap. Kelime dağarcığım izin verseydi "Ne doğurgan" derdim hiç kuşkusuz.

Diğer kitap ve film önerileri için bloğun içinde gezinebilir ve eşelenebilirim ama hem kendini tekrar etmek olur hem de şu an bu satırları yazan ben için bir çeşit zaman kaybı. Az çoktur diyerek bir kitap ve film bırakayım kucağınıza ve güne karışayım. Yılın son iletisinde buluşuncaya kadar hoşçakalın. 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder